‘‘Barış Girişimi‘‘ tarafından düzenlenen ‘‘Barışı Kurmak Konferansı‘‘na katılan iş adamı İshak Alaton, aynı ülkenin yurttaşları arasında uzun yıllardır yaşanan kavgaya son verme zamanının geldiğini söyledi. Alaton, bunun için de geçmişte olanlar üzerinden değil, gelecekte ortaklaşa yapılabilecekler üzerinden konuşmak gerektiğini vurguladı.
Barış kelimesinin gerekli gereksiz kullanılması nedeniyle yıprandığını dile getiren Alaton, şunları söyledi:
‘‘Artık iki taraf için de her barış çabası, savaşın devamı gibi anlaşılıyor ne yazık ki. Her şey önce bölgeden ayrılmak istenip istenilmediğini belirleyecek, geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yaparak, gerçek istekleri görmeliyiz. Saygın ve dürüst bir şekilde bu araştırmayı yapalım, diyelim ki ‘Ayrılmak isteyenler küçük bir azınlık, beraber yaşamak isteyenler çoğunlukta. O zaman çoğunlukta yürüyelim.‘ Böylece, ulusal bölünme vehimlerimizi tedavi edeceğiz.‘‘
İshak Alaton, 1984‘ten bu yana Kürt meselesinin çok değiştiğini ifade ederek, ‘‘Biz hala soruna, şartlar hiç değişmemiş gibi yaklaşıyoruz. İlk yapılması gereken, Irak Kürdistanı‘ndaki kalkınma hareketinin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘ndeki etkilerine bakmak olmalıdır, çünkü bu etki kaçınılmaz‘‘ dedi.
-ÖCALAN‘IN DURUMU ULUSAL UZLAŞMAYLA NETLEŞEBİLİR-
Siyasi olarak atılması gereken en önemli adımın, seçim barajını düşürmek olduğunu belirten Alaton, ‘‘Hakiki temsilcileri tekrar Meclise göndermemiz gerekir. Bunun yolunu açmamız lazım. Hepimizin görevi bu. Ayrıca tek başına iktidar kararıyla değil, ulusal bir uzlaşmayla Öcalan‘ın da durumu netleştirilebilir. Kürtleri teskin edecekse, Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak bir toplumsal zemin hazırlaması gerekiyor‘‘ şeklinde konuştu.
Alaton, artık silah bırakmanın şart olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
‘‘Kürt tarafındaki gruplar hiçbir hukuki tehdit olmadan ne istediklerini açıkça belirtmeli ve Türklerin de kaygılarını duymalılar. Kürtler deyince, sadece PKK‘yı, BDP‘yi anlamaktan vazgeçmeliyiz. Dikkatle ve özenle bölgede kaç farklı Kürdistan olduğunu anlamak zorundayız. Benim anladığım kadarıyla Kürtler çözüm meselesinde PKK‘nın muhatap alınmasında ısrar ediyor, bu nedenle de çözüm kapısı kilitli kalıyor.‘‘
-ZANA KÜRTÇE KONUŞTU-
Eski DEP milletvekili Leyla Zana, Kürtçe yaptığı konuşmada, Türkiye‘nin çok güzel ve ekonominin yanı sıra çok kültürlülük, çok dillilik ve uluslar açısından da zengin bir ülke olduğunu söyledi.
Leyla Zana, sınırların insanların beyninde olduğunu savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘‘Biz, özgür bir toplum, özgür bir ulus olarak bütün doğal haklarımızı yerine getirerek yaşamak istiyoruz. Kürtler artık kendi adlarına düşünmek, geleceklerini kendileri aydınlatmak istiyor. Türkler, Farslar, Araplar, Ermeniler, Yahudiler, Ortadoğu halklarıyla birlikte eşit yaşamak, birlikte bir sinerji yaratmak istiyorlar. Dünya sözleşmelerini de üst kimlik olarak ortaya koyup bunun altında yaşamak istiyorlar. Bunun için tabuları yıkmamız lazım.‘‘
İshak Alaton‘dan Kürt Açılımı
İş adamı İshak Alaton, Türkiye‘de 20 yılı aşkındır Kürt sorunu üzerinde konuşulduğunu, ancak bir çözüme ulaşılamadığını belirterek, ‘‘Türkiye, bu problemi çözmeden 21. yüzyılın saygın bir devleti olamaz‘‘ dedi.