İngiliz Lord Tim Clement Jones, Türkiye’nin yakalamış olduğu siyasi istikrarı devam ettirmesi durumunda İstanbul’un sadece bölgenin değil, “dünyanın finans merkezi” haline geleceğini söyledi.
Cihan Haber Ajansı’na mülakat veren İngiliz siyasetçi, üçüncü kez seçimlerden zaferle çıkan AK Parti’nin bu başarısının kendisi için sürpriz olmadığını kaydetti. Lord Tim Clement Jones, ülke ekonomisini çok iyi bir noktaya getiren hükümeti halkın bir kez daha ödüllendirdiğini belirtti.
AK Parti’nin Türkiye’yi uluslararası bir merkez haline çevirdiğini ve Türkiye’nin yeniden dünyanın önemli oyuncuları arasında yer almaya başladığını ifade eden Lord Clement, “Türkiye, Orta Asya ve Kafkaslar için çok önemli bir aktör; Avrupa Birliği (AB) için çok önemli potansiyel bir oyuncu. Ortadoğu, Körfez ülkeleri, Irak ve özellikle İran konusunda da Türkiye çok önemli.” diye konuştu.
Lord Clement, Türkiye’nin yakalamış olduğu siyasi istikrarı devam ettirmesi durumunda İstanbul’un sadece bölgenin değil, “dünyanın finans merkezi” haline geleceğini kaydetti. Kendisinin de hissedar olduğu dünyaca ünlü bir hukuk-danışmanlık şirketinin İstanbul’da ofisinin bulunduğunu da sözlerine ekleyen Lord, Türkiye’nin yabancı yatırımcı için her geçen gün daha cazip hale geldiğine dikkat çekti.
GÜNEY KIBRIS’IN AB’YE ALINMASI ADALETSİZLİK
Lordlar Kamarası’nın Liberal Demokrat Partili üyesi Clement Jones, Türkiye’nin çok önemli bir ülke olduğunu ve bu sebeple AB’ye kesinlikle üye olması gerektiğini vurguladı. Lord Clement Kıbrıs meselesi sebebiyle Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin önü tıkandığına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Lordların büyük bir kısmı, özellikle de KKTC, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini isterken, Kıbrıs Rum Kesimi’nin tek başına AB’ye alınmasının adaletsizlik olduğuna dikkat çekti. Lord Clement, “Kıbrıs’taki limanlar sorunu acilen çözülmeli ki Türkiye’nin kitlenmiş olan fasıl süreci tekrar açılsın. 10 faslın sırf bu sebepten kilitlenmesi savulacak bir durum değil.” dedi.
“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN EKONOMİK KALKINMA ÖNERİSİ”
Yüzde 50’lik oy oranına rağmen iktidar partisinin tek başına yeni bir Anayasa yapmak için yeterli koltuk sayısına sahip olamadığına dikkat çeken İngiliz Lord, başta Kürt meselesi ve AB’ne üyelik süreci olmak üzere yeni dönemde birçok sorunun AK Parti’yi beklediğini kaydetti.
Clement Jones, bütün meselelerin çözüm yerinin meclis olduğunu belirterek BDP’li vekillerin meclisteki yerlerini almaları gerektiğini vurguladı. Lord Clement, ‘Türkiye’nin en büyük sorunu’ olarak nitelendirdiği Kürt meselesinin çözümünün bölgenin ekonomik olarak kalkınmasından geçtiğini ifade etti.
Türk işadamlarının Kuzey Irak’ta birçok yatırımı bulunduğunu ve bu durumun iki ülke arasındaki ilişkileri kuvvetlendirdiğini hatırlatan İngiliz politikacı, “AK Parti hükümeti öncelikle, Doğu ve Güneydoğu bölgesine yatırımlarını hızlandırmalı ve bu sayede bölgenin ekonomik olarak güçlenmesini sağlamalı.” şeklinde çözüm önerisinde bulundu. Lord Clement Jones, refah düzeyi ve yaşam standardı artan bölge halkının teröre destek vermeyeceğini sözlerine ekledi.
Lordlar Kamarası’nda Liberal Demokrat Parti Türkiye Dostluk Grubu Başkanlığını da yapan Lord Clement Jones, AK Parti’nin iktidarı boyunca Kürt sorununa yönelik ciddi adımlar attığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini, ancak bunun yeterli olmadığını belirtti. Yapılacak olan yeni anayasal düzenleme ile başta anadil olmak üzere temel hakların güvence altına alınması gerektiğine dikkat çeken Lord Clement, seçimlerde yüzde 10 barajının da düşürülmesinin önemli olduğuna değindi.
BDP’Lİ ÜYELER MECLİSTEKİ YERLERİNİ ALMALI
“CHP’nin yemin etmeme sebebini anlamak gerçekten çok zor ve bunu dünyada hiç kimseye açıklayamaz.” diyen Lord Clement, meclisi boykot ederek yemin etmeyen BDP’li milletvekillerinin ise bu kararlarıyla doğru yapmadıklarını vurguladı. Meselelerin “Meclis dışında” halledilemeyeceğine vurgu yapan İngiliz Lord, BDP’li temsilcilerin meclisteki yerlerini alarak seçmenini temsil etmesi gerektiğini savundu.
İngiliz Lord Clement: İstanbul, Dünyanın Finans Merkezi Olabilir
İngiliz Lord Tim Clement Jones, Türkiye’nin yakalamış olduğu siyasi istikrarı devam ettirmesi durumunda İstanbul’un sadece bölgenin değil, “dünyanın finans merkezi” haline geleceğini söyledi.