İnönü Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni Yapıldı

İnönü Üniversitesi’nin 2013-2014 akademik yıl açılış töreni yapıldı.

İnönü üniversitesi Kampusu’ndaki Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki törene; Vali Vasip Şahin, Eski bakanlardan Recai Kutan, AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Burhanettin Aktı, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Cumhuriyet Başsavcısı Muzaffer Sayın, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Yıldırım Kılıçkıran, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, AK Parti İl Başkanı Bülent Tüfenkçi, Emniyet Müdürü Mustafa Aygün, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hasan Aksoy, ilçe ve belde belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşu temsilcisi ve yöneticileri ile sivil toplum kurulu temsilcileri, fakülte dekanları, akademik personel ve öğrenciler katıldı.

Açılış töreni Malatya yöresine özgü türkülerin söylenmesi ile başladı.

33 BİN ÖĞRENCİMİZ OLDU
Düzenlenen törende açılış konuşmasını yapan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, “Üniversitemiz, 39 yıllık geçmişiyle, 500’ü yabancı uyruklu, 3 bine yakını yüksek lisans ve doktora olmak üzere toplam 33 bin öğrenci sayısıyla, 700’e yakın öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık bin 500 öğretim elemanıyla; 5 enstitüsü, 13 fakültesi, 3 yüksekokulu, 1 konservatuarı, 12 meslek yüksekokuluyla; 20’ye yakın araştırma ve uygulama merkeziyle Türkiye’nin gelişmiş üniversiteleri arasında yer alıyor. Bu üniversite, kendi bünyesinde tarım ve tarım teknolojileri konseptinde ikinci bir üniversite çıkarmayı teklif edebilecek kadar gelişmiş ve büyümüş bir üniversite haline geldi. Malatya’da ikinci üniversite açılmasından söz etmişken, yeni üniversite açma konusundaki bazı görüşlerimi de, bu toplantı vesilesiyle kamuoyuna açıklamak istiyorum. Biliyorsunuz; İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerimizde aynı konseptte çok sayıda üniversite bulunuyor. Her geçen gün bunlara yenilerinin eklendiğini görüyoruz. Yeni açılan üniversitelerden birçoğunun kampus gibi sosyal yaşam alanlarına sahip olmadığını ve adeta apartman dairelerinde ders veren kurs merkezleri görüntüsü verdiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Bu üniversitelerin çoğu, öğretim üyesi ihtiyaçlarını Anadolu’daki üniversitelerden karşılıyorlar. Söz konusu üniversiteler Anadolu üniversitelerinden sürekli öğretim üyesi transfer ediyorlar. Bunun sağlıklı bir gelişme olmadığını düşünüyorum. Söz konusu şehirlerimizin nüfus yoğunluğu da, üniversite sayısının ve öğrenci potansiyelinin fazlalığı nedeniyle sorun olmaktadır. Yeni üniversitelerin, İstanbul ve Ankara dışındaki şehirlerde açılması, hem bu iki şehrin nüfus yoğunluğundan kaynaklanan sorunlarını azaltacak hem de üniversite açılan diğer şehirlerimizin kültürel, ekonomik, ticari ve sınai gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

KARACİĞER NAKİL HASTANESİ 2014’DE AÇILACAK
Prof. Dr. Çelik şunları söyledi:
“Üniversitemizin, özellikle sağlık alanında son yıllarda elde ettiği başarılarla, sadece ulusal düzeyde değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde de adından söz ettirmeye başlaması, Malatya ile beraber ülkemiz adına da gurur verici bir gelişme olarak kaydedilmelidir. Bugün Turgut Özal Tıp Merkezimiz; 26 ameliyathanesi, 255’i yoğun bakım ünitelerinde olmak üzere toplam bin 115 yatak kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük sağlık merkezlerinden biri haline geldi. Yapımına başlanan Karaciğer Nakli Hastanesi 2014 yılında tamamlanıp hizmete girdiğinde, ameliyathane sayımız 40’a, yatak sayımız ise 300’ü yoğun bakım yatağı olmak üzere toplamda bin 400’e yaklaşmış olacak. Turgut Özal Tıp Merkezimizin farklı branşlarda göstermiş olduğu başarılar hepimizi gururlandırıyor. Üniversite olarak, sağlık alanında ortaya koyduğumuz başarının bir benzerini, önümüzdeki süreçte, bu defa mühendislik alanlarında gösterme konusunda son derece kararlıyız. Bu kararlığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Mühendislik Fakültemizde görev yapan arkadaşlarımın bu konudaki azmini, kararlılığını görüyor ve bunu gerçekleştireceklerine de yürekten inanıyorum. Ülkemiz, bölgesel bir güç olmanın yanı sıra, küresel bir güç olmak için de büyük çaba sarf ediyor. Bugün Türkiye’nin artık 2023 ve 2071 hedeflerinden söz ediyoruz. Türkiye’nin gerçekten küresel güç olmasını istiyorsak, hem kurumlar hem de millet olarak bizler çok daha fazla çalışmalı, çok daha fazla üretmeliyiz ve her alanda mutlaka akılla yol almalıyız. Bunu yapmadığımız zaman, unutmayalım ki söz konusu söylemler, bizleri heyecanlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Şüphesiz ki bu konuda üniversitelere çok iş düşüyor. Çünkü üniversiteler, bilginin üretildiği ve işlenerek kullanıma sunulduğu yerlerdir. Üniversiteler, siyasal ve sosyal sorunların parçası olmak yerine, o sorunlar için araştırmalar yapan, çözüm önerileri geliştiren ve projelendiren kurumlar olmaya çalışmalıdır. Geleceğimiz, üniversitelerimizin üreteceği bilgilerle aydınlanacak ve yarınlarımız, üniversitelerin yapacağı projelerle şekillenecektir. Bunun gerçekleşebilmesi için de, üniversitelerimizin, siyasi polemiklerin dışında kalmaları, siyasetin daima önünde ve üstünde olmaları gerekiyor.”

ÜNİVERSİTELER SİYASETE GÖRE ŞEKİLLENMEMELİ
Prof. Dr. Çelik, “Özellikle gerek rektör atamaları yapılırken gerekse üst kurullarda görev alacak üyeler seçilirken, mutlaka liyakat, bilimsellik ve tecrübe gibi özellikler esas alınmalı ve daha duyarlı olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki siyaset kurumuna göre şekillenen ve siyasetteki değişmelere paralel olarak sürekli değişen bir yükseköğretim, ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına hiçbir fayda sağlamayacaktır” diye konuştu.

ÜNİVERSİTE MODELİNİ,HÜKÜMET ÖRNEK VERİYOR
AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı ise yaptığı konuşmada, “Elbette Türkiye’de herkes kendi işini iyi yapmak zorunda. Yıllardan beri Türkiye’de herkes her işi bilir, herkes her işten anlar ama hiç kimse kendi işinden anlamaz ve kendi işini yapmaz idi. Amerika’da, Avrupa’da, Almanya’da tüm toplantılarda farklı alanlarda soru sorduğumuz da ilk karşılaştığımız cevap şudur; ‘Benim konum o değil, ben filanca konunun uzmanıyım, ben ondan anlarım. Ben uçak mühendisiyim, uçaktan anlarım, ben siyasetten anlamam.’ Dolayısıyla evet toplumsal duyarlılıklarımız bir arada olacak ama gelişme ve refah istiyorsak, büyüme istiyorsak herkes kendi alanında en iyi olmaya çalışacak. Hem genç kardeşlerim için hem de bizler için herkes kendi alanında, kendi işini en iyi şekilde yaptığı zaman toplam kaliteyi ancak o zaman yakalayabiliriz. Bizler hükümet olarak, parlamentoda yaptığımız çalışmalar olarak da üniversitelerden beklentilerimiz bu millet olarak da şudur; evet biz dünya ile yarışan bir ülkeyiz, bölgemizin lider ülkelerinden biriyiz, öyle ise bizim üniversitelerimizde inovasyona yönelik, AR-GE’ye yönelik, araştırmaya yönelik, patente yönelik birçok çalışmaların olması gerekir. Bu konuda yeni hazırladığımız ve parlamentoya sunduğumuz Patent Yasası ile birlikte öğretim elemanlarımızın şirket kurma, aldıkları patentleri ticarileştirme konusunda, hem maddi desteklerini ve hem de önlerindeki bütün engelleri kaldırmış durumdayız. Teknopark’da da üniversite-sanayi işbirliğini devam ettirmeliyiz. Biz ülkemizin bütün değerlerini yeni patentler almak suretiyle ileriye taşımak, bilgiyi paraya çevirebilmek adına, bilgiyi ekonomiyi çevirebilmek adına tek güvencemiz üniversitelerimizdir” şeklinde konuştu.

Fındıklı, açıklamasına şöyle devam etti:
“Geçenlerde üniversite yönetimi itibariyle, hastane yönetimi itibariyle yaptığı katma değerlerler ile birlikte hükümetimizin ekonomi kurmayları tarafından davet edilmiş ve Malatya modeli enine boyuna, Türkiye’ye örnek olabilecek sistem inceleme altına alınmış ve diğer üniversitelere başta Hacettepe olmak üzere örnek olarak gösterilmiş ve buradaki başarı bir model olarak Türkiye’ye taşınmıştır.”

COĞRAFYAMIZIN GÖZÜ VE YÜREĞİ BİZE BAKIYOR
Açılışta konuşan Vali Vasip Şahin ise şöyle konuştu:
“Bizler şehri yönetenler olarak bunu hem Valiliğimiz adına hem Belediyemiz adına hem sanayimiz adına üniversitemizin katkılarından azami derecede istifade etmek için her türlü zemini hazırlamaya çalışıyoruz. Onlarla işbirliği noktasında yapmamız gereken her türlü görevi çok aksatmadan, geciktirmeden yerine getirmek, bizimde önemli bir politikamız. Dolayısıyla Malatya bir şehir olarak da ülkemize örnek bir tavır sergiliyor. Üniversitesi, sanayisi, şehri ve diğer kuruluşları, sivil toplum kuruluşları hep bir arada, tek bir yürek ve tek bir hedef politikası içerisinde birlikte İnşallah ilimizi ve ülkemizi belli bir noktaya taşımada üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bundan dolayı da övündüğümüzü söyleyebilirim. Tabi, ‘Alimin ölümü, alemin ölümüdür’, yine bir Hadisi- Şerif hatırlıyorum; ‘Allah bir toplumu helak etmek isterse, önce içinden alimlerini çeker alır.’ Ben şükrediyorum. Bizim Allah’a şükür alimlerimizin sayısı, bilginlerimizin sayısı, bilim insanlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Onların kaliteleri her geçen gün artıyor. Demek ki Allah, bu milletten halen ümidini kesmedi, halen bu millete o yüklediği misyonu devam ettiriyor, ondan bir takım görevler bekliyor. Bu noktadan baktığımızda coğrafyamız yetim bir coğrafya ve bu yetim coğrafyada bizlerde yetim insanlarız. Coğrafyamıza göre, ailelerimizin 14-15 yaşındaki en büyük çocukları mesafesindeyiz. Dolayısıyla coğrafyamızdaki diğer kardeşlerimiz gözlerini ve yüreklerini bizlere çevirmiş ve bizlerden imdat bekliyor.”
Törende Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Şenocak’a Hukuk Fakültesi’nin gerek kuruluşunda gerekse akademik ve eğitim altyapısının hazırlanmasında ve Hukuk Fakültesi’ne zengin bir kütüphane kazandırmasından dolayı, Yüksek Mimar Turgut Toydemir’e de Battalgazi Kampüsü Master Plânı ile Üniversite Uygulama Oteli, Üniversite Alışveriş Merkezi, Hekimhan Meslek Yüksekokulu ve Öğrenci Yurdu Binalarının Projelerinin hazırlanmasında sunduğu katkılar nedeniyle ‘Teşekkür Belgesi’ verildi.

Törende eski bakanlardan ve FP ve SP eski genel başkanlarından Recai Kutan’a ‘Fahri Doktora Belgesi’ verildi.

İLK DERS İŞADAMI ILICAK’TAN
Tören Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erman Ilıcak tarafından verilen açılış dersi ile sona erdi. Ilıcak, mesleği ve yaptığı işi sevmeye başlaması ile birlikte kendi işinde başarıyı yakaladığını vurgulayarak, “O dönem bize gösterilen hayat tarzına karşılık, çalışılarak da bir yere gelinebileceğini ve o hayat tarzının tamamen yanlış olduğunu gördüm. Irak, Libya, Rusya neresi olursa şirket ile beraber gittim. İçimde hep kendi işimi yapma isteği vardı. Müteahhit firmalar arasında biz birinci olduk, 20| senemiz bu yıl. 20 yıl boynuca dünyanın 11 ülkesinde bugüne kadar 600 tane proje bitirmişiz. Şuanda 36 bin tane çalışanımız var, akraba olarak sadece 1 tane kız kardeşim var” dedi.

Öğrencilere “Ailenizden aldığınız değerleri unutmayın” diyen Ilıcak, İnönü Üniversitesi’nde burs verdikleri 200 öğrenci sayısını bu yıl 200 daha arttırarak toplamda 2 milyon TL tutarında burs sağlayacaklarını ifade etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile