Hrant Dink Cinayetine Yeni İddianame (5)

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin hazırlanan yeni iddianamede, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in, cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink'in yaşam hakkının korunmadığı belirtilerek, "Şüpheli Engin Dinç, görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmayarak, Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır" denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 168 sayfalık iddianamede, halen Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan şüpheli Engin Dinç'in, 26 Ağustos 2004 ile 28 Haziran 2006 tarihleri arasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olarak çalıştığı hatırlatıldı.

İddianamede, Dinç'in, Trabzon'da görev yaptığı dönemde, İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince, "Yasin Hayal'in Ermenilere karşı büyük kin beslediği, İstanbul'da eylem yapmayı planladığı ve Hrant Dink'i öldürmeyi tasarladığına" dair 3 gizli haber raporu düzenlendiği, bu evrakların İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'ne iletildiği belirtildi.

"Yasin Hayal'in Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun öldüreceği, eylemi gerçekleştirmek için İstanbul'a gitmeyi planladığı, takipten kurtulmak için telefonunu bir köye bırakacağı, İstanbul'da ağabeyi Osman Hayal'in yanında kalacağı ve şahsın düşündüğü eylemi yapabilecek bir kapasiteye sahip olduğu" bilgisini içeren raporların, İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderildiği kaydedilen iddianamede, Dink İstanbul'da ikamet ettiği için 17 Şubat 2006'da, Engin Dinç imzalı yazıyla gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün de bilgilendirildiği vurgulandı.

İddianamede, Engin Dinç imzasıyla İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen yazı ve raporda, kesin öldürme bilgisi ve Yasin Hayal tarafından yapılan hazırlıklara yer almadığı, Yasin Hayal'in, Hrant Dink'e karşı ses getirecek eylem yapmayı planladığı, yanında kalacağı Osman Hayal'in adresi ve bağlantılı telefon numarasına yer verilerek tahkikata dönük talep ilettiği bildirildi.

- Dinç ile Güler'in ifadeleri

Engin Dinç'in Cumhuriyet savcılığına 26 Ağustos'ta verdiği ifadeye de yer verilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Dinç, yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel ile 15 Şubat 2006'da yapılan gizli buluşma üzerine öğrenilen Yasin Hayal'in, Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun öldüreceği yönündeki istihbari bilgi üzerine, konuya verdiği önem gereğince, 15, 16 veya 17 Şubat 2006'da, yaklaşık 20 yıldır kullandığı cep telefonu hattından, Ahmet İlhan Güler'in kullanımındaki cep telefonu hattını arayarak, 'Hrant Dink'i öldürecekler, bu adamı korumak lazım' diyerek, şüpheli İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i, İstihbarat Daire Başkanlığı'na yazılan yazı içeriği ile ilgili bilgilendirdiği ve Hrant Dink'in korunması gerektiği konusunda uyardığı beyanında bulunmuştur."

Şüpheli Ahmet İlhan Güler'in savcılıkta verdiği ifadede, Engin Dinç'in, kendisini zaman zaman telefonla aradığını, ancak iddia ettiği gibi İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne yazdığı yazı ile ilgili kesinlikle aramadığını ve "Hrant Dink'i öldürecekler, bu adamı koruyun" şeklinde bir şey söylemediğini anlattığı belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Güler, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç tarafından 17 Şubat 2006'da İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen yazıda yer alan 'Yasin Hayal'in Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun mutlak suretle öldürüleceği' bilgisinin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bildirilmeyerek kendisinden gizlendiği, söz konusu yazı içeriğinden anlaşılacağı üzere, Hrant Dink'in öldürüleceği konusunda ibare ya da imanın dahi bulunmadığı, şüpheli Engin Dinç'in telefonda söylediğini iddia ettiği bir hususu yazıya dökmeyerek de kendi içinde çelişki yaşadığını söyleyerek, Dinç'in kendisini telefonla arayarak Hrant Dink'in öldürüleceği konusunda uyardığı yönündeki beyanını kabul etmeyerek kesin bir dille yalanlamıştır.''

- "Dinç, Güler'i 4 kez aradığı tespit edilmiştir"

İddianamede, şüpheliler Dinç ile Güler arasındaki telefon trafiğine ilişkin bilgiler şu şekilde yer aldı:

"Engin Dinç'in 15-16-17 Şubat 2006'da kullanımındaki GSM hattından şüpheli Ahmet İlhan Güler'in kullanımındaki GSM hattını aradığına dair iddiası nedeniyle ilgili mahkemesinden alınan karar gereğince, İstihbarat Daire Başkanlığı'na verilen soruşturma emrimize istinaden, önce HTS kayıtları İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince elden takip yetkisi verilerek, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) istenmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince elden getirilerek 1 Kasım 2015'te havale ile soruşturma dosyasına alınan 11 Eylül 2015 tarihli yazı ekindeki HTS kayıtlarında, Engin Dinç'in Ahmet İlhan Güler'i belirtilen tarihlerde aradığına dair bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiştir.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince elden takip yetkisiyle TİB'e götürülen mahkeme kararının uygulanması ve cevabi yazının gecikmesi üzerine bu kez aynı şekilde, aynı mahkeme kararıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerine elden takip yetkisi verilerek TİB'e gönderilmiş, yine elden takip yetkisine istinaden getirilen TİB tarafından düzenlenmiş 21 Ekim 2015 tarihli yazı ve eki HTS kayıtları, 16 Kasım 2015 tarihli havalemiz ile soruşturma dosyasına alınmıştır. 16 Kasım 2015 tarihli havalemiz ile soruşturma dosyasına alınan 21 Ekim 2015 tarihli yazı ekindeki HTS kayıtlarında, şüpheli Engin Dinç'in, kullanımındaki hattan şüpheli Ahmet İlhan Güler'in kullanımındaki hattı saat 20.12, 22.14, 22.14 ve 22.22 de toplamda 4 kez aradığı tespit edilmiştir."

İddianamede, Dinç ile Güler'in savcılıkça alınan ifadeleri şöyle değerlendirildi:

"Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç tarafından düzenlenen 17 Şubat 2006 tarihli yazı nedeniyle İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i telefonla arayarak 'Yasin Hayal'in, Hrant Dink'i öldüreceği ve Hrant Dink'in korunması gerektiğini' söylediği yolundaki savunması, şüpheli Dinç'in 15 Şubat 2006 tarihinde yardımcı istihbarat elemanıyla yapılan gizli buluşmada alınan bilgiye çok önem vermesi nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki muadili İstanbul İstihbarat Şube Müdürü şüpheli Ahmet İlhan Güler'i 16 Şubat 2006'da telefonla arayarak, Hrant Dink'in korunması için düzenlediği 17 Şubat 2006 tarihli resmi yazıya Yasin Hayal'in Hrant Dink'i mutlak suretle öldüreceği bilgisine yer vermemesi nedeniyle şüpheli Ahmet İlhan Güler'in oluşa ve hayatın olağan akışına uygun beyanı karşısında, hayatın olağan akışına ve oluşa uygun bulunmamış, suçtan ve sorumluluktan kurtulmaya dönük olduğu anlaşılarak şüpheli Engin Dinç'in savunmasına ve bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir."

- "Deliller soruşturma makamlarından gizlendi"

Trabzon'da McDonalds unvanlı iş yerinin Erhan Tuncel tarafından hazırlanan el yapımı patlayıcı maddeyle 24 Kasım 2004'de Yasin Hayal tarafından bombalanarak 6 kişinin yaralandığı olaya atıfta bulunulan iddianamede, olayda, Erhan Tuncel'in ikrarı ile suça iştirakinin bilinmesine, Tuncel tarafından Hayal'in kanlı pantolonun Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerine verilmesine rağmen delillerin soruşturma makamlarından gizlendiği kaydedildi.

İddianamede, Erhan Tuncel'in, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bağlı yardımcı istihbarat elemanı yapılmasının, şüpheli Engin Dinç'in talimatları ve bilgisi dahilinde gerçekleştiği aktarıldı.

Erhan Tuncel'in mutemet olarak bağlandığı polis memurları ile sorunlar yaşaması üzerine Engin Dinç'in istihbarat uygulama ve teamüllerinin dışına çıktığı anlatılan iddianamede, "Dinç, yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel ile makamında görüşmüş, Erhan Tuncel'in iddiasına göre, bu konuşma sırasında, Hrant Dink cinayetinin Yasin Hayal tarafından değil, azmettirdiği ve son ana kadar muhafaza edilen tetikçi Zeynel Abidin Yavuz tarafından işleneceğini öğrenmiş, ancak bu hususların F/4 haber raporlarına aktarılmasını sağlamamıştır" değerlendirmesi yapıldı.

- "Engin Dinç, buluşma raporunu savcılığa sundu"

Yasin Hayal grubunun geliştirdiği Hrant Dink cinayeti tasarısı ile ilgili olarak, 13 Ekim 2005 tarihli 7 nolu, 15 Şubat 2006 tarihli 9 nolu, 8 Nisan 2006 tarihli 10 nolu F/3 buluşma ve F/4 gizli haber raporlarının düzenlendiğinin resmi kayıtlarda yer aldığı belirtilen iddianamede, şüpheli Engin Dinç'in, savcılığa verdiği ifadede, "Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünce İstihbarat Daire Başkanlığına hitaben yazılmış 14 Eylül 2006 tarihli yazı ve eki, 12 Eylül 2006 tarihli ve 11 nolu F/3 gizli buluşma raporunu bulduklarını" söylediği aktarıldı. İddianamede, Dinç'in savcılığa 14 Eylül 2006 tarihli ve 175177 sayılı yazı ve eki F/3 buluşma raporunu savunmasına ek olarak soruşturma dosyasına sunduğu kaydedilen iddianamede, "12 Eylül 2006 tarihli F/3 buluşma raporu ve bu raporda düzenlendiği belirtilen F/4 haber raporunun, Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihten itibaren bütün soruşturma makamlarından gizlendiği tespit edilmiştir'' denildi.

İddianamede, şu tespitlerde bulunuldu:

"Muhittin Zenit'in cinayet günü 19 Ocak 2007'de Erhan Tuncel ile telefon görüşmesi yaptığı saat 16.44'tür. Dink cinayeti 19 Ocak 2007'de saat 15.00'te işlenmiştir. Dink cinayetine ilişin haberin duyulması, Muhittin Zenit ile görüşme yapılması, Muhittin Zenit'in şubeye varması, güvenlikli telefondan yeniden görüşmeler yapması ve Erhan Tuncel'e ulaşması 1 saat 44 dakikada gerçeklemiştir. Bu durum cinayet haberinin duyulduğu anda Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Engin Dinç ve Ercan Demir'in tereddütsüz bir şekilde Yasin Hayal'in bu cinayeti işlediğini bildiklerini, öngördüklerini açıkça ortaya koymaktadır.

Engin Dinç, Hrant Dink'e yönelik tehdit atmosferinden haberdar ve Dink'in Yasin Hayal grubunca öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye sahip olduğu halde cinayet tasarısına ilişkin bilgilerin bir kısmını devletin ilgili birimlerinin yalnızca bir kısmına aktarmış, cinayet tasarısındaki gelişmelerin ve değişikliklerin tümünü kayıt altına almamış, cinayeti tasarlayan örgüte elinde yeterli delil ve kamu gücü bulunmasına rağmen operasyon yaptırmamıştır."

- "Kamu görevlileriyle mülkiye müfettişi işbirliği yaptı"

Hrant Dink cinayetinden sonra dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız tarafından düzenlenen toplamda 16 araştırma ve inceleme raporuna yer verilen iddianamede, Engin Dinç tarafından düzenlenerek İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisini gizleyen 17 Şubat 2006 tarihli yazı kullanılarak, Hrant Dink cinayetinin sorumluluğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin üzerine yıkılarak, Ahmet İlhan Güler'in yerine, Ali Fuat Yılmazer'in atamasının yapılmasının önü açıldığı kaydedildi.

İddianamede, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü'nden İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen 17 Şubat 2006 tarih ve yazı ekindeki "Yasin Hayal tarafından Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink mutlak suretle ne pahasına olursa olsun öldürülecek, Yasin Hayal bunun için gerekli hazırlıklara başladı, telefonunu yakalanmamak için Çaykara ilçesinde bir köye bırakacak'' bilgisini içeren raporun, Trabzon ve İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki cinayette sorumluluğu bulunan kamu görevlileriyle iş birliği yapan Mülkiye Başmüfettişi şüpheli Şükrü Yıldız tarafından kasten kullanılmadığı aktarıldı.

Şüpheli Engin Dinç'in ifadesinin alındığı 26 Ağustos 2015 tarihine kadar kayıtlarda görünmeyen, F-3 gizli buluşma raporunda bahsedilen ancak sonradan yok edilen, Erhan Tuncel'in cinayeti işleyecek "Ogün" ismini bildirmesi üzerine düzenlenen F/4 raporuna ilişkin yeni buldukları gerekçesiyle bilgi vermediği kaydedilen iddianamede, "Şüpheli Engin Dinç, Hrant Dink cinayeti öncesi bu cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink'in yaşam hakkı korunmamıştır. Şüpheli Engin Dinç'in, görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmayarak, Hrant Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır'' denildi.

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile