GSO Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya; Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, Ekonomi Bakanlığı’na bağlı İhracat Genel Müdürü Tarık Sönmez, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü İbrahim Uslu, Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürü Emel Emirlioğlu, GSO Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, GSO Yönetim Kurulu üyeleri, Gaziantep ve çevre illerden gelen STK temsilcileri, sanayiciler ve iş adamları katıldı
Toplantının açılış konuşmasını yapan Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ekonomisinin nabzını tutmak, sorunları masaya yatırıp çözüm yollarını netleştirmek adına bir araya geldiklerini söyledi.
Sever, Türkiye'nin birliğini daha da pekiştirmek adına önemli adımlar atıldığını belirterek, “Sanayicilerimize, yatırımcılarımıza ve ihracatçılarımıza düşen sorumluluk bir kat artmaktadır. İnsanımıza toplumsal huzur lazımdır; insanımız iş beklemektedir, insanımız aş beklemektedir, hayata dair umutlarını gerçekleştirmek için bizlerden fırsat beklemektedir. Bunları ekonomi yoluyla, bunları sanayi yoluyla yapacağımız açıktır. Bu bakımdan salonu dolduran siz kıymetli katılımcıların üzerine, büyük vazifeler düşmektedir. Türkiye'nin medeniyet havzasıyla yollarının asla ayrılamaz olduğunun ispatı, Güneydoğu Anadolu’dur. Bu bölgenin coğrafyasının tabii sınırları Arabistan yarımadasının derinliklerine kadar uzanmakta; insanıyla, kültürel dokusuyla tüm Ortadoğu’yu kuşatmaktadır. Dicle’yle Fırat’ın aktığı bu topraklarda binlerce yıl bereketin, zenginliğin, huzurun ve refahın hükmü sürmüştür. O refahın içinde dünyanın ilk üniversitesine ev sahipliği yapma şerefi bu topraklara nasip olmuştur. Çok şükür ki, şimdi de insanımız bu bereketten nasibini almaktadır. Ancak daha iyisi, Türkiye'nin en büyük zenginliği ve sermayesi olan insanlarının, yani sizlerin katkılarıyla mümkündür” dedi.
2012 yılını yine bir cumhuriyet tarihi rekoruyla kapattıklarını ifade eden Sever, “Dış ticaretimizin ve ekonomimizin sürdürülebilir ve güçlü bir temele oturtulabilmesi için aldığımız tedbirlerin önemli sonuçlarını aldık. 2012 yılı gelişmiş ülkelerin ekonomik resesyon hayaletinden kurtulamadığı, gelişmekte olan ülkeler açısından ise tedirginliklerle dolu bir yıl olmasına karşın, Türkiye gösterdiği yüksek performansla sağlıklı ve kontrollü bir büyümenin örnek ülkesi olmuştur. Türkiye 2012 yılı performansıyla, ekonomik büyüme sınavından başarısız çıkan nice ülkeye karşılık, yumuşak inişi gerçekleştirebilen nadir ülkelerden birisi olarak bir kez daha tarihe geçti. Türkiye’nin ekonomik yavaşlamasını kontrollü ve makro dengeleri sarsmadan gerçekleştirmesinde 2012 yılında yaklaşık 152,6 milyar dolar olan ihracatımız, çok önemli bir rol oynadı. Böylece, ihracatta 2011 yılına göre yüzde 13,1 oranında artış sağlamış bulunuyoruz. Böylelikle, 2012-2014 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da belirlenen 148,5 milyar dolar ihracat hedefi rahatlıkla geçilmiş oldu. Net ihracatın ekonomi üzerindeki olumlu etkisinin çok açık bir biçimde görüldüğü 2012 yılında, ihracatta yaşanan bu yüksek artış, cari açığın düşmesinin esas nedenini oluşturmuştur. Cari açıktaki azalmada ithalattaki daralma cüzi bir rol oynarken, ihracat artışının tetikleyici etkisi, cari açığın 48 milyar dolara gerilemesine yol açmıştır. Bu başarı hangi şartlarda elde edilmiştir? 2008 yılında ABD’de başlayan ve dünyanın diğer bölgelerine yayılan ve AB’de hala devam etmekte olan finansal kriz sürecinde, Kuzey Afrika’da yaşanan ve çevre bölgede etkileri görülen Arap Baharı sürecinde, komşularımızdaki istikrarsızlığın devam ettiği bir süreçte bu başarılar elde edilmiştir” diye konuştu.
"2023 TÜRKİYE'SİNDE AR-GE'YE 60 MİLYAR DOLAR YATIRILMASI PLANLANMAKTADIR" Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, konuşmalarına şöyle devam etti: "Başbakanımız önderliğinde hükümetimizle 2002 yılında başlayan ve devam etmekte olan siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve güven ortamıyla birlikte, Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan'ın önderliğinde yürütülen ürün çeşitlendirmesi, pazar çeşitlendirmesi, Ar-Ge ve inovasyona dayalı teknoloji, yoğun markalaşma gibi yenilikçi hareketlerle, ülkemiz bu başarılara ulaşmıştır. Böylece, 2002 yılında 230 milyar dolar seviyelerinde olan Gayrisafi milli hasılamız 800 milyar dolar düzeylerine dayanmış, 36 milyar dolar olan ihracatımız 152,6 milyar gibi bir rekora koşmuş, 3 bin 500 dolar seviyelerindeki kişi başına gelir ise 10 bin 600 dolar seviyelerine gelmiştir. Hepinizin malumları olduğu üzere, Başbakanımızın ortaya koymuş olduğu 2023 hedefleri ile de ihracatımızın 500 milyar dolar, milli gelirimizin 2 trilyon dolar, kişi başına gelirin 25 bin dolar olması hedeflenmiştir. Ayrıca Ar-Ge’ye ayrılan kaynağın GSMH’nin yüzde 3’üne kadar olması planlanarak, 2023 Türkiye’sinde Ar-Ge’ye 60 milyar dolar yatırılması planlanmaktadır. Dahası, Başbakanımız bununla da yetinmeyerek 2071 hedeflerini ve vizyonunu da ortaya koymuştur. 2013 yılı ise artık eşikten geçtiğimizin, Türkiye’nin 2023 hedeflerinden sapmayacağının ispat edileceği yıl olacaktır. Ekonomik büyümenin yeniden Türkiye potansiyeline yakın bir oranda süreceği 2013 yılında, ihracatımızın 158 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini hedeflemekteyiz. Eminim ki, bu hedefler rahatlıkla aşılacaktır. Türkiye’nin yüksek performanslı sürprizleri, geçtiğimiz on yılda küresel gündemi epey meşgul etmişti. Gelecek dönemde de bu sürprizlerin gerçekleşeceğinden şüphemiz bulunmamaktadır." "DÜNYANIN 10 BÜYÜK ÜLKESİNDEN BİRİ OLMAK HEDEFİNE KENETLENMİŞ BİR ŞEKİLDE CANLA BAŞLA ÇALIŞMAKTAYIZ" "AK Parti iktidarı, ilk on yılını tamamlamış, artık ikinci on yıllık dönemde 2023 Türkiye’sine yaraşır bir Türkiye’yi oluşturmak, onu dünyada hak ettiği konuma taşımak azmindedir" diyen Sever, şu açıklamalarda bulundu: "Bugün dünyanın 10 büyük ülkesinden biri olmak hedefine kenetlenmiş bir şekilde canla başla çalışmaktayız. Hepimizin üzerine, bu hedefe ulaşmakta büyük vazifeler düşmektedir. Siz kıymetli sanayicilerimizin de bu seferberlikte önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu rolden bahsetmeden evvel, gelin hep beraber Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin o ilk on yılda nereden nereye geldiğini bir görelim. Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarımın sanayiyle buluştuğu bir büyük bölgedir. Ortadoğu ile ülkemizin buluştuğu bu özel bölgenin, Ortadoğu’yu besleyen, Ortadoğu için üreten, Türkiye’nin bölgedeki öncülüğünü her anlamda hayata geçiren merkezlerden biri olma niteliğine sahip olduğunu görmekteyiz. Diğer yandan söz dış ticaret dengesine geldiğinde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin dış ticaretimizde bir iftihar vesilesi olduğunu da belirtmem gerekir. Son 9 yıllık dönemde kesintisiz dış ticaret fazlası veren Güneydoğu Anadolu Bölgemiz, 2012 yılı itibarıyla 2,5 milyar dolar dış ticaret fazlası verir hale gelmiştir. Cari açığa karşı başlattığımız seferberlikte bölgemiz hem güvenç kaynağımız olmuş, hem de örnek alınması gereken bir model olduğunu ispat etmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bugün tarihsel konumuna yeniden erişmesi, on yıllık dönemde kat ettiği mesafelerin tabi bir sonucu olmuştur. 2002 yılında 690 milyon dolar civarında ihracat yapan bölgemiz, 2012 yılı itibarıyla 8,1 milyar dolar ihracat yapar hale gelmiştir. Gaziantepli, Urfalı, Diyarbakırlı sanayicimiz, ihracatçımız; ekonomik kalkınma seferberliğimize, ihracat seferberliğimize destek vermişler, bölgeyi hak ettiği yere doğru taşımaya başlamışlardır. 2002 yılında bu bölgede yalnız 771 ihracatçı firma varken, 2012 yılına gelindiğinde ihracatçı firma sayımız 2 bin 96 olmuştur. Türkiye, ekonomik büyümeyi ihracatla öğrenmiş, refahın kapılarını ihracatla açmıştır. Güneydoğu Anadolu’nun sanayicisi, bu bereketi bölgenin tüm illerine refah getirmiş, yeni istihdam fırsatlarını halkımıza sunmuştur." Türkiye'nin on yıldır süren ekonomik başarısında en önemli etkenlerden birisinin de, dünyayla sağlıklı ve karşılıklı çıkarları gözeten bir bütünleşme sürecini başarıyla yürütmesi olduğunun altını çizen Sever, "Güneydoğu Anadolu Bölgemiz de, daha önce kendi içine kapanmış olan Türkiye'nin bu dışa açılış sürecini başarıyla takip etmiştir. 2002 yılında 138 ülke ve gümrük bölgesine ihracat yapan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, bugün 189 ülke ve gümrük bölgesine ihracat yapmaktadır. Bölge insanının ürettiği ürünler bugün, İzlanda'dan Angola’ya, Umman’dan Avustralya’ya tüm pazarlarda yer bulmakta, ülkemizi temsil etmektedir. Dicle ile Fırat’ın taşıdığı bereket, bölge insanının mahir ellerinden ihracat sayesinde tüm dünyaya ulaşmaktadır. Ülkemiz adına bölgeden beklentilerimiz yüksek düzeydedir. Türkiye'nin arzuladığı günlere erişilmesinde sanayi yapımızın etkin bir şekilde dönüştürülmesi en önemli basamaklardan birisidir. Türkiye'nin katma değeri yüksek, ileri teknolojiye dayalı ürün yelpazesini genişletmesi, sürdürülebilir ihracat hedefinin yakalanmasının ön şartıdır. Türkiye'nin dışa bağımlılığını önemli oranda azaltacak bu dönüşüm, yeni teşvik sistemimizin ruhunu da teşkil etmektedir. 2012 yılı Haziran ayında yürürlüğe koyduğumuz yeni yatırım teşvik mevzuatı ile, ülkemizin bölgesel gelişmişlik haritası il bazlı olacak şekilde güncellenmiştir. İllerin sosyal ve ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre 6 kategoride sınıflandırıldığı yeni haritada; Gaziantep ili 3. bölgede, Adıyaman ve Kilis illeri 5. bölgede yer alırken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki diğer iller en fazla teşvik verilmiş olan 6. bölgede konuşlanmıştır. Son 5 yıllık döneme baktığımızda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde tamamlanmış ve devam etmekte olan 2 bin 223 adet yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlendiğini görüyoruz. Bu yatırımlar kapsamında, yaklaşık 16 milyar TL tutarında yatırım harcaması yapılması ve 67 bin kişilik yeni istihdam yaratılması öngörülmüştür" ifadelerini kullandı. "GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ'NDE YAPILMAK ÜZERE, 402 YATIRIM PROJESİ DESTEK KAPSAMINA ALINMIŞTIR" Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, Yeni Karar’ın yürürlüğe girdiği 2012 yılı Haziran ayından bugüne kadar ise, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılmak üzere 402 yatırım projesinin destek kapsamına alındığını söyledi.
Sever, "Bunların 285 adedinin imalat sektöründe, 74 adedinin hizmetler sektöründe gerçekleştirilmesi planlanırken, bunları sırasıyla madencilik (28 adet), tarım (12 adet) ve enerji (3 adet) yatırımları takip etmektedir. Yeni mevzuat düzenlemesinden bugüne kadar geçen 8 aylık dönemde, ülke genelinde desteklenen yatırım projesi sayısı ise 2 bin 793’dür. Bu da yaklaşık 41 milyar TL’lik yatırım harcaması ve 109 bin kişilik ilave istihdam demektir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleştirilecek yatırımların tüm Türkiye içindeki payı ise bugün itibarıyla yüzde 14’dür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kendi içinde değerlendirdiğimizde; güçlü sanayisi, nitelikli iş gücü, girişimciliği, ekonomik dinamizmi ve alt yapı olanaklarıyla bölgenin önde gelen illeri arasında yer alan Gaziantep’in en fazla yatırım çeken il olduğunu görüyoruz. Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgemize bu yeni teşvik sistemiyle önemli bir imkan sunulmuştur. Sanayicimizin üzerine düşen, etkin bir biçimde bu fırsatları değerlendirerek hepimiz için hızla kazanca çevirmesidir. Küresel rekabetin artan şiddetinde ihracatçımızın ve sanayicimizin korunması en önemli gayelerimizden birisi olmuş, buna ilişkin desteklerimizi Ekonomi Bakanlığı olarak hiçbir zaman sizlerden de esirgememişizdir. Projeye dayalı hedef pazar ve hedef sektör odaklı, terzi işi bir anlayışla oluşturulan ve KOBİ’lerin işbirliğiyle yakalayacakları sinerji yoluyla gelişmelerini öngördüğümüz Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Desteği kapsamında, firmaların rekabetini artırmak, verimliliğini yükseltmek ve bölgesel kalkınmayı sağlamak için işbirliği kuruluşlarımızla 2010 yılı sonunda yola çıktık. Bugün Türkiye genelinde 116 proje yürütülmektedir" şeklinde konuştu.
Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, konuşmalarını şöyle tamamladı: "Bu projelerimizden 9 tanesi, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yer alan işbirliği kuruluşlarımızca yürütülmektedir. Gaziantep Sanayi Odası’nın 'tekstil ve hammaddeleri' ve 'ayakkabıcılık' sektörlerinde 2 projesi, Gaziantep Ticaret Odası’nın 'hazırgiyim ve konfeksiyon' sektöründe 1 projesi, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği'nin 'halıcılık' sektöründe 3 projesi, Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçılar Birliği’nin kendi sektöründe 2 projesi ve Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın 'metal mutfak eşyaları' sektöründe 1 projesi bulunmaktadır. İlerleyen günlerde, bölgenin bu kapsamda daha fazla projeyle ortaya çıkması, inanıyorum ki ilerlemenin ölçütlerinden birisi olacaktır. İstişare, sorunlar karşısında bizleri daima doğru yola ulaştıran en önemli yollardan birisidir. Bilmediklerimizi öğrendiğimiz, tecrübelerin birikip taştığı bir alandır istişare meclisi. Bugünkü toplantıda gerçekleştirilecek istişare de, bu amaçlara hizmet edecek bir ortamı sağlayacaktır. İnanıyorum ki bu toplantıda bir araya gelişimizle birçok meselenin aslı aydınlanacak, sizlerin kıymetli katkılarıyla bazı hususlarda çözümün ilk adımları atılacaktır. Bu toplantının, hem bölgemiz hem de ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor ve organizasyonda emeği geçenlere, bugün burada bizimle beraber olan siz değerli katılımcılara teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum." Yapılan konuşmaların ardından toplantının geri kalan bölümü, koordinatörlüğünü GSO Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun yaptığı, soru-cevap şeklinde devam etti .
'İhracat Değerlendirme Toplantısı' Gaziantep’te Yapıldı
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından, “İhracat Değerlendirme Toplantısı” düzenlendi.