İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyon Başkanı Bostancı:

``Terörün mağduru olmaktan kaynaklanan bir yaşam hakkı ihlalini esas alan örnekler seçeceğiz.

Hem güvenlik güçlerimizin hem de çocukları terörist olarak dağa çıkmış ailelerin bu örneklerin içinde yeri olacaktır`` TBMM - 15.11.2011 - TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve terörden kaynaklı yaşam hakkı ihlallerine ilişkin oluşturulan alt komisyonun Başkanı Naci Bostancı, yapacakları çalışma ile terörün safının olmadığını, acının safının olamayacağını, hem Türkiye hem dünya kamuoyuna göstermek istediklerini söyledi

Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye`de hak ihlallerine ilişkin uzun yıllardır toplumsal ve politik duyarlılığın söz konusu olduğunu, ancak bu hak ihlallerinin en başında gelmesi gereken yaşam hakkı ihlalleri ile ilgili bir çalışma yapılmadığını kaydetti

Bu nedenle komisyon olarak, terörden kaynaklı yaşam hakkı ihlallerine ilişkin bir alt komisyon oluşturulmasını uygun bulduklarını ifade eden Bostancı, ``Terörden etkilenen, terör sebebiyle yakınlarını kaybetmiş olan insanların Türkiye`ye, hayata, dünyaya nasıl baktıklarına, terörü ve bunun doğurduğu sonuçları nasıl değerlendirdiğine, ayrıca bu acılar çekmiş insanların topluma ne tür mesajlar verebileceklerine ilişkin çalışma yapmaya karar verdik`` dedi

Terör denildiğinde akla hemen bir tarafta elinde silah olan terörist grupların, diğer tarafta devletin meşru otoritesi marifetiyle ona karşı mücadele eden silahlı güçlerin geldiğini anlatan Bostancı, konunun sadece bundan ibaret olmadığına işaret etti

Yapacakları çalışmanın ağırlıklı olarak sivil, siyasal ve aynı zamanda toplumsal olacağını belirten Bostancı, şunları söyledi: ``Biz alt komisyon olarak yapacağımız çalışma ile terörün sosyal maliyeti denildiği zaman, bunun safının olmadığını, acının safının olamayacağını, çekilen acıların herkesin ortak acıları olduğunu, bir takım problemler var ise bunları acılar pahasına halletmeye kalkışmanın aslında ne kadar derin toplumsal travmalar doğurduğunu, işin sadece sayı veya sadece ölen insanlara, şehit düşenlere, bunlara ilişkin bir anlık televizyon ekranlarına yansıyan dramatik sahnelere indirgenemeyeceğini, bunun arkasında uzun ve derin bazen de üstü örtülen acı bulunduğunu, hem Türkiye hem dünya kamuoyuna göstermek istiyoruz

Bu çalışmayı sürdürürken 30 yıldır iç içe yaşadığımız terör mağduru olan aileler, çocuklarını kaybetmiş aliler, her kesimden, her çevreden aileler bizim ilgi alanımız içinde olacak. Böylelikle mesela 80`li yıllarda çocuğunu kaybetmiş bir aile şimdi nasıl düşünür, 90`lı yıllarda çocuğunu kaybetmiş bir aile şimdi nasıl düşünür, yaşanan bunca olay ve acıdan sonra nasıl bakar, bunları irdeleyeceğiz

Yöntem olarak önce devletin elindeki istatistiki bilgilere bakacağız. Bunların içinde Türkiye`yi temsil edecek örnekler çıkaracağız. Türkiye`yi temsil etmesi önemli. Terör denince hep insanların aklına bölge diye bir şey geliyor. Oysa ki bunun sosyal maliyeti bütün Türkiye`ye yayılmış vaziyette

Örnekler seçerken, sadece terörün mağduru olmaktan kaynaklanan bir yaşam hakkı ihlalini esas alan örnekler seçeceğiz. Hem güvenlik güçlerimizin hem de aynı zamanda çocukları terörist olarak dağa çıkmış ailelerin bu örneklerin içinde yeri olacaktır

Acıların ortak olduğunu biliyoruz. Zaten terörü politik bir dille meşru olmasa bile mazur göstermeye çalışan yaklaşımı da bir defa tekzip edecek olan budur. Bir bakıma biz onu ortaya koyacağız.`` Bostancı, 30 yıllık süre içinde terör kaynaklı kayıpların istatistiki bilgilerine ulaşmak için İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığına yazı yazdıklarını söyledi

Çalışmaları kapsamında her hafta terör konusuyla ilgili olarak farklı görüşlere sahip, görüşleri itibariyle temsil niteliği bulunan aydınları da dinleyeceklerini belirten Bostancı, yarın ilk olarak gazeteci yazar Ümit Fırat`ı dinleyeceklerini söyledi

Bostancı, komisyonda Bejan Matur, Kemal Burkay, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Vedat Bilgin gibi isimlerin de dinlenmesinin gündemde olduğunu kaydetti

-Sinema sektörü ve basının bakışı- Türkiye`de yaşanan terör konusunda şimdiye kadar çok detaylı çalışmalar yapılmadığına değinen Bostancı, ancak bazı edebi eserlerin, araştırmaların ya da filmlerin ortaya konulduğunu söyledi

Terör konusunda toplumsal bir ilginin söz konusu olduğunu, bunun da görevi toplumla konuşmak olan sanat sektörünü harekete geçirdiğini belirten Bostancı, bu kapsamda filmler yapıldığını ifade etti. Bostancı, ``Bu tür konular, roman olsun, sinema olsun, yanlı bile olsa, sonuçta kendi hikayesi içine yerleştireceği, bir takım normlara saygı ile hikayesini anlatmak durumunda. Böyle bakıldığında olup bitenlerin dile getirilmesi önemlidir. Bunları iyi gelişme olarak görüyorum. Kaçınılmaz gelişme olarak görüyorum. Bu tür üretimlerin artmasını çok faydalı bulurum`` dedi

Terör konusunda yapılan haberleri de değerlendiren Bostancı, şunları söyledi: ``Basın yayın organları ticari işletmelerindir. Bunlar kar etmek isterler. Kar etmek için reklam almalılar. Bunun için de daha fazla izleyici ve okuyucu kazanmalılar. Bunu kazanmak için haberlerin ilginç, mesajını güçlü olması gerekir. En güçlü mesaj ne yazık ki en dramatik mesajdır. Dehşet verici görüntülerdir. Kan, göz yaşı ve insanın sıra dışı halleri. Bu tür haberin alıcısı çok olur. Özellikle internette bunların çoğalması da bize şunu anlatıyor; insanın karanlık yanına hitap ediyorlar. İnsanın karanlık bir yanı vardır. Daha çok izleyiciye ulaşmak için insanın karanlık yanına seslenme durumu ortaya çıkıyor

Tam da terör, medyayı buradan yakalamak ve medyayı propagandasına aracı kılmak istiyor. Medyanın zaafı ile terörün talebi örtüşüyor. Terör de toplumsal kaygının doğmasını sağlamak istiyor. Bu konuda ara formül bulmak lazım. Olup bitenlere ilişkin sansür konulmamalı. Medyanın burada görev yapması, toplumu bilinçlendirmesi önemli. Haberleri verirken, terörün kendi mesajını iletme isteğinden alabildiğine uzak, sakin ve soğuk kanlı dil oluşturulması gerekiyor. Bunun için de ortak tutum önemli.`` (KUB-KUD)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile