'İman, Zorluklar Karşısında İnsanı Kuvvetli, Dayanıklı Ve Sabırlı Kılar'

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş: 'İman, zorluklar karşısında insanı kuvvetli, dayanıklı ve sabırlı kılar. Yalnızlığı, güçsüzlüğü ve ümitsizliği ortadan kaldırır' 'İman bir bütündür. İman esaslarından birini bile kabul etmemek inançsızlık anlamına gelir. Bu ise büyük bir felakettir. Çünkü inançsızlık kişiyi yaratılış gayesinden uzaklaştırarak anlamsız bir hayata sürükler'

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, imanın, zorluklar karşısında insanı kuvvetli, dayanıklı ve sabırlı kıldığını, yalnızlığı, güçsüzlüğü ve ümitsizliği ortadan kaldırdığını belirtti.

Erbaş, Sahil Camisi'nde "İman ve Amel İlişkisi'' konulu cuma hutbesinde, Yüce Allah'ın bahşettiği nimetlerin en başında imanın geldiğini vurgulayarak, imanın, Allah'ın varlığına, birliğine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah'tan olduğuna gönülden inanmak olduğunu söyledi.

Her insanın fıtrat üzere doğduğunu belirten Erbaş, "Fıtrat, insanın imana ve iyiliğe meyilli bir yaratılış özüne sahip olması demektir. Fıtratına uygun olarak imanı, İslam'ı ve ihsanı seçenler tükenmez nimetlere nail olur. Allah, kendisine hakkıyla inanan ve güvenen kullarıyla daima beraberdir. Onları kollayıp gözetir, yalnız bırakmaz, onlara yardım eder." diye konuştu.

Erbaş, imanın insanın hayatına anlam kattığının altını çizerek, "Ona dünyada yaratılış gayesine uygun bir yaşama bilinci aşılar. Davranışlarını şekillendirir, fikir ve kararlarına yön verir. Zorluklar karşısında insanı kuvvetli, dayanıklı ve sabırlı kılar. Yalnızlığı, güçsüzlüğü ve ümitsizliği ortadan kaldırır. Nimetin kıymetini bilmeye ve şükrünü eda etmeye vesile olur." değerlendirmesinde bulundu.

- "İmanımızı diri tutan salih ameldir, kemale erdiren ise güzel ahlaktır"

Allah'a iman etmenin, peygamberin sünnetini hayatın her alanında yaşanılır kılmayı gerektirdiğini aktaran Erbaş, şöyle devam etti:

"Mümini, 'elinden ve dilinden emin olunan kimse' olarak tarif eden Allah resulü, ahde vefa göstermek, emanete riayet etmek, misafire ikramda bulunmak, konuştuğunda hayır söylemek gibi nice güzel hasleti imanın bir tezahürü olarak zikretmiştir. 'Ey Allah'ın resulü, bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki senden başka kimseye bu hususta soru sormama gerek kalmasın' diyen bir sahabeye, 'Allah'a iman ettim de ve sonra dosdoğru ol' cevabını vermiştir. İmanımızı diri tutan salih ameldir, kemale erdiren ise güzel ahlaktır. Rabb'imiz, iman edip rızasına uygun şekilde iyi, doğru ve güzel işler yapanları şöyle müjdelemektedir; 'İman ve salih amel bizi ahirette rahmanın rahmetine ulaştıracak en kıymetli sermayemizdir.' "

Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de ise şöyle buyrulduğunu dile getirdi:

"Rabb'imiz Allah'tır deyip de istikamet üzere yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler; 'Korkmayın, kederlenmeyin. Size vaat olunan cennetle sevinin.' İmanını salih amel ve güzel ahlakla hayatına yansıtan her mümin Cehabıhakk'ın bu müjdesinin muhatabıdır. Yeter ki kul, canı gönülden Rabb'ine yönelsin ve her durumda 'Allah bize yeter. O ne güzel vekildir' desin."

- "Sonsuz bir yaşamın varlığına inanmayan huzuru ve mutluluğu yakalayamaz"

İmanın, hayatın her parçasını oluşturduğunu belirten Erbaş, "İman bir bütündür. İman esaslarından birini bile kabul etmemek inançsızlık anlamına gelir. Bu ise büyük bir felakettir. Çünkü inançsızlık kişiyi yaratılış gayesinden uzaklaştırarak anlamsız bir hayata sürükler. Yüce idealler uğruna fedakarlık yapma duygusunu zedeler. Eşi ve ortağı olmayan bir kudrete, o kudretin gönderdiği rehbere, vadettiği hakikate, sonsuz bir yaşamın varlığına inanmayan huzuru ve mutluluğu yakalayamaz. Ahiret gününde ise Allah'ın rahmet ve inayetinden mahrum olur." dedi.

Erbaş, imanın kıymetine de vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Öyle bir imana sahip olalım ki ruhumuzu yüceltsin, kulluğumuzu pekiştirsin, ahlakımızı güzelleştirsin, heva ve hevesimizin esiri olmaktan bizi korusun. Bugünümüzü olduğu kadar geleceğimizi de inşa etsin. Dünyamızı olduğu kadar ahiretimizi de mamur etsin.Hutbemi sevgili Peygamberimizin, 'Allah'ım, bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster. Bizi doğru yolda olanlardan eyle' niyazıyla bitiriyorum."

Erbaş, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile