İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Metin Uyar:

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Metin Uyar:

Diyabette tıbbi beslenme tedavisi ile ilgili olarak bilgiler veren Özel Çorlu Reyap Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Metin Uyar: “Diyabet tedavisinin temelini tıbbi beslenme tedavisi (TBT) oluşturur.

Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, yeme zamanı, öğün sayısı, besin grupları ve bunlara uyulmadığında oluşacak komplikasyonları diyabetli bir hasta çok iyi bilmelidir. Tıbbi beslenme tedavisi tüm hayat boyu uygulanması gereken ideal bir beslenme programıdır” dedi.

Beslenme, büyüme yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin alınmasıdır diyen Uzm. Dr. Uyar: “Doğru beslenme sadece diyabetli bireyleri değil, sağlıklı bireyleri de ilgilendirir. Tıbbi beslenme tedavisinde karbonhidratlar toplam kalorinin yüzde 55 - 60’ını, proteinlerin yüzde 15 - 20'sini, yapıların ise yüzde 25-30’unu içerecek şekilde düzenlenmelidir. Diyabet tedavisinin temelini tıbbi beslenme tedavisi (TBT) oluşturur. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, yeme zamanı, öğün sayısı, besin grupları ve bunlara uyulmadığında oluşacak komplikasyonları diyabetli bir hasta çok iyi bilmelidir. Tıbbi beslenme tedavisi tüm hayat boyu uygulanması gereken ideal bir beslenme programıdır” diye konuştu.

Tıbbi beslenme tedavisinin diyabetteki yeri ve önemi ile ilgili olarak da bilgiler veren Uzm. Dr. Mehmet Metin Uyar: “Diyabet tedavisindeki ideal hedef metabolik kontrolü sağlayabilmektir. Metabolik kontrolü sağlayan etkenler, yaşam tarzı, endojen insülin sekresyonun da yeterlilik, egzersiz, gerekiyorsa şeker düşürücü haplar veya insülin, en önemlisi de eskiden diyet dediğimiz tıbbi beslenme tedavisidir. Bazı hastalarımız aldatıcı parametrelere bakarak tıbbi beslenme tedavisini sadece içeceklerine yapay tatlandırıcı ilavesi yapıp, rafine şekeri gündemden çıkarmak ve şeker düşürücü ilaçlarla metabolik kontrolü sağladığını zannederler. Açlık şekerleri normal, hatta düşük, HbA1C sonuçları ise çok yüksek bulunur. Sadece açlık kan şekerine bel bağlayanlar, günün birinde acımasız komplikasyonlarla karşı karşıya gelebilirler” şeklinde konuştu.

Şeker hastalarını bilmesi gerekenleri de sıralayan Uyar: “Yiyecekler ile kan şekeri arasında bir ilişkinin bulunduğu kesindir. Şekerli neyi, ne kadar ve ne zaman yiyeceğini çok iyi bilmelidir. Yiyecekler de ne miktarda karbonhidrat, Protein ve yağ aldığının bilinci içinde olmalıdır. Yenilmemesi gereken yiyecekleri ve ne için yenilmeyeceğini iyi bilmelidir. Öğün saatleri iyi bilinip hiç atlanmamalıdır. Porsiyonlar küçük tutulmalıdır. Öğün sayısına dikkat edilmelidir. 3 ana, 3 ara, öğün tüketimi önemlidir. Yeterli su içmeye özen gösterilmelidir. Kızartmalarda kaçınılmalı, haşlama, ızgara, fırında, teflon tavada pişirme yöntemi kullanılmalıdır. Değişim listeleri ve nasıl kullanılacağı iyi bilinmelidir. Posanın anlamı ve posalı yiyecekleri tercih nedenleri kavranmalıdır” dedi.

Besinlerin 2 grupta inceleyebileceğini de sözlerine ekleyen Uyar: “Enerji veren besinler, karbonhidrat protein ve yağ, enerji vermeyen besinler ise vitaminler, mineraller ve su olarak ayrılır. Bir gün içerisinde yediğimiz besinlerin yüzde 55-60’ını karbonhidratlar, yüzde 15-20 ‘sini proteinler, yüzde 25-30’unu yağlar oluşturmaktadır. Karbonhidratlar, yiyeceklerimizde en çok bulunan besinlerdir. Karbonhidratları basit ve komplex karbonhidratlar olarak 2 grupta toplayabiliriz. Basit karbonhidratların sindirimi ve emilimi komplex karbonhidratlardan daha hızlıdır. Kan şekerini daha hızlı yükseltirler. Basit karbonhidratlar, şeker, şekerli yiyecekler, reçel ve baldır. Basit Karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Yani çok hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltir. Karbonhidrat ihtiyacımızı ekmek ve unlu besinler, sebze, kuru baklagiller ve meyvelerden karşılarız. Proteinler, vücudumuzun temel yapı taşlarıdır. Hücrelerimizin büyük bir bölümü proteinlerden yapılmıştır. Karbonhidrat veya yağlardan protein sentezlenmesi mümkün değildir. İhtiyacımız olan proteinleri besinlerden sağlamalıyız. Hayvansal proteinler, et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleridir. Bitkisel protein ise kuru bitkilerde yüksek oranda bulunur. Yağlar, en çok enerji veren besin öğeleridir. Eşit miktardaki Karbonhidrat ve proteinlerin iki katından çok enerji verirler. Hayvansal yiyeceklere dayalı diyetin yağ oranı, tahıllara dayalı diyetten yüksektir” diye konuştu.

Yağlarında 3 grupta toplanabileceğini kaydeden Özel Çorlu Reyap Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Metin Uyar: “Tekli doymamış yağlar, zeytinyağı, fındık ve kanola yağıdır. Çoklu doymamış yağlar, ayçiçek, soya ve mısırözü yağıdır. Doymamış yağlar ise süt, peynir, et, tereyağı, kuyruk yağı gibi özellikle hayvansal kaynaklı yiyeceklerde bulunur. Sağlıklı beslenmede tekli doymamış, çoklu doymamış ve doymuş yağların dengeli tüketilmesi çok önemlidir. Doymuş yağ gereksinimin süt, ot, peynir gibi hayvansal kaynaklı besinlerden karşıladığımızdan dışarıdan katı yağ almamız gerekmez. Tekli ve çoklu doymamış yemeklerde karışım halinde kullanarak gerekli oranı sağlayabiliriz. Bu orana göre günlük yağ alımının yüzde 10’u tekli doymamış, yüzde 10’u çoklu doymamış, yüzde 10’u ise doymuş yağlardan sağlanmalıdır. Şunu unutmamak gerekiyor ki, şeker hastalığının tedavisinde birinci ve vazgeçilmez basamak tıbbi beslenme tedavisidir” şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile