Bu çerçevede uluslararası toplantılarda alınan kararlar gereği aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerin IMF'deki konumu ve temsili daha da iyileşirken, bazıları da güç kaybetmişti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu çerçevede yapılması kararlaştırılan üçüncü tur görüşmelerinin bazı ülkelerin ayak diremesi yüzünden gerçekleşmediğini söyledi.
Babacan, "Onlar sadece hisselerini kaybetmekle kalmadı şimdi yönetim kurulunu da IMF’nin icra direktörlüğündeki koltukları da kaybetmeye başladı.
Dolayısıyla baktılar artık hani bu farklı bir noktaya gidiyor o yüzden ayak sürümeye başladılar. Hangi ülkeler olduğunu herkes biliyor." dedi.
Todays Zaman gazetesinin Ankara'da yapılan 6. yıl dönümü kutlamasına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan burada Cihan Haber Ajansı’nın sorularını cevapladı. Türkiye ile IMF arasındaki ilişkiler konusundaki Son durumu değerlendirirken, Türkiye'nin, IMF’nin 20. büyük ortağı olduğunu belirten Babacan, fonun yapısı ile ilgili yapılan uluslararası toplantılarda üçüncü tur konusunda karar alınmasına rağmen bazı ülkelerin ayak dirediğini söyledi.
Babacan, bu durumu söz konsu ülkelerin fon yönetimindeki etkinliğini kaybetmek istememelerine bağladı. Önceki yapılan 2 turda IMF'deki hisselerini kaybeden ülkeler olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı, "Bu 2 turda hissesi artan ülkeler var, hissesi düşen ülkeler var. Üçüncü turda Türkiye’ninki artacak. Üçüncü turda zorlanacak gibi görünüyoruz. Çünkü eski mutabakat havası kalmadı gibi. Bunlar biliyorsunuz; her ülkenin tamam demesiyle yürüyen işler. Prensip kararı var, G20 Liderler Zirvesi kararı var. Fakat o üçüncü turun uygulanmasıyla ilgili maalesef bazı sıkıntılar var. İkinci turdaki hissemizin gereği kendi ülke grubumuzu değiştirdik IMF’de." şeklinde konuştu.
Babacan, 2014’ten itibaren icra direktörlüğü heyetinde Türkiye’nin bir koltuğu olacağının altını çizerken, bu koltukta Türkiye’nin 2 yıl oturacağını, daha Sonra Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın birer yıl kalacağını aktardı. Ayrıca Türkiye’nin 2015 yılında da G20 Dönem Başkanlığı yapacağına işaret eden Başbakan Yardımcısı Babacan, dönem başkanlarının görev yaptığı sürede belirledikleri bir ana tema üzerine yoğunlaştıklarını belirterek, "Ruslar şuan dönem başkanı ama onların da temaları belli değil. Biz bakacağız, Ruslar hangi temayı seçecekler Sonra bekleyeceğiz, Avusturalya hangi temayı seçecek. Ona göre kendi temamızı belirleyeceğiz.” diye konuştu.
"KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI DA OLAN BİTENİ ANLAMAYA ÇALIŞIYOR" Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla alakalı 10 yıldır bir şey söylemediğini vurgulayan Ali Babacan, ancak şimdi durumun değiştiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı, "Şimdi biz yürüyoruz onlar da bizim arkamızdan geliyor. Normalde onların çok önceden gidiyor olması lazım, çünkü yatırımcılara gelecek hakkında bir şey söylemesi lazım. Maalesef krizden Sonra artık olan bitenin gerisinde kaldılar. Artık onlar da olup biteni anlatmaya çalışıyor. Tabi bu sebepledir ki eskiye göre etkinlikleri biraz daha azalmış durumda." diye konuştu.
Bu yıl kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch ve Moody’s ile anlaşma yaptıklarını bildiren Babacan S&P ile anlaşmayı Sonlandırdıklarını kaydetti.
Babacan, buna rağmen geçtiğimiz gün S&P’nin yine de Türkiye’yi takip edeceğini açıkladığına işaret etti. "GEÇEN YILKİ SUKUK İHRACI, EN İYİ KİRA SERTİFİKASI SEÇİLDİ" Özellikle Körfez ülkelerindeki sermayeyi çekmek için hayata geçirilen sukuk (kira sertifikası) uygulaması ile bir soru üzerine Ali Babacan, geçen sene 2 kez düzenlediklerini belirterek, şubat ayında da bir tertip daha yapacaklarını dile getirdi. Babacan, "Geçen sene 2 kira sertifikası ihracımız oldu; iç piyasa ve dış piyasa. Dış piyasa 1,5 milyar dolardı. İç piyasada 1,6 milyar TL idi. Yaptığımız bu ihraç geçtiğimiz hafta dünyadaki en iyi kira sertifikası olarak seçildi. İlk defa çıkmamıza rağmen 10 yıldır bu işi yapan ülkelere göre hemen birinci sıraya oturduk; talep, kalite yatırımcı kompozisyonu her açıdan baktığımızda." bilgilerini verdi .
'ımf'de Koltuğunu Kaybetmek İstemeyenler Toplanmamak İçin Ayak Sürüyor'
Son yıllarda küresel ekonomide yaşanan gelişmeler Uluslararası Para Fonu'nun ortaklarını, fonun daha aktif hale getirilmesi ve güç dengelerini daha adil yansıtması için bazı düzenlemelere gitmeye zorlamıştı.