'İrtica ile Eylem Planı' iddianamesindeki ayrıntılar

Mahkemece kabul edilen 'İrtica ile Eylem Planı' iddianamesinde sanık olarak adı geçen Bedrettin Dalan'ın yurt dışına çıkmadan önce kendisine kimin haber ulaştığına ilişkin ayrıntı da yer aldı. O isim bir MİT mensubu.

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, ''olay tarihinde MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı olan şüpheli Özel Yılmaz'ın, elde ettiği bilgileri şüpheli İlhami Ümit Handan vasıtasıyla Bedrettin Dalan'a aktarmak suretiyle yurt dışına kaçmasını sağladığı'' belirtildi.

İddianamede, soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan Serdar Öztürk'ün Çankaya'daki hukuk bürosunda yapılan arama neticesinde bulunan ''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' başlıklı ''gizli'' ibareli Albay Dursun Çiçek imzalı belgenin içeriğinde, irticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmi kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütüldüğü, ''Ergenekon'' adı altında, TSK'ya büyük emekleri geçmiş emekli ve muvazzaf askeri personele yersiz ithamlarda bulunularak, lekelenmeye çalışıldığı ifade edildi.

Belgede özetle şu ibarelere yer verildiği kaydedildi:

''(Dost Unsurlar) başlığı altında basın ve yayın organları kanalıyla irticai grupların iç yüzünü gösteren propaganda çalışmalarının planlı bir şekilde yürütülmekte olduğu, 'İcra' başlığı altında laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen (FG) grubu başta olmak üzere radikal dini oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyu desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetlerinin icra edileceği, 'Planlama ve Genel Faaliyetler' başlığı altında ılımlı İslam konusunun özellikle vurgulanacağı, FG'cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve İslam'ın orijinalini bozmak istedikleri hususunun yoğun olarak dile getirileceği, 'Medya Faaliyetleri' başlığı altında Nurettin Veren gibi isimlerin televizyon programlarında FG grubu hakkında kendilerinin istediği temalar doğrultusunda açıklamalar yapmalarının sağlanacağı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öğrencilerine ait ibadet görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak yer alması sağlanarak Milli Eğitim Bakanının kamuoyu nezdinde yıpratılacağı, 'Kara Propaganda Faaliyetleri' başlığı altında ihbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra FG'ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, Mossad, Moon tarikatı, Humeyni vb) ait objelerin aynı ortamda bulunmasının sağlanacağı.''

Şüpheli Dursun Çiçek hakkındaki ihbarların içeriklerine de yer verilen iddianamede, 29 Haziran 2009'da bir TSK mensubu tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderilen e-mail ihbarında, ''Çiçek'in Ergenekon'dan tutuklanan Levent Ersöz ve C.T ile 1994-1995 yıllarında tanıştığı, Ergenekon silahlarıyla yakalanan Mustafa Levent Göktaş ile de hem sınıf arkadaşı hem de hemşehri olduğu'' ileri sürülerek, şöyle denildi:

''Dursun Albay, eskiden beri Ergenekoncu subaylarla hep iç içe olmuştur. Dursun Albay, hükümet karşıtı yayın yapan 'turkatak.com' ve dini gruplar hakkında yayın yapan 'irtica.org' sitelerini de yönetiyor. Bu sitelere içerik sağlıyor. Bu sitelerin Genelkurmay tarafından psikolojik maksatlı hazırlandığı gazetelerde de yer almıştı. Özellikle PKK, Ermeni sorunu ve Ergenekon içerikli yazılar yazıyor. Yazılarını e-maille üstlerine ve tanıdıklarına sunarak, ilişkilerini hep sıcak tutmaya çalışıyor. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı da kesinlikle kendisi hazırlamıştır. Ayrıca Genelkurmay intraneti üzerinde Dr. Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı birçok bilgi notu var. Son eylem planında da aynı imzayı kullanmış. Artık o kadar nettir ki Dursun Albay, TSK içerisinde faaliyet gösteren cuntanın bir elemanıdır. Son eylem planı ile de iyice deşifre olmuştur.''

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 30 Eylül 2009'da mektup yoluyla gelen ve gönderici kısmında Serkan Çakır ismi bulunan ihbarda da şu görüşlere yer verildi:

''İrticayla Mücadele Eylem Planı basında yer alır almaz, erken davranarak söz konusu evrakın aslını gizlice dosyalandığı klasörden aldım. Belgenin aslının yerinde olmadığı anlaşılınca önce bir kriz yaşandı. Ancak daha sonra belgenin ele geçmesinden korkan bir cunta mensubu tarafından imha edildiği görüşü benimsendi. Mensubu bulunduğum TSK'ya uzun yıllar hizmet etmiş bir subay olarak bir hizmetim daha olsun istiyorum. EK-A'da yer alan bu belgeyi size göndermeyi vatanım ve milletim adına bir vazife biliyorum. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın basında yer almasını müteakip, belgenin hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarlar temizlenmiş ve ilgili evraklar imha edilerek, kamuoyuna Genelkurmay Başkanlığı tarafından böyle bir çalışmanın olmadığı yönünde bir açıklama yapılmıştır.''

İddianamede, İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesiyle ilgili bilirkişi raporları incelendiğinde, ihbar mektubu ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen İrticayla Mücadele Eylem Planı başlıklı belgede yer alan imzanın şüpheli Dursun Çiçek'in eli mahsulü olduğu ve onun tarafından düzenlendiğinin şüpheye yer kalmayacak şekilde anlaşıldığı kaydedildi.

SES KAYITLARI

İddianamede, Deniz Yıldırım'a ait yerlerde yapılan aramada ele geçirilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı üst düzey bürokratların ses kayıtlarının, Başbakanlık Müsteşarlığının 9 Kasım 2009 tarihli yazısında, ''Devletin iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli ve gizli kalması gereken belgelerden olduğu''nun bildirildiği anlatıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne 18 Ekim 2009'da gönderilen ihbarda, Aydınlık dergisinin manşetinde bahsedilen Başbakan'ın telefon görüşmesi ve birçok AK Parti'li bakana ait ses kayıtlarının sanık Levent Ersöz'ün arşivinde yer aldığı ve bu ses kayıtlarının Deniz Yıldırım ile Ufuk Akkaya'da olduğunun bildirildiği hatırlatılan iddianamede, şöyle denildi:

''Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, şüpheliden ele geçirilen ses kayıtlarının 2003-2004 yılları arasında darbe çalışmaları çerçevesinde, Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur tarafından yapılan yasal olmayan dinlemeler olduğu, örgütün arşivinde yer alan bu bilgilerin yine siyasal iktidarda bulunan Başbakan Erdoğan ve onunla birlikte çalışan kişileri yıpratmak amacıyla, örgüt lehine yayın yapan yayın organında yetkili bulunan şüpheliye gönderildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar şüpheli savunmasında, söz konusu ses kayıtlarının bir flash diskte zarf içerisinde gönderildiğini beyan etmiş ise de kamuoyunda büyük etki uyandıracak bu niteliklere sahip ses kayıtlarını göndericinin tanımadığı ve güvenmediği bir kişiye ulaştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. TİB kayıtlarının ve belgelerin incelenmesinde, şüphelinin Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçundan hakkında işlem yapılan Nusret Senem, Tunç Akkoç, Yusuf Beşirik, Hikmet Çiçek, Adnan Türkkan ve Doğu Perinçek ile irtibatlı olduğu görülmüştür.''

Şüpheli İlhami Ümit Handan'ın, MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı şüpheli Özel Yılmaz ile görüşerek, Ergenekon silahlı terör örgütü hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Bedrettin Dalan'ın gözaltına alınacağı yönünde elde ettiği bilgileri Dalan'a ileterek, yurt dışına kaçmasını sağladığı belirtilen iddianamede, Handan'ın, Dalan'ın odası ile diğer yerlerde bulunan örgütsel belgeleri ve suç unsurlarını temizlettiği, Dalan'a yakın kişileri telefon görüşmelerine dikkat etmeleri konusunda uyardığı anlatıldı.

İddianamede, Handan'ın, yurt dışına kaçan Bedrettin Dalan'a bilgi akışını sağlayarak, yurt dışında kalması yönünde bilgi aktarmaya devam ettiği, Dalan'ın Ergenekon silahlı terör örgütü yapılanması içinde yer aldığını bilerek yardım ettiği kaydedildi.

MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı olan şüpheli Özel Yılmaz'ın bir defa Müsteşarlığın bilgisi dahilinde görüştüğünü beyan ettiği İlhami Ümit Handan ile savunmasının aksine sürekli görüşmeler yaptığı belirtilen iddianamede, aralarındaki görüşmelerin görevle alakalı olduğunu ortaya koyacak herhangi bir konuşmaya rastlanmadığı aktarıldı.

İddianamede, Yılmaz'ın elde ettiği bilgileri İlhami Ümit Handan vasıtasıyla Bedrettin Dalan'a aktarmak suretiyle yurt dışına kaçmasını sağladığı, bu eylemiyle amaç ve faaliyetlerini bildiği Ergenekon terör örgütüne yardım ettiği öne sürüldü.

Kaynak: AA

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile