ABDOLSALAM SALİMİ POOR - ABD'nin İran'a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden hayata geçirme çabalarını değerlendiren İranlı uzmanlar, Donald Trump başkanlığındaki Washington yönetiminin uluslararası krizler doğurduğu görüşünde.
İranlı analistler, Trump yönetiminin attığı adımların sadece İran'a zarar vermekle kalmayıp tüm dünya için de olumsuz sonuçlara neden olduğu konusunda hemfikir.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Kambiz Nevruzi, konuyla ilgili Etemad gazetesi için kaleme aldığı değerlendirme yazısında, İran'la yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen ABD'nin yaptırımları tekrar yürürlüğe koymasının daha çok uluslararası topluma karşı bir eylem olduğunu belirtti.
Trump yönetiminin Trans Pasifik Ortaklığı (TPP), Paris İklim Anlaşması, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) gibi uluslararası anlaşmalardan da tek taraflı çekildiğini hatırlatan Nevruzi, "ABD, tek taraflı iradesini, dünya düzenine, BM'ye ve uluslararası hukuka her zamankinden daha fazla dayatmak istiyor." dedi.
Nevruzi bu durumun doğal olarak Avrupa, Çin ve Rusya'yı memnun etmeyeceğini belirterek, "Bu ülkeler, dünyayı bir buket çiçekle ABD'ye bağışlayıp ona itaat etmek istemiyor. ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesini ve snapback mekanizmasını aktif hale getirme çabalarını da bu çerçevede analiz etmek gerekir." ifadelerini kullandı.
- "BMGK'nın diğer üyeleri ABD'nin yanında dursaydı, uluslararası bir skandal olurdu"
Ekonomist ve eski Milletvekili Dr. Hâdi Hakşinas, Arman gazetesinde kaleme aldığı makalesinde, uluslararası toplumun artık eskisi gibi ABD'nin amaçlarına hizmet etmediğinin altını çizdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi diğer ülkelerin yaptırımları yeniden hayata geçirme konusunda ABD'ye destek vermediğini hatırlatan Hakşinas, "Eğer BMGK'nın diğer üyeleri ABD'nin yanında dursaydı, kesinlikle uluslararası bir skandal olur ve hiç kimsenin BM ve BMGK gibi uluslararası kurumlara güveni kalmazdı." değerlendirmesinde bulundu.
- "Beyaz Saray, ABD'nin 21. yüzyıldaki konumunu yeniden tanımlıyor"
Siyaset bilimi uzmanı akademisyen Mehdi Mutahhariniya, Aftab Yezd gazetesinde yayımlanan makalesinde, yaptırımların yeniden yürürlüğe konulmasının ABD'nin Avrupalı ortakları ile Çin ve Rusya tarafından reddedilmesini "stratejik bir bakışla" değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Beyaz Saray'ın, ABD'nin 21. yüzyıldaki konumunu yeniden tanımlayarak hedeflediği gelecekteki düzeni şekillendirmek için çabaladığını kaydeden Mutahhariniya, "Yeni dönemde, Avrupa Birliği (AB), özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere gelecekteki dünya düzeni için Çin ve bir dereceye kadar Rusya'nın yanında ABD ile rekabet edecek. Bu nedenle, Joe Biden'ın bir sonraki başkanlık seçimini kazanması halinde, Avrupa ile rekabet, ortaklığın önüne geçecektir." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin, yaptırımları getirme çabasına Avrupalı ortaklarının karşı çıkacağını bildiğini ve bu adımı ortaklar arasında bir "irade yarışı" için bilerek attığını vurgulayan Mutahhariniya, şunları kaydetti:
"ABD sonunda iradesini Avrupa ve Çin'e dayatmanın peşine düşmüştür. Diğer bir deyişle, İran'ın nükleer programı ve nükleer anlaşma meselesi, şimdi ve gelecekte dünya güçlerinin ABD ile rekabet sahnesi olacak dosyalardan sadece biridir."
- Nükleer anlaşmadan çekilen ABD, yaptırım politikasına başvurdu
ABD yönetimi, 2015'te İran ile BMGK daimi üyeleri ve Almanya arasında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018'de tek taraflı olarak çekilmişti. Washington, Ağustos 2018 itibarıyla Tahran'ı füze programı ve bölgesel nüfuzunun da sınırlandırıldığı yeni bir anlaşmaya zorlamak için İran'a yönelik "tarihin en ağır yaptırımlarını" uygulamaya başlamıştı.
İran ise ABD'nin yaptırımlarına karşılık Avrupa ülkelerinden beklediği ekonomik desteği alamayınca anlaşmadaki taahhütlerini geçen yıl kademeli olarak durdurmuştu.
BM'nin İran'a 13 yıldır uyguladığı ve 18 Ekim'de sona erecek silah ambargosunu yenileme girişimleri BMGK'da başarısızlıkla sonuçlanan ABD, İran'ın nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerini askıya almasını gerekçe göstererek, Konseyin 2231 sayılı kararı ile kaldırılan tüm yaptırımların tekrar uygulanmasına imkan tanıyan mekanizmayı (snapback) tetiklemişti. ABD, BMGK üyelerinin anlaşmadan çekilen bir ülkenin söz konusu mekanizmayı hayata geçiremeyeceğini açıklamasına rağmen İran'a yönelik BM yaptırımlarını 19 Eylül'de tek taraflı olarak uygulamaya başlamıştı.
İranlı Uzmanlara Göre Trump Yönetiminin İran Karşıtı Tutumu Uluslararası Siyasete Zarar Veriyor
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Kambiz Nevruzi: 'ABD, tek taraflı iradesini, dünya düzenine, BM'ye ve uluslararası hukuka her zamankinden daha fazla dayatmak istiyor' Ekonomist ve eski Milletvekili Dr. Hâdi Hakşinas: 'Eğer BMGK'nın diğer üyeleri ABD'nin yanında dursaydı, kesinlikle uluslararası bir skandal olur ve hiç kimsenin BM ve BMGK gibi uluslararası kurumlara güveni kalmazdı' Siyaset bilimi uzmanı akademisyen Mehdi Mutahharniya: 'Yeni dönemde, Avrupa Birliği (AB), özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere gelecekteki dünya düzeni için Çin ve bir dereceye kadar Rusya'nın yanında ABD ile rekabet edecek. Bu nedenle, Joe Biden'ın bir sonraki başkanlık seçimini kazanması halinde, Avrupa ile rekabet, ortaklığın önüne geçecektir'