Iğdır Üniversitesinden Sülük Yetiştiriciliğine Destek

Iğdır Üniversitesinden Sülük Yetiştiriciliğine Destek

Nesli tehlike altında olan 'Hirudo verbana' türü sülük varlığının artırılması için başlatılan çalışma kapsamında ilk yavrular üretildi.

Iğdır Üniversitesi tarafından hayata geçirilen projeyle, nesli tehlike altında olan "Hirudo verbana" türü sülük yetiştiriciliğinde ilk yavrular üretildi.

Modern tıpta çokça kullanılan Hirudo verbana türü sülük, Türkiye'den yurt dışına sağlık sektöründe ve ilaç sanayisinde kullanılmak üzere ihraç ediliyor.

Tıpta aşırı kullanımı nedeniyle neslinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan sülük türleri, "Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkinSözleşme" (CITES) ile koruma altına alındı.

Türkiye'nin sağlık ve ekonomisine katkı sağlayan su ürünlerinden biri olan sülükler, ülkenin bazı yerlerinde kontrollü şekilde yetiştiriliyor.

Bu kapsamda, Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma'nın fikir öncülüğünde, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Organik Tarım İşletmeciliği Bölümü'nde görevli Dr. Öğr. Üyesi Mine Köktürk ve Araştırma Görevlisi İbrahim Hakkı Kadirhanoğulları tarafından yürütülen projeyle, uygulama ve araştırma merkezi laboratuvarlarında gerçekleştirilen çalışmayla ilk etapta 30 anaçtan 200 yavru sülük üretildi.

Dr. Öğr. Üyesi Köktürk, proje hakkında gazetecilere yaptığı açıklamada, üniversite olarak nesli tehlike altında olan sülük türlerinin kontrollü şartlarda üretimine yönelik çalışmalar sürdürdüklerini söyledi.

Iğdır ve Ağrı'daki sulak alanlarda doğal olarak yayılış gösteren sülük türlerinden biri olan ve tıbbi sülük olarak da bilinen Hirudo verbana türünün kontrollü yetiştiriciliğinin denemesi amacıyla çalışma yaptıklarını belirten Köktürk, "Hirudo verbana türünün popülasyonunun arttırılması ve kontrollü yetiştiricilik sistemleri ile doğadaki av baskısının azaltılabileceği düşüncesiyle üretim yapan bir firmadan 30 anaç satın aldık. Ticari olarak satın alınan anaç sülüklerden, laboratuvar ortamında doğal ortamına benzer yapay yetiştiricilik sistemlerinde tam kontrollü şartlar altında ilk yavrular elde edildi." diye konuştu.

Laboratuvardaki anaç sülüklerin 8 hafta sonra yavru verdiğini anlatan Köktürk, şunları kaydetti:

"Anaç sülükler ve ilk yavruların beslenmesi, memeli hayvanların kanının verilmesiyle yapılıyor. Anaçlardan sezon boyunca birden fazla yumurta alımına yönelik çalışmalara devam edilecek. Türkiye'nin değişik yerlerinde bu çalışma yapılıyor fakat Iğdır'da yapılan bu çalışma ilk ve üretimimiz verimli geçti. Bu işle geçimini sağlayan insanlar, bunu doğadan toplamak yerine yetiştiriciliğini yapabilir. Böylece doğadaki av baskısı ve stokların üstündeki baskı kalkar ve nesli de yok olmaktan kurtulur. Bunun Avrupa ve Amerika'ya ihracatı yapılıyor fakat bu ihracat için belli bir kota uygulandı. Çünkü çok fazla toplanmaktan sülüğün nesli tehlike altına girdi. Eskiden yıllık 7 ton ihraç edilirken, şimdi 2 ton ihraç ediliyor. Üretime başlarsak, tıp sektöründe önemli ölçüde ve ilaç sektöründe çok kullanılan sülüğün neslini korumuş oluruz."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile