İnanır ve Kızılkaya, Antalya Hakkarililer Derneğini Ziyaret Etti

Akil İnsanlar Heyeti Akdeniz Bölgesi Grubu üyelerinden Kadir İnanır ve Muhsin Kızılkaya, Antalya Hakkarililer Derneğini ziyaret etti.

Dernek binasında sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın babası Nazım Erdoğan ve Dernek Başkanı İshak Kahraman ile Hakkari'nin yöresel yemeklerinden tadan İnanır ve Kızılkaya, ardından vatandaşlarla sohbet etti.

Kızılkaya, dernek üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Antalya'nın küçük bir Hakkari gibi olduğunu belirtti.

Türkiye'yi silaha ve şiddete başvurmadan gül bahçesine çevirmenin hayalini kurduklarını vurgulayan Kızılkaya, "Yaptığımız en önemli eylem kitap okumaktı ama 12 Eylül darbesi herkesin üzerinden dozer gibi geçti. Birçok kişinin Diyarbakır Cezaevi'ne hapsedildi. Hapishaneden çıkanların birçoğu öfkeyle, intikam almak için dağa çıktı" dedi.

Bütün bu acılardan sonra Kürtler adına, onları kurtarma vaadiyle dağa çıkan insanların 30 yıl sonra "Taleplerimiz silahlı mücadeleyle yerine gelecek talepler değildir. Silah anlamını yitirmiştir" noktasına geldiğini belirten Kızılkaya, "21 Mart'ta Öcalan bunu deklare etti. Kürtler bunun arkasına bütün gücüyle geçtiler. Bu sefer karşı taraftaki insanlar kaygı duymaya başladı.

Bu nedenle devlet bizi görevlendirdi" diye konuştu.

Akdeniz'de, insanların yaşadığı acıları anlattıklarını kaydeden Kızılkaya, şöyle devam etti:

"5 bine yakın güvenlik kuvveti ve 40 bine yakın Kürt çocuğu bu çatışmalarda öldü. Bu nedenle onlar barışı davul zurna ile karşılıyor. 'Biz istemeyiz' diyorsunuz. Neden istenmiyor, ne oldu- O zaman 'memleket parçalanıyor' gibi bazı kaygılar ortaya çıkıyor. Türkiye, Kürtlerle Türklerin yurduysa, ortak toprağıysa Kürtler, kendi topraklarını niye bölsün- Ayrıca Kürtler bu güzellikleri bırakıp Hakkari'ye, Şırnak'a niye gitsin. Ülkenin batıdaki toprakları Türklere, doğusu da Kürtlere bırakılmayacak kadar kıymetlidir."

Kızılkaya, silahlarıyla ülke dışına çıkanlarla ilgili hep "ya geri gelirlerse" denildiğine işaret ederek, şöyle dedi:

"Türkiye'deki koşulları düzeltin, gelmesinler. Yani demokrasiyi getirin. Eksiksiz demokrasiyi bu ülkede uygulayın, Kürtlerin ana dilde eğitim hakkını, kendini ifade etme imkanlarını tanıyın kimse silaha başvurmasın. Ona rağmen birisi silaha başvurursa o Kürt anne, çocuğunun elinden silahı alıp yanağına iki tokat atar. Ülkenin doğusu davul zurnalarla barışa giderken, ülkenin batısı kaygılı. Bu kaygıyı ortadan kaldırıp Hakkari'den çalan davula Antalya'dan zurnayla eşlik edersek, o zaman bu memleket gül bahçesine dönüşür."

-"Hiçbir siyasi partiyle organik bağım yok"-

İnanır ise toplantılarda vatandaşların özgürce konuşmasına fırsat verdiklerini, içlerine asla siyasetçi sokmadıklarını, siyasetçinin girdiği yerde huzurun olmadığını Meclis'ten gördüklerini söyledi.

Siyasetçilerin halkın gerçek temsilcileri olmadığını savunan İnanır, "Ne zaman gerçek halkın temsilcileri o Meclis'e gider, bu mevcut yapı düşer ve seçim barağı aşağıya çekilir, bir sürü parti ülke yönetimine talip olursa bu sorunların aşılması daha da kolaylaşacak. Burada siyasetçi olsaydı vatandaşlar o kadar rahat konuşmazdı. Vatandaşları konuşturmazlardı" dedi.

İnanır, 5 aydır hiçbir anne ve babanın gözyaşının dökülmediğine dikkati çekerek, en kısa sürede halkın kaygılarının tamamının ortadan kalkacağına inandığını dile getirdi.

Bazı kişilerin kendisine "Sen niye buradasın" dediğini anlatan İnanır, şöyle konuştu:

"Ben, doğunun sorunlarıyla ilgili çok büyük filmler yaptım. Karadenizliyim ama bu ülkenin bütün topraklarını tapu kadastro genel müdüründen daha iyi bilirim. Bu ülkede sorun varsa ülkenin toplumsal sorunlarına ilgi duyan, o problemin ortadan kalkması için tartışmalar açan insanlar sanatçılar olmalıdır. Gerçek sanatçının tarifi benim için budur. Bu ülkede olaylar almış başını giderken ben Antalya'nın en büyük otelinin plajında tatil de yapıyor olabilirdim ama bu ülkeye huzur gelmeden o tatilleri hak etmiyorum."

Hiçbir siyasi partiyle organik bağı bulunmadığını vurgulayan İnanır, şunları kaydetti:

"Ben sosyal demokratım. Benim de siyasi görüşlerim var. Bu görüşleri filmlerimde aktarıyorum. Aktif politika yapmak istemedim. Yıllarca milletvekilliği teklif edildi, kabul etmedim. İnsanlık adına yapılan güzel hareketle ilgili teklif, bana tam ters gelen bir siyasi yapılanmadan gelseydi bile hiç düşünmeden kabul ederdim. Bunu söylediğim halde 'hükümet yanlısı, hükümetin bilmem nesi' diyorlar. Teklif geldiğinde 'Bu çalışmada özgür müyüm' diye sordum. Özgür olduğum cevabını aldım. Yaptıkları tek şey bizi vatandaşlara ulaştırmak. Başka hiçbir şeye karışmıyorlar. Ortak bir derdimiz var: Bu memlekete huzur gelsin. İnanıyorum bunu hep beraber göreceğiz. Bu emeklerimiz boşa çıkmayacak."

Muhabir: Süleyman Elçin

Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile