Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İngiltere Başbakanı David Cameron, heyetlerarası görüşmelerden sonra ortak basın toplantısı yaptılar. Erdoğan, Türkiye ile İngiltere'nin ilişkilerinde "altın çağ" yaşadığını belirterek, "Uluslar arası kurum ve kuruluşlarda birlikteliğimiz, gerek AB sürecinde İngiltere'nin desteği, başından itibaren kararlı duruşları hakikaten şükran gerektirir, her türlü takdirin üzerindedir. NATO, G-20 birlikteliğimiz, bu süreç içerisinde tarihi birlikteliğimiz bu bağı güçlü kılıyor." dedi. Şu anda İngiltere'deki siyasi partiler içerisinde Türkiye'nin AB üyeliğine muhalefet eden hiçbir partinin olmadığına işaret eden Erdoğan, "Bu tespit, 7,5 yıllık iktidarımız döneminde farklı iktidarlarda da bu desteği hep yaşadık. Memnuniyetimi ifade etmek durumundayım." diye konuştu.
Erdoğan, görüşmelerinde İran, Irak, Suriye, Ortadoğu ve Kıbrıs'la ilgili sorunları ele aldıklarını kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi: "Kıbrıs'la ilgili görüşmelerde 3 garantör ülke olarak sürece ne gibi katkılarımız olabilir? Bu yıl sonuna kadar süreci hızlandırmak suretiyle bitirebilir miyiz, bitirme kararlılığımız var mı? Ben aynı iradeyi sayın David'de de gördüm. Ciddi katkıları olacağına inanıyorum. Bu süreçte alınacak netice Kıbrıs'la ilgili şu ana kadar olumsuz süreci olumlu yönde geliştirmesi sebebiyle tarih açısından bizlerin hayırla yadedilmemize vesile olacaktır."
"MÜKEMMEL GÖRÜŞMELER YAPTIM"
İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye'de son 24 saat içinde çok mükemmel görüşmeler yaptığını belirterek, Türkiye'nin son dönemdeki ekonomideki büyümesinden övgüyle söz etti. Cameron, İstanbul'un tek başına 12 AB ülkesinden büyük olduğunu kaydetti.
İki ülke ilişkileri için Erdoğan gibi "altın çağ" ifadesini tekrarlayan Cameron, "Katıldığım bir vizyon bu. Ortak bir vizyonu paylaştığımızı hissettim. Türkiye'nin AB'ye tam üyesi olmasını kuvvetle istiyoruz. Türkiye'nin kampın bekçiliğini yaparken, çadırın içinde olmamasından memnun olmadığını biliyorum. Bu paylaştığımız vizyon, stratejik işbirliğini yenilemek açısından fırsat tanıyor." dedi.
"KIBRIS SORUNUNU ÇÖZMEMİZ LAZIM"
Cameron, Kıbrıs'la ilgili Erdoğan'ın görüşüne katıldığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: "Kıbrıs'ta sizin görüşünüze katılıyorum. Gerçek anlamda bu yıl Kıbrıs'ta ilerlemeler sağlanması gerekiyor. Bu konuyu tatmin edici şekilde çözmemiz lazım."
Bir İngiliz basın mensubunun 'Türkiye'nin AB üyesi olması konusunu kuvvetle destekleyeceğinizi söylüyorsunuz. Bu olduğunda İngiltere'ye çok sayıda göçmen söz konusu olabilir. Bu sizin politikalarınıza aykırı düşmüyor mu? Gazze'yi de bir kamp olarak değerlendirdiniz' yönündeki sözlerine Cameron, şu cevabı verdi: "Birkaç yıl önce Avam Kamarası'nda söylediğim bir şeydi. Bir şeyi gizli tutmak istiyorsanız, Avam Kamarası'nda söylemeniz yeterli olduğunu gösteriyor bu soru. Halen dışarı çıkmak, gerekli malzemenin girmesi çok zor. Bu tarif haklı bir tarif. İlerleme de kaydetmemiz gerekiyor. Türkiye'nin oynayabileceği çok önemli bir rol var."
Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili sorusuna ise Cameron, "Ben her zaman yeni üyelerin geçiş dönemli kontrollerinde bahsettim. Ekonomiler büyüdükçe, daha birbirine eşit hale geldikçe ülkeler arasındaki insan akışı çok olmuyor. Ben Türkiye'de çok büyük bir hızda büyüme görüyorum. Yüzde 11.5 büyüme, bizim rakamlarımızı çok mütevazı gösteriyor. Türkiye 2025'e kadar çok daha büyük olacak; İtalya, İspanya ve Kanada ekonomilerinden büyük olacak." ifadelerini kullandı.
İSRAİL'İ SOMALİ KORSANLARINA BENZETTİ
Aynı soruya cevap veren Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısını Somalili korsanların gemilere saldırısına benzetti. Erdoğan, şunları söyledi: "Gazze'ye gelen yardım konvoyları saldırıya uğramış, nitekim İngiliz parlamenterler, 33 ülkeden yardım gönüllüleri vardı. O yaşanan tablo tüm insanlığın önünde uluslar arası karasularda yapılmış bir saldırı, tek kelimeyle ifade edilebilir, o da korsanlıktır. Bunu Somali korsanları yapıyorlar, dünya tedbirler alıyor, üzerine gidiyor. Burada böyle bir olay gerçekleşince adil bir yaşamı dünyada tesis etmek için varolan siyasi liderlerin sessiz kalması düşünülemezdi. Temenni ediyorum ki bu yanlış gidişi düzeltiriz. İsral bu yanlışından vazgeçer. Özrünü dilemesi tazminatlarını ödemesi¸ ambargoların kaldırılması lazım. Bölge barışına katkı sağlamamız lazım. Milletim de böyle düşünüyor."
Türkiye ile İngiltere ilişkilerindeki "altın çağ" nitelemesini hatırlatan bir basın mensubunun, iki ülkenin İran konusunda farklı politikalarının olduğunu hatırlatması üzerine Cameron, "İyi bir ilişkimiz var Türkiye ile. Çeşitli konularda farklı görüşlerimiz olabilir. Her ikimiz de farklı bir İran görmek istiyoruz. Tabii ki bazen farklılıklar olabilir. İyi ilişkiler zaten bu değişiklikleri taşır, kaldırır." cevabını verdi.
Erdoğan, aynı soruya cevabında, Türkiye'nin BM'de İran'a yaptırım uygulanmasına hayır oyu vermesinin gerekçesini Tahran'da imzalanan anlaşmaya bağladı. Erdoğan, Türkiye'nin sorunun diplomatik yollardan çözülmesinden yana olduğunu vurguladı.
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ile dostluğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Görevi bıraktığı ana kadar da çok iyi geçti. Devletlerde devamlılık esastır anlayışı gereği değerli dostumla David de aynı şekilde kaldığımız yerden devam ediyoruz. Burda bir sıkıntı, değişiklik yok." karşılığını verdi.
PKK'LI TERÖRİSTLERİN TESLİMİ
'Türkiye, İngiltere'den toplam 5 PKK'lı teröristin iadesini istedi. Bunların hiçbiri de iade edilmedi. Teröristleri koruyarak nasıl terörle nasıl mücadele ettiğinizi anlatır mısınız?' sorusuna ise İngiltere Başkanı David Cameron, "PKK ingiltere'de yasaklanmış bir örgüttür. Böyle de olmaya devam edecektir. Her bir iade kendi usulüne göre yapılır. Her bir vaka, olay kendi detayına göre yapılır." dedi.
'Kıbrıs konusunda İngiltere nasıl bir rol oynayacak çözüm süreci için?' yönündeki soruya ise Cameron, şu karşılığı verdi: "Biz tabii ki bu konuda uzun geçmişi olan bir ülkeyiz. Garantör bir ülkeyiz. Oynayabileceğimiz rol insanları bir araya getirmeye çalışmaktır. Hristofyas'la zamanlama konusunda konuşmak, geleceğe atmamamız, ötelemememiz gerekiyor. Birtakım önemli görüşme konularını, mal-mülk toprakla ilgili konuların üstesinden hızla gelme konularını ele almamız gerekiyor. Bu yılın büyük bir kısmında biz insanları tarafları bir araya getirme konusunda rol oynayabiliriz. Avrupa'nın çözülmemiş önemli bir sorunu, bunu bir kenara bırakamayız. Türkiye'nin AB üyeliği açısından da destek olmak istiyorum. O sürecin önünde duran bir sorun bu."