10 saat süren duruşmanın ardından mahkemeye tutuklu olarak getirilen Kamil Aras ve Bilal Tanrıkulu’nun tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerine karar verildi.
Kimlik tespitlerinin ardından savunmaları dinlenen sanıklar iddianamedeki delillerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sanıkların ifadesine göre İran istihbaratında çalışan kişiler, insanları kaçakçılığa yönlendiriyor. Böylece sınırdaki kontrol noktalarındaki kişiler hem maddi gelir elde ediliyor, hem de İran devleti kaçakçılık yapanların zorda kaldığı durumları kullanarak bilgi temin ediyor. Türkiye'ye ait siyasi ve askeri bilgileri İran istihbaratıyla paylaştığı iddia edilen Türk sanıklar savunmalarında bölgede sınır ticaretinin sıklıkla yapıldığına dikkat çekti. Sanık Suat Sip, Ali İbiş, Nurettin Abiş, Timur Ağrı iddianamede adı sıkça geçen Yaghoub Ahnoukhosh’un kaçakçılık yapmak isteyenlere yol yordam öğrettiğini iddia etti. Sanıklar, Yaghoub’un asıl mesleğinin duvar ustalığı olduğunu, zaman zaman kendi köylerinde de iş yaptığını ifade etti.
Timur Ağrı ifadesinde kaçakçılık yaparken pasaportunu İran gümrük memurlarına kaptırdığını, Yaghoub’un kendisini Hacı Ali diye biriyle görüştürdüğünü söyledi.
İddianamede yer alan ve kendisinin birilerine bilgi verirken çekildiği görüntülerin pasaportunu almaya gittiği zamana ait olduğunu kabul eden Ağrı, “Bana sorular sorup beni sıkıştırdılar. Benden bilgi almaya çalıştıklarını anladım. Ben de pasaportumu almak için onlara yalan yanlış bilgiler verdim.” itirafında bulundu.
TİMUR AĞRI: BANA AJANLIK TEKLİF ETTİLER
Timur Ağrı’nın ifadesinde dikkat çeken diğer bir nokta ise pasaportunu almak için görüştüğü kişilerin kendisine ajanlık teklif etmesiyle ilgili. Ağrı, “Hacı Ali isimli kişi bana ‘Türkiye’de bizim için çalışır mısın?’ dedi.
Ben de ona eğer yakalanırsam beni idam ederler deyip kabul etmedim. Zaten Türkiye’ye dönünce de bunu Iğdır Emniyeti’nde ilgili birimlerle paylaştım.” dedi.
Yaghoub Ahnoukhosh’un üzerinde ele geçirilen, içeriğinde Suriyeli sığınmacılar, Kürtler, Türkiye’nin aldığı askeri araçlar konusunda bilgilerin bulunduğu notların kendi el yazısı olduğunu kabul eden Ağrı, bilgileri kendi temin etmediğini ifade etti.
Ağrı, “Benim çalıştığım yer Yaghoub’un oğlunun işyerine yakın. Misafirliğe geldiği bir dönemde yanıma geldi. Elinde Farsça yazıların bulunduğu bir yazı vardı. Bunları Tükçeye tercüme etmemi istedi. Ben de yazmam yok. Kötü yazarım dedim. O, ‘Ben okurum sen de yazarsın’ dedi” şeklinde beyanda bulundu. Daha sonra güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan Yaghoub Ahnoukhosh’un üzerinden 4 parça olarak çıkan notlar fotoğraflanarak Yaghoub’un serbest bırakıldığı ifade edildi.
"65 YAŞINDAN SONRA CASUSLUK YAPMAM, PARA KAZANMAK İÇİN ERMENİ SİYOP’LA GÖRÜŞTÜM"
Kamil Aras ise savunmasında Ermenistan istihbaratına çalıştığı iddia edilen Siyop’la ilgili bilgiler verdi. Siyop’un Ermeni hazineleriyle ilgili haritaları çoğaltıp piyasaya süren kişi olduğunu söyleyen Aras, “Bu şahısla 15 yıl önce görüşmüştük. O zaman soruşturmuştum. Sınır ticareti yapardı. Başka bir kusuru çıkmamıştı. Şimdi nerden bulduysa numaramı? Beni aradı, ‘Birlikte para kazanalım mı?’ dedi.
Ben de kendisini Türkiye’ye davet ettim. Siyop Türkiye’ye gelecekti. Beraber İran’ın Urumiye şehrine gidecektik. Haritalar Siyop’taydı. Tape kayıtlarında geçen Ali A.K. taksicidir. Orada bize karşılayacaktı. Üçümüz define arayacaktık.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de define işi yapan herkesin Siyop’u tanıdığını iddia eden Aras, “Aslında Siyop, definecileri buluyor. Parasını Türkler’den kazanıyor.” ifadelerini kullandı. Aras, Ermeni Siyop’un bir köyde yaşadığını 5-6 hayvanıyla ilgilendiğini kaydetti.
Aras, Siyop’la hiçbir şekilde askeri ve siyasi bilgi paylaşmadığını aktardı.
İRAN İSTİHBARATINI ÖVDÜ
İki İranlı sanık ise savunmalarını yaparken daha önceki ifadelerini tekrarladı. Kendilerinin bir asansör şirketi için çalıştıklarını anlatan 2 İranlı savunma yaparken kan-ter içinde kaldı. Mahkeme başkanının İranlı Sanık Shahram Zargham Kohei’ye kendilerinde ele geçirilen Panasonic marka kamera ile Timur Ağrı’nın görüşmelerinin çıktığı kameranın aynı olmasını hatırlatması üzerine, “Sanki İran istihbaratının 1 kamerası mı var? İstihbarat ifade aldığı kamerayı, yurtdışındaki göreve hiç gönderir mi? Hem İran istihbaratı istese Türkiye’yle ilgili bütün bilgileri masa başından, bilgisayardan temin edebilir. Zaten bir Rus vatandaşı, Türkiye’ye ait özel bilgileri para karşılığında internetten sattığını daha önce açıklamıştı.” dedi.
Mohammad Reza Esmaeilpour Ali Malek de kendilerinde ele geçirilen kameranın İran istihbaratı tarafından kullanıldığı iddiasını açıklayamadı. Duruşmada alınan ara kararların ardından ileri bir tarihe ertelendi. Mahkeme, bu süre içerisinde Erzurum İl Alay Komutanlığı’nda Timur Ağrı’nın verdiği bilgilerin doğruluğunu araştırmasını istedi. Iğdır MİT Müdürlüğü’den de İranlıların çektiği fotoğrafların gizlilik arz edip edilmediği sorulacak .
İran İstihbaratı, Kaçakçılık Yapan İnsanları Kullanarak Bilgi Almaya Çalışmış
Türkiye’ye ait devlet sırrı niteliğindeki askeri ve siyasi bilgileri İran istihbarat servislerine aktardığı gerekçesiyle haklarında iddianame hazırlanan 2’si İranlı 11 sanık, hakim karşısına çıktı.