İçişleri Bakanı Güler, Mardin'de
İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Cumhuriyet tarihinde buraya gelip size Kürtçe selam verebilen bir insanı bu memleket çok bekledi. Ne oldu, ne var yani. Kürtçe selam versek ne olur, Arapça size 'hoş geldiniz' desek ne olur" dedi.
Kurban Bayramı dolayısıyla Mardin'de bulunan Güler, Kimse Yok mu Derneği'nin Atatürk kültür Merkezi'nde düzenlediği "Kurban ve Kardeşlik" programına katıldı.
Güler burada yaptığı konuşmasına Belçika, Almanya, Kazakistan ve Türkiye'nin farklı illerinden kurban eti dağıtmak için gelen işadamı ve gönüllülere teşekkür ederek başladı.
Mardin'in farklı etnik yapıları bir arada barındıran, medeniyetlerin harman olduğu bir kent olduğunu ifade eden Güler şöyle konuştu:
"Türkmeni, Kürdü, Arabı, Süryanisi, Yezidisi, Keldanisi, Rumu, Ermenisi hepsi birlikte Mardin, hepsi birlikte Türkiye. Birisi eksik olsa inanın ki Mardin de eksik olur. Burası medeniyetlerin harman olduğu yer, burası yukarı Mezopotamya. Bu işin önderinin, bu işin kanaat önderi muhterem Fethullah Gülen hocaefendinin gerçekten yolunu açtığı bu hizmet kervanının felsefesi burada. Burada yüzyıllarca farklı medeniyetlerin insanları hoşgörü içinde, uzlaşmayla, birbirlerinin farkında olarak ama birbirlerine de tahammül ederek yaşamayı öğrendi. Onun için bu kent çok sihirli bir kent. Evet medeniyetler ittifakının da rol modeli burası, demokratikleşme adımlarının da çözüm sürecinin de rol modeli Mardin. Eğer Türkiye'ye buna yayabilsek sorunu büyük bir ölçüde halletmemiz mümkün."
Mardin'de 10 bine yakın hanenin kapısını çalarak kurban eti dağıtıldığını belirten Güler, organizasyona katılanlara "Elbetteki kesilen kurbanların eti ve kanı Allah'a ulaşmaz, ona ulaşan takva ve paylaşma duygusudur. Böyle güzel bir görevi çoluk çocuklarınızdan fedakarlık yaparak burada ifa ettiniz. Allah sizden razı olsun" dedi.
Güler, bazı kesimlerin, bu bölgede yüzyıllarca süren güzellikleri, farklılıkları öne çıkararak istismar etmeye çalıştığını, halbuki farklılıkların bu yörenin zenginliği olduğunu söyledi.
Özellikle son süreçte huzurun ne manaya geldiğini çok iyi bildiklerini belirten Güler şöyle konuştu:
"Belki bu huzur ortamının bozulmasını isteyenler de var. Bir elimiz demokrasi talebinde bir elimiz silahta olmaz. Bir elim tetikte bir elim demokratik talepte o da olmaz. Demokrasinin siyasi mücadelenin meşru ortamı var. O meşru ortam içerisinde o normalleşme ortamı içinde herkes gelsin her şeyi söyleyebilsin. Cumhuriyet tarihinde buraya gelip size Kürtçe selam verebilen bir insanı bu memleket çok bekledi. Ne oldu, ne var yani. Kürtçe selam versek ne olur, Arapça size 'hoş geldiniz' desek ne olur. Değerlerimizi yaşasak ne olur. Herkes bildiği gibi giyinse ne olur inandığı gibi yaşasa ne olur yav."
Kendisinin de Mardin'de de doğduğunu ve annesinin bir süt kardeşinin Süryani olduğunu dile getiren Güler "Bir annenin çocuğuna verecek sütten daha kıymetli paylaşabileceği bir şey olur mu arkadaşlar. Bu bölgenin ruhunu bilmeden, bu bölgedeki insanları anlamadan siyaset yapmak da bir şeye yaramıyor. Bu bölgedeki huzurun Türkiye için çok büyük bir önemi vardır. Bu huzurun da bu istikrar ortamının da devam etmesi lazım. İnşallah bunu devam ettiririz. Ama bütün bunların hepsi dönüp dolaşıp iyi insana dayanıyor" ifadelerini kullandı.
Mardin Valisi Ahmet Cengiz ise Mardin'de yaptıkları faaliyetleri için iş adamları ve gönüllülere teşekkür ederek "Bazı mihrakların bölgemizde nifak ve ayrılık tohumları saçtığı bir dönemde sizlerin bu sevgi ve hoşgörü kaynaklı faaliyetinizin, ülkemizin ve bölgemizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine, huzuruna ve barışına katkı yapacağına yürekten inanıyorum" dedi.
Boydak Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak ise Mardin'de olmaktan mutlu olduklarını, her yıl bu bölgeye geldiklerini belirtti.
Bölgeye her zaman yatırım yaptıklarını belirten Boydak "Gerçekten buranın insanlarından hiçbir zaman kötülük görmedik, devamlı iyilik gördük. Biz burayı çok seviyoruz. İnşallah özel sektör olarak Başbakanımızın verdiği 2023 vizyonuna ulaşmak için gayret edeceğiz. Buranın artık terörle değil turizm, sanayi ve tarımla anılması lazım" dedi.
Öğrencilerin ilahi, şarkı ve şiir seslendirdikleri program, işadamlarının ve gönüllerinin duygularını anlatmasıyla son buldu.