Hüseyin Çelik Esenyurt'ta hemşehrileri ile buluştu

Haftasonu Pazar gününü Esenyurt’ta geçiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Van Milletvekili ve Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik, Van’lı hemşerileriyle kahvaltıda buluştu. Van Özalp, Saray İlçeleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nde Dernek Başkanı Ekrem Eralmaç ve dernek yönetimi tarafından düzenlenen kahvaltıya katılan Bakan Çelik’i, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Şenay Değer, Esenyurt Belediye Başkan Vekili Hüseyin Topçu, Başkan Yardımcısı Temur Akçiçek, Başkan Danışmanları Metin Karakoç, İl Genel Meclis Üyesi Hamit Öncü, AK Parti İlçe Kadın Kolları Başkanı Pakize Yağcı, Gençlik Kolları Başkanı Onur Şimşir hazır bulunurken, çok sayıda dernek üyesi katıldı. Kahvaltı sonrası konuşma yapan Çelik muhalefete yüklenirken, büyüklerinin sözünü hatırlattı ve “Karanlıktan şikayet edeceğine, bir mum da sen yak” diye seslendi. Kahvaltı sonunda dernek binasını gezen Çelik’e, dernek yöneticilerinin isteği üzerine destek sözü verirken, daha sonra Esenyurt’tan ayrıldı.

“Halep ordaysa arşın burada”

İstanbul’da Van’ın adı dahi yokken hemşerilerimiz dernek faaliyetlerini yürütmelerinden dolayı kutluyor ve Esenyurt ilçesinde Van kardeşlerimize gönül kapılarını açarak, büyük destek veren Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nu tebrik ediyorum” diyerek, dernek faaliyetlerini dayanışma ve yardımlaşma adına çok önemsediğini ifade eden Çelik, Van İli hakkında kısa bir bilgi verdi ve doğunun en büyük ili olma özelliğini taşıdığını söyleyerek, doğuda 14 il arasında Van’ın en büyük şehir olduğunu ve nüfusunun 1 milyon 50’ye ulaştığına dikkat çekti. AK Parti hükümetinin 7.5 yıllık çalışmalarından söz eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Van Milletvekili ve Milli Eğitim Eski Bakanı Doç.Dr.Hüseyin Çelik, “2003 yılında hükümete geldiğimizde, Türkiye’de umutlar tükenmişti. Gemi karaya oturmuştu. Geçmiş hükümetlerin yaptıkları ortada ve 7.5 yıldır AK Parti hükümetinin de yaptıkları ortadır. Halep ordaysa, arşın buradadır. Global krize rağmen Türkiye, ayakta duran 47 ülkeden birisi olmuştur. İlk çeyrekte %11.7 büyümüştür. Enflasyon tekli rakama düşmüştür. Eksikliklerimiz, yanlışlarımız yok demiyoruz. Fakat, bunları görmeyen birileri sürekli sıkıntı pompalıyorlar. Yolsuzluk var diyorlar. Yolsuzluk, hırsızlık olsaydı bugün, 11.5 km duble yol yapılamazdı. Okullarda her 3 dersten birisi AK Parti hükümeti döneminde yapılmıştır. Doğudaki köylere, şehirlere yapılan yatırım 25 trilyon TL’liktir. Geçmişte yollarımız mezbahane gibiydi. Şimdi ise, doğuya Van’a duble yollar yapılıyor. Van’da bu yıl yapılan yol yatırımları 80 trilyondur. İşte memleketi sevmek budur. Bunlar lafla olmaz, hizmet kervanıyla olur. Dil, din, ırçılık gibi hiçbir ayrım yapmadan ülkenin en ücra köşelerine hizmet götüren Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan göreve geldiğinde ırkçılık benim ayağımın altındadır demiştir. Terörden zarar gören halka devletimiz çıkardığı yasa ile tazminat ödemiştir. Bugüne kadar bir milyar TL ödenmiştir. İşte şefkatli devlet budur.

“Sende bir mum yak”

Terörden nemalananlar var. Bunun için terörün durmasına engellemek için uluslar arası mücadele ediliyor. Bizmi istedik kürt, Çerkez, Boşnak olmayı. Bugünkü hükümet Kürtçeyi serbest bıraktı ve Kürtçe yayın yapan TRT ŞEŞ televizyonunun yayınını başlattı. Kürtçe müfredat bizzat benim zamanımda hazırlanmıştır.Bugünkü hükümet Kürtlerin varlığını, insan olduğunu hatırlatmıştır. İnsan olmak ve insanca oturup konuşmak gerekirken, yazık değil mi? 300 trilyon teröre para harcanmıştır. Her şeyin süt liman olmasını da biranda kimse beklemesin. Karanlıktan şikayet edeceğine, bir mum da sen yak demiş büyülerimiz. Terörü destekleyen uluslar arası firmalar var. PKK’ya mayın satıyor, size de detektör satarken, terörün bitmesini ister mi.? Buna izin vermeyeceğiz” dedi.

“Halk 12 Eylül’de özgürlüğüne ‘EVET’ diyecektir”

Anayasa’yı tamamen ortadan kaldırmak ve değiştirmek istiyor diye Adnan Menderes’i astılar. Sonra kendileri Anayasa’yı değiştirdiler. O zamanda Anayasa’ya en çok hayır oyu veren tek ilimiz Bingöl’dür. Şimdi ise niye karşı çıkıyorlar. Halkçılık diyorlar. Tam gün yasasına karşı çıkıyorlar. Vatandaş sağlığı için hastanelere gidiyor. Doktor işim çok, sen muayenehaneme gel diyor. Halkçılık bu mudur.? Şimdi de 12 Eylül’de yapılacak Anayasa için referandumda hayır diyeceğiz diyorlar. Tapu’da, nüfusta itilip kakılan vatandaş, mahkemeye gidebilir mi.? Hakkını arayabilir mi.? İşçi sendikalarının uluslar arası talepleri ne ise, hepsi bu yasada vardır. Bu yasa halkın kendi özgürlüğünü kazanacağı yasadır. 30 yıl önce darbeyle hazırlanan Anayasa’yı, 12 Eylül’de halkım özgürlük için evet diyeceğine inanıyorum. Ben ekmeksiz yaşarım ama, hürriyetsiz asla demiş büyüklerimiz” diye konuştu.