İkinci Kez Engelli Çocuğun 'Koruyucu Meleği' Oldular
Kayseri'de iki yıl boyunca ağır engelli bir çocuğa koruyucu ailelik yapan Koç ailesi, çocuğun öz ailesi tarafından sahiplenilmesi üzerine ikinci kez yüzde 100 engelli bir çocuğun koruyucu aileliğini üstlendi Koruyucu anne Koç: 'İkinci kez koruyucu anneliğe karar verdiğimde çocuğu ziyaret ettik. İlk zamanlar onu sevemem sandım ancak bunun sevgisi bir başka. Gözleri görmüyor birebir bana bağlı. 'Dışarı çıkamazsın, toplum içine giremezsin' dediler. Elhamdülillah her yere gidiyoruz birlikte' Koruyucu baba Koç: 'İlk geldiğinde bir süre alışmakta zorlandı çünkü görmüyor. Sadece seslerle iletişim kurabiliyor. Sesler yabancı geldi, dokunduğu yerler yabancı geldi. İlk günler sabahlara kadar ağladı, biz de sabrettik. Zamanla bize, ortama, seslerimize alıştı. Şu anda çok iyiyiz, keyifliyiz'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca uygulanan 'koruyucu aile' projesini çevresinden duyan biri kız, biri erkek iki çocuk sahibi Mehmet-Serpil Koç çifti, 2014 yılında engelli bir çocuğa koruyucu ailelik yapmaya başladı.
Mikrosefali ve epilepsi hastası olan çocuğu iki yıl boyunca kendi evlatlarından ayırmayan çift, öz ailesi ortaya çıkınca çocuktan gözyaşları içinde ayrılmak zorunda kaldı.
Koruyucu ailelik için yeniden başvuran Koç çifti 1,5 yıldır, yüzde 100 engelli olan, gözleri görmeyen, 4 yaşındaki otizmli 'Sultan'a ebeveynlik yapıyor.
Argıncık Mahallesi'ndeki evlerinde mütevazı bir yaşam süren aile, fedakarlıkları ve iyileştiren sevgileriyle çevrelerine de örnek oluyor.
'Sultan' için kendilerine söylenen 'dışarı çıkamazsınız, toplum içine giremezsiniz' ikazlarına aldırmayan aile, ilk zamanlar yürüyemeyen ancak artık adım atmaktan büyük zevk alan kızlarının yürümesinin heyecanını yaşıyor.
Koruyucu anne Serpil Koç, AA muhabirine, 2 yıl annelik yaptığı ağır engelli çocuğun öz ailesi tarafından sahiplenilmesine hem çok sevindiklerini hem de ayrılmakta zorlandıklarını söyledi.
- 'Bir gün Sultan'ın da ailesi çıksa, gitse ben yine özel bir çocuk alırdım'
İki çocuğunun lisede okuduğunu belirten Koç, şöyle konuştu:
'İkinci kez koruyucu anneliğe karar verdiğimde çocuğu ziyaret ettik. İlk zamanlar onu sevemem sandım ancak bunun sevgisi bir başka. Gözleri görmüyor, birebir bana bağlı. 'Dışarı çıkamazsın, toplum içine giremezsin' dediler. Elhamdülillah her yere gidiyoruz birlikte. Zekasında da sorun var, çok yürüyemiyor özel bir çocuk. Bir gün Sultan'ın da ailesi çıksa, o gitse ben yine özel bir çocuk alırdım. Dışarıdan görenler 'Gözü görmüyor nasıl bakıyorsun' diyorlar ama bana zor gelmiyor. Bir an elektrikler gitse aynı odanın içinde yürümekte zorlanıyoruz. O da gözleri görmediği için yürüyemiyor, gayet normal. Yeni yeni adımlar atıyor, ümitleniyoruz, inşallah bir gün konuşur da. Doktorlar yürümesine de konuşmasına da yüzde 2 ihtimal demişti. Kontrolde doktora yürüdüğünü söyledik, şaşırdı. Konuşması için de özel eğitim alıyoruz. Sessizliği hiç sevmiyor, terk edildiğini sanıyor. Müzik dinleyince mutlu oluyor. Mutfağa gittiğimde ona sesleniyorum, 'Buradayım kızım' diyorum, mutlu oluyor. Yürümeyi yeni öğrendiği için çok hoşlanıyor.'
Koç, çevresinden farklı tepkiler aldığını, 'Sen cennetliksin' diyenlerin yanı sıra 'Aklın mı yok da engelli çocuk aldın' diyenlerle de karşılaştığını ama sahipsiz engelli çocuklara koruyuculuk yapmanın kıymetli olduğunu dile getirdi.
- Sağlam bir nesil için iyi çocuklar yetiştirmeyi amaçlıyor
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir fabrikada işçi olarak çalışan koruyucu baba Mehmet Koç da çocuk yurdunda büyüyen bir arkadaşı olduğunu ve onu küçükken zaman zaman kaldığı yerde ziyaret ettiğini aktardı.
'Çocuk yuvalarıyla ilgili bilgim, fikrim vardı. Arkadaşımın boynu bükük olurdu gittiğimizde' diyen Koç, şunları kaydetti:
'Topluma bir insan kazandırırız diye koruyucu aileliğe başvurduk. İlk aldığımız çocuk ağır engelliydi. Ameliyat oldu, bir nebze de olsa düzelmişti. Sonra baba ve babaannesi çocuğa sahip çıktı. Ayrılmak çok zor geldi, giderken hepimiz ağladık. Tekrar koruyucu ailelik için başvurduk. Bize önerilen çocuğun gözleri görmüyordu, fiziksel olarak da engelliydi. Zaten çocuk bir ailenin yanındaydı. Aile çocuğun durumunun iyi olmadığını, toplum içine çıkamadıklarını, sürekli bir kişinin çocukla evde kalması gerektiğini anlattı. Bunları duyunca tedirgin olduk. Ben olumsuz bakıyordum ama eşim ve çocuklarım sıcak bakıyordu. Sonunda bir kızımız oldu. İlk geldiğinde bir süre alışmakta zorlandı çünkü görmüyor. Sadece seslerle iletişim kurabiliyor. Sesler yabancı geldi, dokunduğu yerler yabancı geldi. İlk günler sabahlara kadar ağladı, biz de sabrettik. Zamanla bize, ortama, seslerimize alıştı. Şu anda çok iyiyiz, keyifliyiz.'
Koç, toplumun geleceğinin şimdiki çocukların iyi yetiştirilmesine bağlı olduğunu, sağlam bir nesil için kendi çocuklarının yanı sıra koruyucu ailelik yaptıkları, çocukları da iyi yetiştirmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi.