İklim Şartları Ve Ekonomik Şartlar Tüberkülozun Artmasında Rol Oynuyor

Uzun süre havada asılı kalan tüberküloz basili güneş ışığında kolayca yok oluyor. Karadeniz Bölgesi'nde yılın büyük çoğunluğunun bulutlu olması bu hastalığın görülme sıklığını artırıyor.

64. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası nedeniyle Samsun Sağlık Müdürlüğü'nde düzenlenen basın toplantısında hastalık hakkında kamuoyu bilgilendirilmesi yapıldı. Veremin tedavisi olmasına rağmen enfeksiyon hastalıklarında ölümlerde dünyada ikinci sırada yer aldığını belirten Verem Savaş Dispanseri Baştabibi ve İl Tüberküloz Koordinatörü Dr. Remzi Karşı "Bugün dünyada 4 bin 500 kişi her gün verem hastalığından ölmekte. Hastalık gidişat bakımından 1990 yılına göre yüzde 35 bir azalma gösterdi. Türkiye
verem hastalığı yönünden hiçbir zaman çok büyük salgınların görüldüğü bir ülke olmadı. Özellikle 1980'lerden, 1990'lardan sonra oluşturulan politikalarla Verem Savaş Dispanserleri ve Göğüs Hastalıkları Hastaneleri'nde göğüs uzmanları ile koordineli olarak hastalık kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Samsun'da da 3 tane Verem Savaş Dispanseri, aile hekimleri, ilgili dal uzmanları ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile birlikte Sağlık Müdürlüğü'nün şemsiyesi altında tüberküloz hastalığını kontrol ediyoruz.
Geçen yıla oranla hasta sayımızda yüzde 4,5 oranında bir azalma var. Bu da kontrol altında bir ilde olduğumuzun en önemli göstergelerinden. Tüberküloz tedavisi 6,9 ve 12 aya kadar uzayabilen, uzun süreli bir tedavi gerektiren bir hastalık. Normalde 1 kutu antibiyotiği bile zor bitirirken 6 ay süreli hastaların ilaç alması büyük bir problem doğuruyor. Dünyada kabul edilen ve 2006 yılında Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ'ın tarafından da desteklenen Türkiye'nin tüm kamu kurumlarında ve kuruluşlarında
uygulanan doğrudan gözetimli tedavi stratejisi çok önemli. Hastanın ilacını tercihen bir sağlık personeli olmak kaydıyla bir gözetmen tarafından günlük olarak içirilmesi esasına dayanıyor. Bununla toplumun farkındalığını artırmak istiyoruz" dedi.
Verem hastalığının insan tarihi kadar eski ve akıllı bir basil olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi Başhekimi Dr. Servet Kayhan, "İnsanlık teknolojiyle beraber ilaç geliştirdikçe bu akıllı basilde kendisini koruması biliyor. Günümüzdeki görülme sıklığı 100 bin de 28 civarında. Yüzde 65, 70'i akciğerlerde, diğer kısmı ise lenf bezlerinde, kemikte görülebiliyor. 15-40 yaş arasında görülen bir hastalık. Hastanın kliniği uzun süreli kesilmeyen öksürük, balgam çıkartma, balgamda
kan görülmesi, ateş, kilo alamama ve gece terlemesi gibi şikayetler oluyor. Bu bulaşıcılık döneminde hasta tedaviye başlamazsa 1 yılda çevresindeki 10-15 kişiyi enfekte edebilmekte. Erken teşhis ve tedavideki başarı çok önemli. Yakın temaslı takibi çok önemli, ailedeki tüm bireylerin ve çalıştığı ortamda aktif hastalık olup olmadığı yönünden kontrollerin yapılması çok önemli. Doğrudan gözetimli tedavi ve tedaviye erken başlanması çok önemli. Bunlar düzenli yapılıyorsa dirençli tüberküloz az görülmekte" diye
konuştu.
Karadeniz Bölgesi'nde yılın büyük bir bölümünün bulutlu geçmesinin hastalığın artmasında rolü olduğunu söyleyen Dr. Servet Kayhan, "Güneş giren yere doktor girmez sözü biraz da tüberküloz ile ilgili. Tüberküloz basili saatlerce, günlerce havada asılı kalabiliyor. Güneş ışığında kolayca yok oluyor. Tedavi yöntemi olarak hastanelerimizde hastaların güneşlendirilmelerini istiyoruz. Karadeniz Bölgesi'nde bulutlu havanın çok olması basilinin yok oluş süresini biraz daha uzatıyor. İklimin ve ekonomik
koşulların bu hastalığın artmasında mutlaka rolü var" şeklinde konuştu.
2011 yılında tüberküloz hastalığıyla ilgili daha ciddi çalışmalar yapacaklarını açıklayan Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, yapılacak çalışmaları şu şekilde açıkladı:
"Karadeniz'de tüberkülozun en az olduğu ve en etkin tedavinin uygulandığı il Samsun. 2010 yılında riskli grup taraması yaptık, yeni vakaları tespit ettik ve tedavi altına aldık. 2011 yılında tüberküloz konusunda daha da ciddi çalışmalar yapacağız. Tedavi uyumu bizde çok önemli, süre uzun. Bu insanların düzenli olarak ilaç almaları gerekiyor. Burada sadece hastaların uyumu değil, hastalara ilacı verecek insanların uyumu da gerekiyor. Bunlar olmazsa dirençli vakalar ortaya çıkar. 2011 yılında hasta tedavi
uyumu ve hasta toplum uyumunu gerçekleştirmek durumundayız. Bunun için önleyici tedbirler planladık ve 2011'e bu şekilde başlayacağız."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile