İŞKUR Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli, kuruma iş başvurusu yapan her eğitim durumundan elemana iş beğendirmekle uğraşıyor. Durumu 'Türkiye galiba tembelleşiyor' sözleriyle eleştiren Biçerli, iş başvurularında güzel ve yakışıklı olan adayların işe 1-0 önde başladığını da ekliyor.
İŞKUR Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli Bloomberg HT’de Gülin Yıldırımkaya’nın sorularını yanıtladı. Türkiye'nin işsizlik gerçeğine farklı bir pencerenden bakan söyleşinin ayrıntıları..
‘İş yok değil, iş beğenmiyorlar’ diyenler var biliyorsunuz. Özellikle üniversite mezunu olan gençler ciddi hayallerle mezun oluyorlar ve pek çok yapabilecekleri işe hayır diyorlar şeklinde… Katılıyor musunuz?
Evet, doğru bir noktaya temas ettiniz ama bu sadece üniversite mezunlarına mahsus bir şey değil. İlkokul, ortaokul düzeyindeki kişiler bile iş beğenmiyorlar. Bu noktada biraz çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Bir akademisyen arkadaşıma bu konu ile ilgili bir çalışma verdim, bununla ilgili araştırma yapıyor. İş beğenmeyen büyük bir kitle var.
İLKOKUL MEZUNU AMA
İlkokul mezunlarından da mı iş beğenmeyenler var? Onlar nasıl bir iş umuyorlar, neyi beğenmiyorlar?
Bilemiyorum. Kültürel kodlarımızda bir yıpranma mı oldu? Burada tek başına arzı da suçlamak istemiyorum. Arz derken iş arayan iş gücünü kast ediyorum. Belki talep cephesinde işçi arayanlar noktasına baktığımızda, orada da düşük ücretler, uzun çalışma süreleri gibi bir takım olumsuz koşullar var. İşsizlerin kafalarında mümkün olan en az efor ve en az yıpranmayla en yüksek getiriyi elde etmek. İşveren de bu gelir maksimizasyonu penceresinden böyle düşünüyor. Sonuçta ortaya bir iş beğenmeme çıkıyor. Bu da bana göre iradi bir işsizlik. Biz iktisatçılar işsizliği tanımlarken gayri iradi sıfatını başa koyarız. Çünkü gayri iradilikte kasıt şudur: Siz çalışmaya isteklisinizdir, fiziksel olarak bir maniniz yoktur, piyasaya gidersiniz buna rağmen iş bulamazsınız. Ama iradi bir işsizlik varsa orada soru şu: Biz bunu ne kadar işsizlikten sayacağız?
TEMBELLEŞİYORUZ
‘Kültürel kodlarımızda bir değişiklik oldu’ dediniz. Ne değişti? Acaba daha mı tembelleştik?
Bunu söylemekten biraz korkuyorum ama galiba tembelleştik. Beklentilerimiz farklılaştı. Üniversiteyi bitiren gencimiz mezun olur olmaz, çok kısa bir süre içerisinde, babalarımızın, dedelerimizin bir ömür sahip olamadıkları veya emeklilikten sonra sahip oldukları şeylere birden sahip olmak istiyorlar, birden yükselmek, birden müdür olmak istiyorlar. Aynı şey daha alt tahsil düzeyindeki kişiler içinde geçerli. Şöyle bir anket yapılsa: ‘Çalışan 100 kişiye çıkın sorun işinizden memnun musunuz?’ diye, ortaya çıkan tablo zaten beni teyit edecektir.
280 BİN POZİSYON BOŞ DURUYOR
Biraz rakamlar üzerinden gidecek olursak, elinizde hala dolmamış olan ne kadar işçi talebi var?
Şu an itibari ile açık iş sayısı bizim portföyümüzde 280 bin 816, bu rakam geçen yıl 119.000 kişilerdeymiş. Bence bu rakam da ekonominin geçen yıldan bu yıla iyi gittiğinin teyidi sayılır. Biz bu eylül ayına kadar yıl içerisinde 154.000 küsur kişiyi işe yerleştirmişiz, geçen yıl bu rakam 74.000 imiş. Performansı göstermesi açısından geçen yılki değerleri de veriyorum. Şu an bizde işsizliği kayıtlı olan 1.576,397 kişi işsizlik oranının 3.000.000’ a yaklaştığını düşünürsek bize kayıtlı işsizimiz TÜİK’in açıkladığı işsiz sayısının yarısı kadar. Herkes bize kayıtlı değil, bu biraz ihtiyari isteğe bağlı bir şey.
Yaklaşık 1,5 milyon işsiz ve 280 bin civarında da açık iş pozisyonu var. Eğer doğru eşleşme yapılırsa 280 bin kişinin iş sahibi olma şansı var.
Çok kuvvetle muhtemel, doğrusu ekonomi kötü gitmiyor. Ben yaklaşık bir ay evvel Tekirdağ’da Çerkezköy’de gezerken fabrikalar bölgesinde gördüğün en fazla tabela ‘eleman aranıyor’ tabelasıydı. Açıkçası bu beni çok mutlu etti. İşaretler iyiye doğru gittiğimizi gösteriyor. O bakımdan ümit var. 280.000 değil bu rakamı biz çok daha fazla yaparız. Bu sadece İŞKUR’un tespit edebildiği açık iş sayısıdır. İŞKUR’la çalışmayan o kadar çok işyeri var ki, onun sayısını artırabilirsek biz piyasada çok daha etkili bir kamu istihdamı kuruluşu haline gelebiliriz.
GÜZELLER VE YAKIŞIKLILAR AVANTAJLI
Özellikle dış görünüş itibari ile hoş olan, fiziksel açıdan avantajlı olan kadınların iş bulma şansınız daha yüksek olduğu tartışılır. Acaba kadınlar iş bulma konusunda daha şanslı olabilir mi? İşveren cephesinden size gelen taleplerde dış görünüme bir vurgu yapılıyor mu?
Dış görünüme vurgu eğer gerekiyorsa yapılıyor. Mesela prezentablitenin önemli olduğu, dış bakışın önemli olduğu meslekler var, orada çok sıradan yüz hatlarına veya vücut hatlarına sahip kişilerin o görevi yapması çok doğruda değil ve zaten kabul de görmüyor. Sorduğunuz soruya gelince ona katılıyorum, güzeller ve yakışıklılar bu dünyaya bir sıfır önde başlıyor. Zannediyorum Amerikalı bir profesör araştırmış, güzelliğin ya da yakışıklılığın işe giriş ve işte yükselmede çok ciddi katkısı olduğu ortaya çıkmış. Hatta bir markete gizli kamera koymuşlar, kasiyerlerden biri güzel, diğeri daha sıradan bir tipten seçilmiş, alışveriş yapanların büyük çoğunluğu aldığı malları güzel kasiyerin kasasından geçirmiş. İnsan psikolojisinde böyle garip bir şey var. Dış görünüm bazı mesleklerde kişiye ciddi avantaj sağlıyor.
İŞKUR'da 280 bin iş eleman bekliyor
İŞKUR, kuruma başvuran kişilere iş beğendiremiyor. Durum böyle olunca personel bekleyen iş sayısı her geçen gün katlanıyor.