İbn-i Sa’d’ın “Kitabü’t-Tabakati’l- Kebir Tabakat” eserinin siyere de kaynaklık eden en eski biyografi kitabı olduğunu söyleyen İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Akdemir, “Bu eser aynı zamanda tefsir başta olmak üzere bütün İslam bilimleri ile ilgili ilk kaynaklardan bilgiler ihtiva etmektedir” dedi.
Bu eserin tam anlamıyla incelediğinde ilk iki cildinin tamamen bir fiili tefsir sayılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Akdemir, “Eser Peygamberimizin (S.A.V.) fiillerini, hayatını, yaşayışını da anlatıyor. Bu arada Kur’an-ı Kerim’in fiili olarak tefsirini yapmış oluyor ve bu alanlarda çok önemli bir kaynağımızdır. Bu güzel eseri dilimize kazandırdıkları için tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İbn-i Sa’d’ın “Kitabü’t-Tabakati’l- Kebir Tabakat” eserinin, İslam tarihi ve mezhepleri açısından önemli bir eser olduğunu söyleyen Mezhepler Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ekinci, “Her açıdan bizim için önem arz eden bir eser olduğundan dolayı İlahiyat Fakültesi hocaları olarak, 14 arkadaşla birlikte 11 cildin tamamını tercüme ettik. Halkımızın ve öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Ben 8’ci cildin yarısını tercüme ettim. Benim bölümümde İmamı Azam’ın hocası sayılan İbrahim El Vahbi ve İbni Abbas hazretlerinin birinci derecesinden akrabası olan Said Bin Cübeyr’i tercüme ettim. İbni Sa’d’ın eserinin çok yararlı olacağı düşünüyorum. İslam tarihiyle ilgilenen herkesi bu eseri okumaya davet ediyorum” dedi.
İbni Sa’d’ın Kitabü’t-Tabakat adlı eserinin hadis ravilerinin hayatlarını ve mesnedlerini neşrettiğini dile getiren Hadis Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Keskin, “Peygamber Efendimizin (S.A.V.) hadislerine kaynaklık eden sahabelerin hayatlarının yer aldığı bu eserle, Küfe, Basra, Mısır’daki hadis ravilerinin hayatları, hadis çalışmaları dile getirilmiştir. Bir araştırmacı, peygamber efendimizin hayatını, sünnet anlayışını öğrenmek istiyorsa bu kaynaklardan istifade etmesi gerekiyor. İslam medeniyeti böyle köklü çalışmalara dayanır. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak hayırlı hizmete vesile olduk. Umarım herkes bu temel kaynaklardan istifade eder. İbni Sad’ın bu eseri Hicri ilk 3 asırda yaşamış olan sahabeleri tanıtması bakımdan çok önemli bir eser. Biz de hanımlar bölümünü tercüme ettik. Yaklaşık 600 civarında hanımın biyografisi yer alıyor. O dönemin sosyal hayatı, aile hayatı, evlilikler, boşanmalar, aile ilişkileri bakımından oldukça önemli bilgiler yer alıyor” diye aktardı.
Arap Dili ve Belagati Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yasin Kahyaoğlu da, “Bu kitap İslam tarihinin ilk kaynaklarındandır. İlk dönem hadis ravilerinin hayatlarını dile getiriyor. Peygamberimizin (S.A.V.) hadisleri dinin en önemli kaynaklarındandır. Tabiki Peygamberimizin (S.A.V.) sözleri gibi bu hadisleri rivayet edenlerin kimler olduğu da önemlidir. Bu kitap, bunların biyografilerini yazan bir kitaptır. Benim Türkçeye tercüme ettiğim kısımda Küfe, Basra ve Mısırdaki hadis ravilerinin hayatları ve hadis çalışmaları dile getirilmiştir. Peygamberimizin hayatını ve sözlerini derinlemesine incelemek isteyen her araştırmacı ve Müslüman’ın bu tür eserlerden faydalanması gerekir. Hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Editörlüğünü Prof. Dr. Adnan Demircan’ın yaptığı eserin tamamı Harran Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden oluşan ekip tarafından çevrildi. Ekipte, Prof. Dr. Abdurrahman Elmalı, Prof. Dr. Ali Bakkal, Prof. Dr. Hikmet Akdemir, Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz, Prof. Dr. Mustafa Ekinci, Prof. Dr. Yusuf Ziya Keskin, Doç. Dr. Mehmet Akbaş, Doç. Dr. Abdullah Yıldız, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Aslan, Yrd. Doç. Dr. Ayhan Erdoğan, Yrd. Doç. Dr. Mahmut Polat, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Dilek, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Vehbi Şahinalp, Yrd. Doç. Dr. Veysel Kasar ve Yrd. Doç. Dr. Yasin Kahyaoğlu gibi isimler yer aldı.
İbn-İ Sa'd'ın 11 Ciltlik Eseri Şanlıurfa'da Türkçeye Çevrildi
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde 14 öğretim üyesi ortak çalışmayla, İslam tarihinin en önemli biyografi eserlerinden olan İbn-i Sa’d’ın “Kitabü’t-Tabakati’l-Kebir Tabakat” eserini Türkçe’ye çevirdi. 2009 yılında başlanan ve yaklaşık 5 yıl süren çeviri çalışmasının Türkiye’de tek olduğu ve bunun da sadece Şanlıurfa’da yapıldığı öğrenildi.