Hukukçular: Yargı muhtırası niteliğindeki bu açıklamayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz

Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Semiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın yaptığı açıklamanın, yargı

Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Semiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın yaptığı açıklamanın, yargı muhtırası niteliğinde olduğunu söyledi. Semiz, Yalçınkaya'nın açıklamalarını şiddetle reddettiklerini ve kınadıklarını belirtti.

Semiz, yaptığı açıklamada, başörtüsü konusunun ülke gündemini yoğun bir şekilde meşgul ettiğini hatırlattı. Bu konuda siyasi partiler bir araya gelip ortak bir çözüm yolu ararken, bu durumu ve aslında çağdaş demokratik hukuk düzeni ile birey hak ve özgürlüklerini içine sindiremeyen bazı çevrelerin laiklik yaygarası kopararak çözümü engellemeye çalıştıklarını ifade eden Semiz, "Hatta daha da ileriye giderek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) ve çözüm arayışı içerisindeki siyasi partilere tehditkâr bir üslupla gözdağı vermektedirler. Bu bağlamda, çağ dışı bir laiklik anlayışı ile inanç özgürlüğünü ve ülke siyasetini hedef alan, millet iradesinin tecelli ettiği TBMM'ye gözdağı veren, yasaları uygulamakla görevli olduğu halde tabi olduğu yasaları açıkça çiğneyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın tavır ve açıklamaları asla kabul edilemez." dedi.

Hiçbir kişi veya kurumun, millet iradesini temsil eden TBMM'ye emir ve talimat veremeyeceğinin altını çizen Semiz, "kimse kendisini millet iradesinin üzerinde göremez. Yargı muhtırası niteliğindeki bu açıklamayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Bu talihsiz açıklamaların, açıklamayı yapandan çok mensubu bulundukları yargı kurumuna zarar verdiğini ve yargı kurumunun halk nezdindeki güven ve itibarını zedelediğini de hatırlatmak istiyoruz." diye konuştu.

İnanç özgürlüğünün bir gereği olarak dileyenin dilediği gibi giyinebilmesi gerektiğini belirten Semiz, şunları kaydetti: "Günümüz çağdaş demokrasi anlayışı bunu gerektirir. İnsanların, başörtüsü nedeniyle farklı bir muameleye maruz bırakılması, İnsan Hakları ve Evrensel Hukuk İlkeleri ile bağdaşmaz. Başörtüsü konusu, millet vicdanında kanayan bir yaradır. 12 Eylül halk oylaması kampanyaları sırasında 'başörtüsü sorununu biz çözeriz' diyerek milyonlarca insanımıza umut veren Kemal Kılıçdaroğlu'nu, sözlerinin arkasında durmaya ve çözüm sürecine katkı sunmaya davet ediyoruz. Bu konunun çözüme kavuşturulmasının, insan haklarına ve inanç özgürlüğüne saygılı herkesin ve her siyasi partinin görevi olduğunu hatırlatıyoruz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile