'Hülya Tipim Değildi'

'Hülya Tipim Değildi'

Feraye Tanyolaç'la mutlu olduğunu her fırsatta dile getiren Kaya Çilingiroğlu, çok özel açıklamalarda bulundu.

Kaya Çilingiroğlu ve Hülya Avşar'ın kızı Zehra'nın bir kafede eski erkek arkadaşını başka bir kızla görmesi sebebiyle olan olmuş ve Zehra kıskançlık nedeniyle masada duran çaydanlığı yeni sevgilinin başından aşağı dökmüştü.

Kaya Çiligiroğlu, hem bu olayın ayrıntılarıyla ilgili hem de eşi Feraye Tanyolaç'la olan ilişkisine dair daha bir çok açıklamalarda buludu.

İşte Akşam gazetesinin röportajı:

- Kızınız Zehra'ya yaşadığı olaydan sonra ceza vermişsiniz; anlatır mısınız?
Ceza vermedim. Eskiden daha rahattı, tek başına alışveriş merkezine ya da sinemaya gidebiliyordu, şimdi böyle olmayacak. Bundan sonra konsere gitmek isterse ya benimle, ya annesiyle, ya da teyzesiyle gidecek. Feraye de olabilir. 15 yaşındaki bir çocuk nasıl davranıyorsa öyle davranacak.

- Kızınızla bu durumu konuşurken sakinliğinizi koruyabiliyor musunuz?
Hiçbir zaman bağırmam sadece hatalarını söylüyorum, uyarıyorum.

- Aileden özür dilemişsiniz...
Ben de, annesi de özür diledik. Bir araya da geldiler. Birkaç kere daha karşı tarafı aradım. Ona da hak veriyorum çünkü çocuğunun başına bir hadise gelmiş. Karşı taraftan davacı olmaktan vazgeçmesini rica ettim. Çekilmezse de yapacak bir şey yok. Hukuka gitmiş bir hadise hakkında da fazla da konuşmamalı. Mahkemenin kararı önemli.

''FATİH ALTAYLI'YA KIZMADIM''

- Olaya ilişkin detaylara gazetesinde yer veren Fatih Altaylı'ya kızgın mısınız?

Çok kızmadım. Altaylı'ya da kötü bir şey söylemedim; sadece bu haberi böyle vermemeliydi. Yaptığı hukuken suçsa mahkemeye vereceğim, değilse de yaptığıyla kalır. Hülya'nın ona aşırı bir tepkisi olmuş. O da bir anne, doğal olarak böyle davranmış.

- Fatih Altaylı, Hülya Hanım'ın mesajını da yayımlamış değil mi?
Hülya'nın da o mesajı atmaması lazımdı. Zehra'nın olayında hiçbir gazeteciye kızmadım. Haberdir, yapacak ama bunun adabı vardır. 18 yaşından küçük bir çocuğu, böyle tefrika haline getirmek doğru değil. Bence Fatih Altaylı geri adım atmasa da hatasını anlad ı!

- Olayın geçtiği mekâna kızgın mısınız?
Evet, içki satılan bir yere 18 yaşın altındaki çocukları alıyor. O gün mekânın sahibi arkadaş beni aradı ve olayın basına hiçbir zaman sızmayacağını söyledi, ben de teşekkür ettim. Ancak aradan iki gün geçti, görüntüler bir gazetenin manşeti için, yüzde 90, mekândan servis edildi. Kendileri bilir... Böyle saygısızlık yapan mekâna müşteriler ne kadar sıcak davranır bilemem.

- Sizin özrünüz karşısında ailenin tutumu nedir?
Şu ana kadar davalarını çekmediler. Bakıp göreceğiz.

- Bu olaydan dolayı Hülya Hanım'la tartıştınız mı?
Tartışmadık. Zaten tartışacak bir şey yok, hadise olmuş. Artık bir daha böyle şeyler olmaması için gereğini yapacağız.

- Zehra'yı psikoloğa götürdünüz mü?
Götürdük, bir süre daha gidecek. Destek alması lazım. ABD'de de olsa işin cezası zaten destek alman.

- Erkek arkadaşlarını bilir misiniz?
Bilmeyi ve anlatmasını isterim. Kız çocuğudur, erkek arkadaşı olmazsa şaşırırım, şüphelenirim ama bu yaşta da olmamalı. 15 yaşından yeni gün aldı. Beğenme, hoşlanma, platonik aşklar olur bu yaşta. Mesajlaşırsın, telefonda konuşursun. Sevgili gibi olmaz.

''EVLENİLECEK ADAMIM''

- Peki, gelelim sizin ilişki durumlarınıza... Üç kere evlendiğinize göre evlilik adamı mısınız?

Aslında değilim ama bir şekilde evleniyorum. Bekâr kalamıyorum.

- Peki, evlenilecek adam mısınız?
Tevazu göstermeyeceğim; hatta kendimi tek geçerim. Çünkü kadını şaşırtırım. Kadının heyecanı bitmez. Brad Pitt bile olsan 6 ay sonra aynı gelir, zenginsen paraya da alışır insan. Kadında heyecanı bitirmemen lazım.

- Nikâh masasına sizi ne oturtuyor?
Kendi rızam. Allah göstermesin ama Feraye'den boşansam bir daha evlenmem. Aslında büyük laf etmemek gerekiyor. Önceden de 'Evlenmem ' diyordum. Zaten Feraye'den de boşanacağımı zannetmiyorum. Memnunum hayatımdan.

- Güçlü, sert, 'bana bir şey olmaz' der gibi bir duruşunuz var. Sizi ne yıkar?
Niye beni yıkmaya çalışıyorsunuz. Daha iyi bir soru sorsanız...

- Biraz ağır oldu galiba ama niyetim sizi yıkmak değil, peki sizi ne üzer?

Dik duruyorum. Çünkü kimseye haksızlık yapmıyorum. Namussuzluğum yok. Yalakalık yapmıyorum. Eğilip bükülmem. Çünkü bu dünyada her şey fani. Düşünsenize adamın yatı, katı, uçağı var ama patiskalara sarıp yolluyorlar öbür tarafa. Kiracı olduğun bir yerde hırsa ve nefrete ne gerek var.

- Bugüne kadar kadınlardan neler öğrendiniz? Kurnazlığı demeyin de...
Hiçbir zaman istesem de kurnaz olamadım. Kadınlardan hayat tecrübesi öğrendim.

- Siz kadınlara ne öğrettiniz?
İlişki alışveriştir. Bir şey alıyorsanız mutlaka siz de vermişsinizdir ki o ilişki uzun sürmüştür. Her şey menfaat üzerine kuruludur. Tamam, aşk, sevgi var ama her insanla da yemek yiyip bir şeyleri paylaşamazsınız, eğlenemezsiniz.

- Herkesle arkadaş olunmaz gibi bir yaklaşımınız var. Kazık mı yediniz?
Çok kazık yedim, doğru. Ama o kazıklarda hatayı kendimde aradım. Mutlaka bir yanlış yapmışımdır ki başıma gelmiştir. Hatanızı bulup bir daha o hatayı tekrarlamayacaksınız. Aynı adamdan iki kere kazık yiyorsan onun adı kazık değil, senin enayiliğin olur.

- 'Feraye Hanım'ı aldatmaya ihtiyacım yok ' demişsiniz. Bu yaşlandığınızın, elinizi bu işlerden çektiğinizin bir belirtisi mi?
Zaten bu işlerde çok yoktum. Abartıldı. Bunları bana mal ettiler. Bir kere adım çıktı.

- Hülya Avşar'ın yıllardır süren başarısı için ne düşünüyorsunuz?
Demek ki işini doğru yapıyor. Türk halkının nabzını tuttuğu için de gündemden düşmüyor. Tebrik ediyorum.

- Hülya Avşar'ı özlüyor musunuz?
Beni o toplara hiç sokmayın. Ancak istediğim kadarını benden alabilirsiniz. Onun için zorlanmayın, net sorun. Bu saatten sonra bana Hülya Avşar'la ilgili soru sormayın.

- Bir kadın için ağladınız mı?
Ağladım ama hatırlamıyorum.

- Aşk acısı çekip terk edildiniz mi?
Beni bırakan henüz olmadı ama (gülüyor)... Bırakıp gitmişsem bile acı çekmişimdir. Olmayan şeyi sürdürmenin anlamı yok. Bittiği zaman bir tarafınız hep 'Acaba? ' der ama doğru olanı yaparsınız, o da acı verir.

- Elde edemediğiniz kimse oldu mu?
Yaklaşık 30 yıldır kadınlarla ilişkim oldu, 'Hayır ' diyen azdır ama olmuştur.

''YAPTIĞIM EN KÖTÜ ŞEY 17 YAŞINDA GAZETECİ DÖVMEKTİ''

- Yaptığınız en büyük hata nedir?

O kadar çok var ki. Pişmanlık duymaya kalksam herhalde ölene kadar sürer. Yaptığım en kötü şey 17 yaşındayken gazeteciyi dövmekti. Binlerce kere özür diledim. Sağmalcılar'da cinayet koğuşunda 1 ay yattım. Kızıma da anlatıyorum; 'Yapma ' diyorum. 30 sene evvel yaptığım olay, her gün önüme konabiliyor. Hataydı.

- Aldığınız en iyi karar nedir?
İki çocuğumun doğması. Keşke 5 çocuğum olsaydı. Babamın öldüğü gün bir kardeşim olması gerektiğini ve Zehra'nın doğduğu gün de babama ne kadar haksızlık yaptığımı anladım. Zaten Zehra'nın şu son hadisesinde de annem, 'Bize yaptıklarının ne demek olduğunu şimdi anlıyor musun? ' diye mesaj yazmış. İnşallah bununla sınırlı kalır.

- Yıllar önce Ferrari marka arabanız sorulunca Feraye Hanım'la ilişkinizin sorulduğunu zannedip cevap vermiştiniz. Karadenizliliğiniz tutmuştu herhalde...
Herhalde bir boşalma oldu o an. Ayrıca Karadenizliliğim tutmadı, Karadenizliyim zaten. Yataktan düşerek kalkan bir adamım.

- Yaptığınız en büyük sürpriz nedir?
Feraye ile çocuktan sonra evlendik. Bir gün yemeğe geleceğimi söyledim. Akşam kapıyı çaldım, yanımda da belediye başkanı. O gece nikâh kıydık. Herhalde sevinmiştir.

- 'Hata mı yapıyorum? ' demesin...
Olabilir ama o saatten sonra evlenme teklifine 'Hayır ' diyemezdi. Çünkü yanımızda nikâh memuru vardı. Biraz da emrivaki mi yaptık acaba? (gülüyor).

- Belki hamile kalarak Feraye Hanım emrivaki yapmıştır...
Olur mu canım! Beraber karar verdik. Durduk yere hamile kalmadı. Ben de şaşırtılmayı severim. Hayatımın en güzel hediyesini Feraye'den almıştım. Şarap şişesini kırmızılarla çok güzel süslemiş, içine de bir not yazmış. Pahalı da bir şarap. Etiketi de çocukluk fotoğrafımdan yaptırmış. Beni düşünmüş ve yaratıcı bir hediye vermişti.

ANNEM MONK GİBİDİR

- Annenizle aranız nasıl?

Çok iyi. Çok güzel yemek yapar. O yapmazsa zeytinyağlı yemem. Çok asildir. Hayatla ilgili çoğu şeyi annemden öğrendim. Monk diye bir dizi var ya işte oradaki karakter gibi takıntılıdır. Sülalesi de aynı. Her yere oturamazlar, her şeyi yemezler.

- Golfü sekse tercih ediyormuşsunuz...
Birini 4,5 saat oynarsın, 40 saat de konuşursun. Öteki maksimum 30 dakika sürer. Hiç de konuşmazsın. Tabii adamsan konuşmazsın. Hadi bilemedin bir saat sürsün, beş kere olsun. Ne konuşacaksın?

HACCA GİTMEK NASİP OLMADI

- 'Kuran benim anayasam ' derken 'Ne yazıyorsa ona inanırım, yorumlamam ' demek istedim. Zaman zaman içerim, sabahlara kadar içki içmiyorum ki. Beş vakit namaz kılmam ama cuma namazını hiç kaçırmam. Yalan söylemem, kimsenin hakkını yemem. Kapıma kim gelse elimden geleni yaparım. Bunu reklam olsun diye de söylemem.
- Hacca gitmedim ama iki kere niyet ettim; hazır değilsen Allah nasip etmiyor. Bodrum'a gitmek gibi değil. Her kul günahkârdır, bunu unutmayın. İçinizden bir kula küfür etmiyor musunuz? Allah'ın kuluna küfür ettiğin için günah işliyorsun aslında.

''BAŞKA OY VERECEK PARTİ Mİ VAR''

- AK Parti'yi her zaman desteklerim. Oyumu da her zaman vereceğim. Her yaptığı iyiye gidiyorsa fikrimi niye değiştireyim? Başka oy verecek parti var mı?

- Kürt açılımını desteklememek gibi lüksümüz yok. 30 senedir savaş sürüyor. Türk ordusu yıllardır dağda PKK'yla uğraşıyor. Milyarlarca dolar para, binlerce insan gitmiş. Bu hadise bitince birçok yabancı yatırımcı gelecek Türkiye'ye.

''BEŞİKTAŞ'A BAŞKAN OLURSAM...''

- Telegol en fazla seyredilen spor programı.

- Şampiyonluk için favorim Galatasaray ama Fenerbahçe'yle çekişirler. Beşiktaş sürpriz yapabilir ama bu kadroyla işi zor.
- Milli Takımımız adamı matematik profesörü yapar. Hedefi 2014 Dünya Kupası değil, 2018 olmalıydı.
- Beşiktaş Kulüp Başkanı olursam Türk sporu ciddi şekilde aşama kaydedebilir. Bir başkanın olması gerektiği gibi davranırım.
- Fikret Orman her gün basında. Belli ki kameraları seviyor. Dışarıda Mobese görse ona bile konuşacak. Beşiktaş Kulübü'nü ağlama duvarı yaptı. Şu anda başarısız.
- Aziz Yıldırım gibi kulübüne bu kadar katkısı olan bir başkan daha yok. Çağ atlattı. Kötü işler de yaptı ve bütün güzellikler çöp oldu. Türkiye'ye gelmiş en büyük başkan listesinde ilk üçe Aziz Yıldırım'ı yazarım.

''HÜLYA TİPİM DEĞİLDİ''

- Hırslı bir adamım. Ben de kazanmak isterim. Ama Beşiktaş'a başkan olacağım diye elâleme yalakalık yapmam.
- Hayatım boyunca beni ve çocuklarımı rahat yaşatacak kadar para sahibi olduğum gün çalışmam.
- Formula 1 aracı kullanmak, savaş uçağına binmek ve safariye gitmek isterim.
- Hep aşk evliği yaptım. Bana uyuyor mu, uymuyor mu diye düşünmedim. Âşık oldum, evlendim.
- Feraye çok sabırlıdır. Tutkulu bir kadındır. Güzel yemek yapar ama annemin eli başka.

''KİTAP YAZACAĞIM''

- Bir gün bir kitap yazacağım. Yazdığımda bazı insanlar rahatsız olabilir.
- Evde çalışana bile 'Kahve yapar mısın? ' diye sormam, kendim yaparım.
- Kadın eve hâkim olmalı. Camlar silinmemişse sorumluluk kadındadır.
- Eskiden daha sinirliydim. Şimdi toleranslıyım. Mutlaka kavga olmalı ama aşırıya kaçmadan.
- Modern bir insanın bir avukatı, bir dişçisi, bir de psikoloğu her daim olmalı. Bir psikoloğunuza, bir de avukatınıza yalan söylemeyeceksiniz. Psikoloğa gitmek beni rahatlatıyor.

'HÜLYA TİPİM DEĞİLDİ'

- Genelde esmer tipleri severim. Latin Amerika, Brezilya, Venezulea tipi kadınlara meraklıydım çocukluğumdan beri. Hülya, mesela benim tipim değildi.
- Anne, erkek çocuğunun sahibi gibi... Başka bir kadınla paylaşamıyor. Annem, bana gelinlerini sevmediğini söylemedi fakat annenin çocuğunu paylaşamama gibi bir problemi olduğunu düşünüyorum. Gelinleri de kırmaz. Elinden geldiği kadar yardımcı olur. Gelinini seven bir kaynana düşünemiyorum.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile