Inception'ı izle, izlet!
Daha önce birkaç kez yazdım, yıllardır uyku apnesi derdini çekiyorum; yani uykumda nefesim duruyor. Apne tedavisi için iki şeyi yapmam lazım; kilo vermek ve uykumda nefesimin kesilmesini önlemek için bana pozitif basınçla hava veren maske takmak.
Daha önce birkaç kez yazdım, yıllardır uyku apnesi derdini çekiyorum; yani uykumda nefesim duruyor. Apne tedavisi için iki şeyi yapmam lazım; kilo vermek ve uykumda nefesimin kesilmesini önlemek için bana pozitif basınçla hava veren maske takmak. Ben her ikisini de yapmıyorum; öyle olduğu için her gece uykumda en az 80 defa ölüp ölüp diriliyorum, çok kalitesiz uykuya sahibim, o yüzden gün boyu yorgun oluyorum vs.
Kişisel sağlık dertlerimle sizi fazla meşgul etmeyeyim, bunları anlatmaktaki muradım şu: Böyle kalitesiz uyuduğum için, daha doğrusu neredeyse sürekli olarak uykuyla uyanıklık arasında durduğum için geceleri çok zengin bir rüya hayatım var.
Siz de yapar mısınız bilmiyorum, ben çocukluğumdan beri rüyalarımı manipüle edebiliyorum. Yani, rüyamda bir olay benim istemediğim bir istikamette gelişiyorsa, mesela rüya hızla bir kâbusa doğru gidiyorsa, her zaman değil ama çoğu zaman olayların akışını değiştirebiliyor, kendi hayal gücümle uykumdaki ‘ben’e olayları yönlendirtebiliyorum.
Rüyalarımız bilinçaltımız mıdır, korkularımız mıdır, umutlarımız mıdır, başka dünyalarla veya evrenlerle haberleşmemiz midir, Avustralya yerlilerinin (Aborijinler) inandığı gibi aslında insanlığın ortak bilincinin aktığı bir ırmak mıdır, bilemeyeceğim. Bu konuda teori çok, biliyorsunuz.
***
Christopher Nolan’la elbette tanışmıyorum. Ama yazıp yönettiği iki filmden hareketle söylüyorum: Tanışsak arkadaş olabilirmişiz.
İlk filmi ‘Memento’yu bilmem hatırlıyor musunuz? Çok kısa süreli hafızası olan ve bunun da farkında olan bir adamın hikâyesi. Hafızasını kaybedeceğini bildiği için kendi vücudunu not defteri gibi kullanan, çözmeye uğraştığı bilmeceyle ilgili edindiği ipuçlarını vücuduna dövme olarak yazdıran bir adamın hikâyesi.
İnsan beyninin insana oynadığı oyunlar, çok uzun zamandan beri ilgimi çekiyor. Bu konuda ne bulursam okuyorum. Bu konudaki bazı uç vakalarla ilgili hikâyeleri okudukça da hep aynı hisse kapılıyorum: Gerçek gerçek hangisi?
Yani, diyelim adamın veya kadının beynindeki bir ur, onu saldırgan hatta katil yapıyor.
Bu durumda adam ya da kadın mı cinayetten suçlu, beynindeki ur mu? Çünkü ur çıkarılınca o kişi gayet barışçıl, şiddetle ilgisi olmayan birine dönüşüyor...
Hangisi gerçek? Beyninde urla cinayet işleyen mi, beyninden ur çıktıktan sonraki barışçıl kişilik mi?
***
İnsan rüyada da gerçeklik duygusunu yitirebiliyor. Acaba hangisi gerçekti, rüyanızda gördüğünüz mü, yoksa uyanıkken gördüğünüz mü?
Peki uyanık olduğunuzdan emin misiniz?
İşte bu hafta sonu Türkiye’de de gösterime giren Inception’ın temel sorusu bu. Uyanık olduğundan emin misin peki? Rüyalar mı daha güzel, ‘gerçek’ hayat mı? Hangisi daha gerçek? İmkan olsa kaçımız kaçmak istemeyiz rüyalarımıza? Hele bu rüyaları manipüle edebiliyor, istenmeyen şeylerin olmasını engelleyebiliyorsak?
Sahiden, filmin sorusunu filmden çıktığımdan beri kendime soruyorum: ‘Gerçek’i bu kadar değerli kılan nedir?
***
Türkçeye anlamsız biçimde ‘Başlangıç’ adıyla çevrilen film hakkında şu ana kadar ne okudunuz, bilmiyorum. Ama hep söylenen, insanların rüyalarına girerek onların bilinçaltından hırsızlık yapan bir adam ve yardımcılarının bu kez birisinin bilinçaltına bir fikir yerleştirmeye çalışmalarının hikâyesinin anlatıldığı.
Evet film bu hikâyeyi anlatıyor görünürde ama filmdeki rüya içinde rüya ve onun içinde bir daha rüya görme öyküsü gibi, filmin kendisi de aslında düzey düzey farklı felsefi soruları soruyor, cevapları da bazen veriyor bazen vermiyor.
Filmde bayıldığım diyalog, Loenardo DiCaprio’nun karakterinin (Cobb) kendi karısından vazgeçtiği andaki sözleri. Bu konuşmayı buraya yazmak filmi izlemeyenlere haksızlık olur ama şunu söyleyeyim, büyükharfle yazılan ‘Gerçek’i bize bu kadar değerli kılan şeyin ne olduğunun cevabı o diyalogda var aslında.
Inception’ı kaçırmayın, izleyin, izletin... Filmin finalinde sarsılacaksınız, size garanti veriyorum.