'İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor'

Artvin'de, Gençlik ve Spor Bakanlığınca düzenlenen 'İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor' programı gerçekleştirildi.

Darbe girişimi sırasında sokağa çıkarak darbeye karşı mücadele eden Ayla Kasarcı, Ali Nihat Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen 'İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor' programına katıldı.

Kasarcı, etkinlikte yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'un çok zor bir gece olduğunu ve o gece şehit olmak için ayrıldıklarını dile getirerek, 'Ne yazık ki bizler sizlerin evlatları kadar şanslı olamadık. Şehit olamadık, sadece gazi olduk. Keşke Rabbim bize de şehadeti yazsaydı.' dedi.

Kanser tedavisi gördüğünü anlatan Kasarcı, 'Rutin tedavim devam ediyordu. Tedaviden eve döndüğünüz zaman, değil dışarı çıkmak parmağınızı kaldıracak haliniz olmaz. Eşim arkadaşlarıyla birlikte halı sahada maç oynuyordu. 15 Temmuz gecesi kızım 'anne darbe oluyor' dedi. Ne darbesi dedim? O gün bizim için çok rutin bir gündü. Televizyonu açtım spiker, Yurtta Sulh Konseyinin devlete el koyduğunu anlatıyordu.' diye konuştu.

Kasarcı, hayatında hiç darbe görmediğini ancak bir darbenin ülkeyi en az 20 yıl geriye götüreceğini, kazanılmış hakların kaybedileceğini ve başka devletlerin egemenliği altına girileceğini iyi bildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe gecesinde bir televizyon kanalında yaptığı konuşmanın kulaklarında çınladığını belirten Kasarcı, şunları kaydetti:

'Cumhurbaşkanımızın konuşmasının ardından dışarı çıkmaya karar verdim. Kızım korktuğu için çıkmamızı istemedi. Kızıma dedim ki 'ben zaten hastayım, ecel bir şekilde tecelli edecektir ve ben hastalıktan ölmek istemiyorum, ben şehit olup şerefli bir şekilde ölmek istiyorum.' Evde bıraktığım iki çocuğumu önce Allah'a, sonra vatanıma emanet ettim. Eşimle birlikte Boğaz Köprüsü'ne doğru yola çıktık. Köprünün girişinden geçen araçlar ateş etmeye başladı, ateş edilince yere yattık. Onların bizim askerimiz olduğunu zannediyorduk, meğerse şerefli üniformalarımızı çalıp, benim şerefli ordumun içine sızmış vatan hainleriymiş.'

Kasarcı, yaralanan, şehit olan insanları gördüğünü belirterek, 'Onlara yardım etmeye çalıştık. 15 Temmuz gecesinin asıl kahramanları şehitlerimiz, onlardan sonra da şehit aileleridir. Ben kendim için kahraman kelimesini kabul etmiyorum. Ben her Türk vatandaşının yapması gereken şeyi yaptım.' dedi.

Hastalığı dolayısıyla ölümden çok korktuğunu ancak o gece ölüm korkusu taşımadığını dile getiren Kasarcı, şöyle devam etti:

'Onların benimle şahsi hiçbir sorunu yoktu. Ben evden çıkarken imanımı zırh yapmıştım. Onların problemleri benim Kelime-i Tevhid'im ve sırtımdaki Türk bayrağıydı. Onlar bana değil, bayrağıma, Kelime-i Tevhid'ime, milli egemenliğime ve vatanıma ateş ettiler. Vurulanları gördük ama aklımızdan geri dönmek asla geçmedi. 'Vatan için ve yaralananlar için ne yapabiliriz?' diye düşündük. Her 20 dakikada bir üzerimizden nereden geldiği belli olmayan mermiler geçiyordu. Vuruldum, kolumu tuttum. 'Eşim benimle niye ilgilenmiyor' diye bakınca o 'ben de vuruldum.' dedi. Eşimden akan kanı görünce neye uğradığımı şaşırdım.'

Kasarcı, durdurdukları araçla en yakın hastane gittiklerini ifade ederek, 'Gittiğimiz hastane, onların hastanesiymiş ve orada bizimle ilgilenmediler. Oradan başka bir devlet hastanesine gittik ve eşimi ameliyata aldılar. Allah, o gece bize şehadeti nasip etmedi ve gazi olduk.' dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile