İhd ve Mazlum-der'den Ortak Anayasa Açıklaması

Öğretmen Evi`nde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "Bizler insan hakları savunucuları olarak, bardağın hep boş tarafını gösteriyoruz ve bu boş tarafın dolması için de mücadele ediyoruz. Dolayısıyla bizim yaklaşımımız, eleştirel bir yaklaşımdır. Yaklaşımımız ve eleştirilerimiz yapıcıdır. Toplumun tüm kesiminin, tüm yurttaşların ifade özgürlüğünü istediği gibi kullanabilmesinin koşullarının oluşturulması gerekiyor. 2012`ye gireceğimiz bir süreçte halaifade özgürlüğü sorunlarıyla uğraşmak, hala insanların düşüncelerinden dolayı hapislerde tutulması kabul edilecek bir durum değildir" diye konuştu

Türkdoğan, son 3 yıla bakıldığında 2011 yılında tutuklama ve gözaltına alınmada yükseliş olduğunu ileri sürerek, şunları aktardı: "2011 yılında özellikle tutuklamalarda çok büyük artış var. Bu Türkiye`deki yapısal bir sorundur. Türkiye`de güvenlik eksenli bir insan hakları politikası uygulanıyor. İnsan hakları savunucuları olarak, özel yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemeleri`nin kapatılması gerektiğini düşünüyoruz. Hiç tartışmasız bir şekilde. Çünkü maalesef bunlar, Devlet Güvenlik Mahkemeleri`nin devamı niteliğindedir ve bu mahkemelerde uygulanan yargı pratiği bize düşman ceza hukukunu anımsatmaktadır. Bu Türkiye`nin 2011`liyıllarda bir an önce terk etmesi gereken bir yargı sistemidir." Füze erken uyarı sistemiyle ilgili de bir değerlendirmede bulunan Türkdoğan, "Soğuk Savaş sonrasında NATO`nun halen kendisini fesih etmemiş olması dünya hakları açısından aslında büyük bir tehdittir. NATO giderek Birleşmiş Milletler`in bir askeri gücü haline geldi. Bizim açımızdan önce özgürlükler söz konusudur. Özgürlükler güvence altına alındıktan sonra güvenlik düşünülebilir. Ama şuanda dünyaya dayatılan yeni sistem önce güvenlik, sonra özgürlük. Bu ikilemden kurtulmak durumundayız. NATO`nun yenistrateji belgesi de bunu içeriyor. Bütün dünyayı bir güvenlik kalkanına almak istiyorlar ve bunu yapınca da tabi ki birçok ülke sorun yaşıyor, insanlar bunun sıkıntısı altındalar. Malatya özelinde de bunu olmamasını isteriz. İlk risk oluştuğunda Malatya hedef haline gelecek. Komşularla iyi geçinen bir Türkiye`nin bu tip askeri sistemlere ihtiyacının olmadığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı

Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, "2011 seçimleri gündemde anayasa yapmak olan tek seçimdi. Türkiye olarak hep birlikte anayasayı yeniden yapmak için bir mutabakata ulaşmıştık. Fakat gerek meclisteki bir takım milletvekillerinin halen koltuklarına oturamamış olması yani cezaevlerinde olmaları, gerekse meclisin toplumun gerçek kesimlerini tam anlamıyla temsil edememiş olması neticesiyle anayasanın nasıl yapılacağı konusunda ciddi kaygılar taşıyoruz. Türkiye`nin problemlerini çözecek olangerçek bir sivil anayasaya kavuşmamız için mutlaka daha gerçekçi bir uzlaşı komisyonu oluşturulmalıdır" dedi