Bir zamanlar borç alabilmek için IMF kapılarını aşındıran Türkiye, ekonomik darboğazdaki Avrupa ülkelerini kurtarmak için IMF'nin (Uluslararası Para Fonu) oluşturduğu havuza 5 milyar dolarlık yardım yapacak.
Ekonomistler, IMF 'nin Türkiye 'den borç istediği şeklinde kamuoyuna yansıyan haberi Beyaz Gazete 'ye değerlendirdi.
Doğuş Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ertan Oktay, Türkiye 'nin vereceği 5 milyar doların bir borç veya kredi olmadığını vurgulayarak, “Bu farklı bir niteliği olan bir şeydir. Yeni bir olay da değil, yeni bir süreç de değil. Bu Ocak 2012 'de başlamış bir süreçtir. Şöyle ki; IMF 'nin görevi gereği yani kuruluşundan beri yazılı olan görevi de zaten bu; uluslararası ekonomiyi düzenleyen istikrarında bir misyonu görevi vardır. Ve başvuran, sıkıntıda olan ülkelere finansal katkıda bulunduğu gibi danışmanlık yapmak da onun görevidir” diye konuştu.
'IMF EKONOMİK TEHDİTLERİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN BİR FON OLUŞTURMA ÇABASINDA '
Ertan Oktay, Son küresel ekonomik krizden sonra ve arkasından özellikle Yunanistan 'ın, İspanya 'nın, İrlanda toparlandı ama şimdi İtalya katıldı kervana, Avrupa 'daki finansal krizden sonra, küresel krizin derinleşmemesi için, yaygınlaşmamsı için önlem almak, küresel ekonomik sıkıntılarla mücadelede katkıda bulunmak ve bölgesel ekonomik tehditleri ortandan kaldırmak için ihtiyaç duyulan fonu oluşturma çabasında içinde IMF” ifadelerini kullandı.
Ocak ayındaki IMF icra Kurulu Toplantısından hemen sonra IMF Başkanı Christine Lagarde 'ın bir basın duyurusu yaptığını ve bir fon oluşturmak hedeflediğini duyurduğunu anımsatan Oktay şunları söyledi:
O aşamada bazı ülkeler taahhüt ediyorlar, katkıda bulunuyorlar. Sonra Nisan ayında ikinci aşamaya geliniyor. Orada fona veya havuza yeni bir takım ülkeler daha katılıyor. Ve yeni bir genişleme oluyor. Ve nihayet Meksika 'daki G20 zirvesindeki ülke liderleri toplantısında yeni bir genişleme daha oluyor. Lagarde 'ın açıkladığına göre; 456 milyar dolarlık bütçelik bir havuz bu. 4-5 ülke daha katılıyor, söz veriyor. Bunlardan bir tanesi de katkıda bulunmayı taahhüt eden Türkiye 'dir. Bu üçüncü aşama.”
“Görüldüğü gibi bu bir borç veya kredi değildir, yanlış anlaşılmaması gerekir” diyen Ertan Oktay, “Bunun küçümsenecek bir tarafı yok ama siyasetçiler, günlük gazeteler bunu borç veya kredi olarak söyleyebilirler. Ancak biz ekonomi adamıyız, objektif, net, doğrusunu, söylemek zorundayız” dedi.
'TÜRKİYE İHTİYAÇ DUYDUĞUNDA O PARAYI GERİ İSTEYECEK '
Borç ve kredi dendiği zaman, borç, kredi almanın belli koşulları, belli bir maliyeti, belli ödeme planı olduğuna dikkat çeken Oktay, “Burada ne bir ödeme planı ne bir koşul ne de bir vade söz konusu. T.C Merkez Bankası ihtiyacı olduğu takdirde geri almak üzere 5 milyarı verecek. Bu yardım fonu gibi bir şey ama her an ihtiyaç duyulduğunda geri alınmak üzere fona konmuş bir miktardır” şeklinde konuştu.
'KREDİ OLSA İSPANYA VERMEZDİ '
Oktay, “Zaten bu kredi olsaydı İspanya vermezdi. Çünkü Yunanistan 'ın ekonomisi küçüktür. İspanya Euro 'daki dördüncü büyük ekonomidir. Çok derin bir kriz içindedir. Her dört gençten birisi işsizdir, ekonomisi dibe vurmuştur. İspanya 'da ikinci genişlemeden sonra, yani Nisan ayındaki açıklamadan sonra yaklaşık 19.6 milyar bu havuza katkı taahhüt etti. Dolayısıyla bu bir kredi değil. İspanya kendi yardıma muhtaçken herhalde borç verecek değil” ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'NİN G20'DE OLMASI ÖNEMLİ '
Ancak Türkiye 'nin böyle bir şey yapacak güce sahip olmasının ve Başbakanın bulunmasının, ekonomi bakanının G20 liderlerinin arasında bulunmasının önemli bir şey olduğunu söyleyen Oktay, “Dünyadaki 20 liderden birisi konumundadır. Böyle bir katkıda bulunması da çok önemlidir. Ama borç vermek veya kredi vermek gibi söylersek çok doğru olmaz” diye konuştu.
'ULUSLARARASI ARENADA TÜRKİYE 'NİN ELİ GÜÇLENECEK '
Fatih Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Murat Karagöz de yaptığı açıklamada, Türkiye 'nin şu sıralar Başbakan Erdoğan tarafından Meksika'daki G20 Zirvesi 'nde temsil edildiğine işaret ederek, “Sanıyorum bu konu orada gündeme geldi” dedi.
Avrupa 'daki belli başlı büyük ekonomilerin şu anda dış borç krizi içerisinde olduğunu anımsatan Karagöz, “Dünya sıralamasında Türkiye 'nin önünde yer alan örneğin; Fransa ispanya, İtalya gibi dünyada ilk 10 'a giren ekonomiler dahi şu anda zor durumda. Ve IMF şu anda belki de tarihinde ilk defa bu kadar büyük bir krizle karşı karşıya. Yani kapısına çözüm için gelen ülke sayısı itibariyle de, geldikleri borç kriz itibariyle de en büyük krizle karşı karşıya” şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE BU TALEBİ DEĞERLENDİRECEKTİR '
Böyle bir ortamda Türkiye 'nin ciddi bir üstünlüğü olduğunu söyleyen Karagöz, “Şu anda iyiye giden göstergeler söz konusu. Tabiî ki Türkiye bu talebi değerlendirecektir. Bu uzun vadeli bir talep, bir anlık bir talep değil. Eğer şartlar uygunsa bunun siyasi ve diplomatik getirileri olacaktır. Sonuçta uluslararası arenada sizin elinizi güçlendirecektir. Kartlar sizden yana açılmış olacaktır” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE 'YE GETİRİSİ NE OLUR?
“Türkiye 'nin IMF 'ye borç vermesinin, IMF 'de değil de IMF 'nin destekçisi olan ülkeler nezdinde kredisi olur” diyen Karagöz şunları söyledi:
“Yoksa biz bunu IMF 'yle müzakere etmeyiz. Bizim burada söyleyeceğimiz bunu referans göstererek, diğer belli başlı olaylar söz konusu olduğunda onlarla ilgili Türkiye 'nin tabiî ki söyleyeceği şeylerin ağırlığı olacaktır. Şu anda bir Suriye mevzusu var, İran ile nükleer yarış var, Arap baharı var, Güney Avrupa 'daki belli başlı ülkelerin Yunanistan başlayarak İspanya, İtalya, İrlanda 'ya kadar bütün bu ülkelerin ekonomik krizi söz konusu. Tüm bunlara Türkiye 'nin tabiî ki giderek yükselen bir sesi, güçlü bir sözü olacaktır.”
Burcu Kandemir-Beyaz Gazete
'IMF'ye Verilecek O Para Borç Veya Kredi Değil'
Doğuş Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ertan Oktay, Türkiye'nin, IMF'nin oluşturduğu havuza yapacağı 5 milyar dolarlık yardıma ilişkin, "Bu borç veya kredi değil. Türkiye ihtiyacı olduğunda bu parayı geri alacak" dedi. Fatih Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Murat Karagöz ise, "Türkiye bu talebi değerlendirecektir. Bu uzun vadeli bir talep, bir anlık bir talep değil. Eğer şartlar uygunsa bunun siyasi ve diplomatik getirileri olacaktır" ifadelerini kullandı.



















