Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı ve TEMA Tirebolu Temsilcisi Doç. Dr. Şirin Dilli, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yağış miktarı göz önüne alındığında içme suyu kaynaklarının bol olduğunun düşünüldüğünü ancak bunun gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Dilli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgesi olmasına rağmen Doğu Karadeniz'in içme suyu kaynaklarının sanılanın aksine çok kısıtlı olduğunu söyledi.
Doğu Karadeniz'in Türkiye'nin en çok yağış alan bölgesi olduğuna işaret eden Dilli, 'Yağış miktarı göz önüne alındığında bölgede içme suyu kaynaklarının bol olduğu sanılmakta, bu nedenle de şanslı görülüyoruz ancak işin aslı öyle değil. Yağışa rağmen bölgede içme suyu imkanları çok kısıtlı. Küresel ısınmaya bağlı olarak her yıl kaynaklar birer birer yok olmakta. Özellikle kırsal kesimlerde yaz dönemi geldiğinde ciddi su sorunları yaşanıyor. Her yıl içme suyu sorunu daha da artıyor.' diye konuştu.
Doğu Karadeniz için içme suyunun kullanımı amacıyla politikalar ve stratejiler geliştirilmesinin zaruri hale geldiğini vurgulayan Dilli, su kıtlığı yaşama potansiyeli taşıyan bir yer haline gelinmemesi için herkese sorumluluk düştüğünü ifade etti.
- 'Bölge halkına iş düşüyor'
Su israfına yol açan günlük işlere değinen Dilli, şunları söyledi:
'En basit örnekle ellerimizi yıkarken, dişlerimizi fırçalarken açık bırakılan muslukla, yaklaşık 15-20 litre suyun boşa akmasına sebep oluyoruz. 4 kişilik ailede bu miktar yılda 48 tona tekabül ediyor. Yine ev ve iş yerlerimizin temizliği sırasında çok ciddi su harcanmakta. Mutlaka kaynaklarımızı korumalıyız. Bölgede içme suyu kaynaklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için acil olarak politikalar ve stratejiler geliştirmeliyiz. Su olabildiğince dikkatli kullanılmalı.'
Dilli, içme suyu kaynaklarının korunmasında, geliştirilecek devlet politikalarının yanı sıra asıl bölge halkına iş düştüğünü vurguladı.
Doğu Karadeniz'de içme suyu kadar erozyonun da ciddi sorun oluşturduğunu belirten Dilli, şunları kaydetti:
'Doğu Karadeniz'de kuraklık ve çölleşme kendini en çok heyelan ve erozyon şeklinde gösteriyor ancak toprak, kaybetmeyi göze alamayacağımız kadar kıymetli bir varlık. Bizler ise toprağı bir doğal varlıktan çok, bir kaynak olarak algılamaya alışmışız. Fütursuzca talan ediyoruz. Her taraf şantiye alanı. Tabii ki insanların geçim sıkıntıları sebebiyle tarlalarını, arsalarını satmak zorunda kalması hepimizin ayıbı. Sonsuz bir kazanç uğruna çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşam hakkını, yeşil hakkını, su hakkını, gelecek hakkını ellerinden alma hakkımız olamaz.'
'İçme Suyu Sorunu Artıyor'
Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilli: 'Doğu Karadeniz'de yağış miktarı göz önüne alındığında içme suyu kaynaklarının bol olduğu sanılmakta ancak işin aslı öyle değil' 'Özellikle kırsal kesimlerde yaz dönemi geldiğinde ciddi su sorunları yaşanıyor. Her yıl içme suyu sorunu daha da artıyor' 'Bölgede içme suyu kaynaklarının korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için acil olarak politikalar ve stratejiler geliştirmeliyiz'