IKBY'nin Gayrimeşru Referandumu Washington'da Tartışıldı

Turkish Heritage Organization tarafından düzenlenen panele katılan konuşmacılar, Türkiye ve ABD'nin negatif yaklaşımına rağmen gerçekleştirilen referandumun başarıya ulaşamayacağı görüşünde birleşti Irak Türkmen Cephesi Başkanı Salihi: 'Referandum kararı ve uygulamasıyla Irak Anayasası çiğnenmiştir. Kürt bölgesel yönetimi kendisine anayasada tanınmayan bir hakkı kullanmış, üstelik de bunu tartışmalı bölgelere yaymıştır. Bunu sadece siyaseten reddetmiyoruz. Hem Irak iç hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz' ABD'nin eski Türkiye ve Irak Büyükelçisi Jeffrey: 'Türkiye ve ABD olmadan bölgede kendi başınıza bir işe kalkışamazsınız. Referandumdan sonra sonuç ne oldu? Kürt bölgesel yönetimi iki ay önce olduğundan daha iyi bir noktada mı? Bence hayır'

Turkish Heritage Organization (THO) tarafından Washington'da düzenlenen panelde konuşan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşet Salihi, "Referandum kararı ve uygulamasıyla Irak Anayasası çiğnenmiştir. Kürt bölgesel yönetimi kendisine anayasada tanınmayan bir hakkı kullanmış, üstelik de bunu tartışmalı bölgelere yaymıştır. Bunu sadece siyaseten reddetmiyoruz. Hem Irak iç hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Ulusal Basın Kulübündeki "Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin Bağımsızlık Referandumu ve Bölgesel Gerçekler" başlıklı panele, Salihi'nin yanı sıra ABD'nin eski Ankara ve Bağdat Büyükelçisi James Jeffrey ile Irak'ın eski Washington Büyükelçisi Lukman Faily konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise THO'dan Yenal Küçüker yaptı.

Programın açılışındaki konuşmasında, Türkiye ve ABD'nin ortak anlayışla karşı çıktığı bir adımın bölgede başarılı olamayacağını vurgulayan THO Başkanı Ali Çınar, IKBY'nin gayrimeşru referandumunun ardından yaşanan sürece ve Kerkük'teki gelişmelere değindi.

- "Irak'ta Türkmen olmak gerçekten zor"

Panele Kerkük'ten video konferans aracılığıyla bağlanan ITC Başkanı Erşet Salihi hem referandum sürecini hem de Kerkük'teki gelişmeleri Türkmenlerin gözüyle değerlendirdi.

Kerkük'te uzlaşı sağlanmasının ABD'nin de önem verdiği bir konu olduğunu belirten Salihi, "Ancak, Irak Anayasası'nın 140. maddesi görmezden gelinmiştir. Bu madde sadece bir hukuki madde değildir. Aynı zamanda Kerkük'te Türkmenler, Kürtler ve Araplar arasında bir uzlaşının olması gerektiğini kabul eden ortak bir sağduyu işaretidir. Oysa Kerkük halkı üzerinde baskılarla bu uzlaşı yıkılmıştır. Şimdi de bu nedenle Kerkük yeniden çatışmanın eşiğine gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Salihi, Türkmen olarak Irak'ta yaşamanın zor bir durum olduğunu dile getirdi.

Türkiye'den yardım isteyince suçlandıklarına dikkati çeken Salihi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler Türk'üz, yaşadığımız ülkenin hükümetleri bize gereken yardımı vermezse akrabalarımızdan yardım istememiz en doğal şeydir. Erbil bize dostça davranmıyor. Bağdat'la ilişkilerimiz daha iyi. Güçlü bir Bağdat, Türkmenler için güçlü bir destekçi anlamına geliyor. Biz ABD'nin Irak'a istikrar getirmek istediğine inanıyoruz. Irak'ın istikrarına katkıda bulunan tüm taraflar bizim için dosttur."

- "Irak Anayasası çiğnenmiştir"

IKBY'nin gayrimeşru referandumunun sadece Irak'ın toprak bütünlüğünü tehlikeye atmakla kalmadığını, aynı zamanda Türkmen halkının yaşadığı toprakları yeniden çatışma sahasına dönüştürdüğünü anlatan Salihi, Türkmenler olarak Irak Anayasası'nın Kürtlere verdiği haklara asla karşı olmadıklarını söyledi.

Irak'ta atılacak adımların anayasa, uluslararası hukuk ve Irak'ın hassas dengelerine karşı olmasının getirebileceği sorunları görebildiklerini ifade eden Salihi, "Referandum kararı ve uygulamasıyla Irak Anayasası çiğnenmiştir. Kürt bölgesel yönetimi kendisine anayasada tanınmayan bir hakkı kullanmış, üstelik de bunu tartışmalı bölgelere yaymıştır. Bunu sadece siyaseten reddetmiyoruz. Hem Irak iç hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Hava sahasını kapatmak zekice bir adımdı"

James Jeffry ise Erbil'in referandum kararının neden yanlış olduğuna ilişkin açıklamalar yaptı.

Jeffrey, "Türkiye ve ABD olmadan bölgede kendi başınıza bir işe kalkışamazsınız. Referandumdan sonra sonuç ne oldu? Kürt bölgesel yönetimi iki ay önce olduğundan daha iyi bir nokta da mı? Bence hayır." diye konuştu.

ABD'li eski büyükelçi, "Türkiye'nin nispeten siyasi istikrarı var ve ekonomik olarak da gelecek yıl yüzde 5 civarında büyümesi bekleniyor. Bu durumdayken Türkiye neden (Irak'ta) bir referanduma izin versin ki. Bu beklenti nasıl oluştu bilmiyorum. IKBY'ye Washington'dan tavsiyelerde bulunanların ne içtiğini bilmiyorum ama bu tamamen yanlış bir okuma." değerlendirmesinde bulundu.

Jeffrey, referandumun ardından Ankara'nın aldığı hava sahası kararını da değerlendirdi.

Bu kararı iyi hesaplanmış zekice bir adım olarak nitelendiren Jeffrey, "IKYB referandumu destekçilerine şu mesajı veriyor: Erbil'e gitmek istiyorsanız önce Bağdat'a, oradan iç hatlardan Erbil'e uçmanız gerekecek. Böylece Erbil'in halen Irak'ın bir parçası olduğunu hatırlatmış oldu." yorumunu yaptı.

- "Irak'ta DEAŞ tehdidi artık bitti"

Terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin kolektif bir savaş olduğu fikrinin tamamen yanlış olduğunu savunan Jeffrey, "Irak'ta DEAŞ tehditi artık bitti. 69 ülke ve Esed ve Rusya gibi diğer taraflar aylardır DEAŞ'ı vuruyor ve DEAŞ askeri olarak artık bir tehdit değil ancak ABD hükümeti DEAŞ savaşını bir saplantı haline getirmiş. Artık Irak'ın ve IKBY'nin geleceği daha önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor." sözlerine yer verdi.

- "Erbil bunu okuyamadı"

Lukman Faily de IKBY'nin emelleri ile coğrafi, bölgesel ve uluslararası jeopolitik bağlam arasında tutarsızlık olduğunu vurguladı.

Faily, "Bölgede hiçbir komşu ülke ve ABD, referanduma Erbil'in baktığı gibi bakmıyordu ama Erbil bunu okuyamadı. Bu referandum kararını tamamen bir yanlış hesaplama olarak değerlendiriyorum." dedi.

Iraklı Kürtlerin DEAŞ ile mücadelede başarılı olmalarını ve ABD'nin Kürtleri önemli bir ortak görmesini, ABD'nin söz konusu referandumu desteklemesi için yeterli olduğunu düşündüklerini aktaran Faily, "Ama bu tamamen yanlış bir okumaydı. ABD'nin Irak'taki menfaatleri daha geniştir." görüşünü aktardı.

Gelinen noktada artık “referandumun geride bırakılamayacak" sonuçlar doğurduğunu söyleyen Faily, "Kürt liderliği kendisine olan güveni kaybetti. Bu konu kağıt üzerinde Irak'ın iç meselesi olarak görülebilir ancak bu artık uluslararası bir meseledir." ifadelerini kullandı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile