Ashmawey, Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü'nde düzenlenen "The Islamic Forum for Ecology and Envieonmental Sciences GreenFaith" forumunun kapanışında yaptığı konuşmada, deklarasyonla Müslümanların iklim değişikliğiyle mücadeleyi bir dini vecibe olarak görmesi gerektiğini anlattı.
İslam dünyasında birçok örgütle birlikte çalışarak dünyanın diğer kurumlarının bir anlaşmaya varmaları için çağrı yapan Ashmawey, şöyle konuştu:
"Deklarasyona Müslümanların bu duruma bakışı açısından önem veriyoruz. Farklı inanç gruplarından da destek gördük. Aynı gemide olan kardeşleriz. BM de iklimle ilgili en iyi üç temsilcisini gönderdi. Biz, İstanbul'u Müslüman dünyasının kalbinde olan şehir olarak seçtik ve konferansı onun için burada yapmaya karar verdik. İklim değişikliği bütün insanlık için bir sorundur. Müslümanlar olarak bunu ciddiye alıyoruz. Zamanımız azalıyor. Bu sorunun çözümü için bir karara varamazsak sorunlar geri dönülemez hale gelecek. Müslümanlar da bunun farkında. Dinimiz bizi teşvik ediyor. Savaşta dahi dinimiz bize ağaç kesmemeyi, ev yıkmamayı emreder."
Endonezya Ulema Konseyi Başkanı Din Syamsuddin ise deklarasyonla Müslüman din adamlarının iklim değişikliğine bakış açısını anlatmanın amaçlandığını belirterek, dinin çevreyi korumayı emrettiğini söyledi.
Prof. Dr. İbrahim Özdemir ise, 20 yıldır bu konuyla ilgilendiğini ifade ederek, çevre problemlerinin ekonomik ve istihdam boyutu olduğunu, kendi ülkelerinde sürdürülebilir yaşamı olmayanların başka ülkelere göç ettiğine dikkati çekti.
Özdemir, "Dünyanın en önemli sorunu gelir dağılımıdır. Şansı olmayan gençler, radikal gruplara katılarak güvenliğimiz için sorun haline geliyor. Bugün bölgeyi tehdit eden gruplara katılan marjinal gençlere çevre gibi bir davayı gösterseydik onlara katılmayacaklardı. Çevre bizi birleştiren bir mesele haline gelebilir" diye konuştu.
- Deklarasyondan
Kur'an-ı Kerim'den çevreyle ilgili ayetler ve Hz Peygamber'in hadis-i şeriflerinin yer aldığı deklarasyonda, devlet başkanlarına, siyasi liderlere, iş dünyasına, UNFCCC delegelerine, dini liderler ve bilim insanlara, cami cemaatlerine, eğitimcilere, sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya iklim değişikliğinin, çevresel bozulmanın ve biyolojik çeşitliliğin kökeni olan alışkanlıkların ve zihniyetlerin değiştirilmesi, çözüm üretilmesi çağrısında bulunuldu.
Zengin ve petrol üretici ülkelere, yüzyılın ortasından geç olmamak üzere mümkün olan en kısa sürede sera gazı emisyonlarını terk etme konusunda önderlik etmeleri yönünde davet yapılan deklarasyonda şunlar kaydedildi:
"Atmosferdeki sera gazı emisyonu miktarını sabitlemek için sera gazlarını mümkün olduğunca en kısa sürede azaltmayı hedefleme, yüzde 100 yenilebilir enerji ve/veya sıfır emisyon stratejiler geliştirme ve çevre üzerindeki etkilerini azaltma taahhüdü verme, yoksulluğu azaltmak ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmek için en iyi yöntem olan ademi merkeziyetçi yenilebilir enerjiye yatırım yapma, büyüme bilgece planlanmalıdır. iklim değişikliğinin var olan ve gelecek yıllarda devam edeceği öngörülen etkilerine karşı, herkesin özellikle hasar görülebilirliği yüksek olanların direncini arttırma önceliklendirmelidir. Kaynakları kurutan, çevreyi bozan ve eşitsizlikleri derinleştiren finansal sistem yerine saadet ve refah modelini hayata geçirmeye, uyum kapasitesi düşük olan hasar görebilirliği yüksek ülkelere, yerli halklar, kadınlar ve çocuklar olmak üzere hasar görebilir gruplara, uygun destekler içeren uyum stratejilerini önceliklendirmeye çağırıyoruz."
'İslam İklim Değişikliği Deklarasyonu'
Islamic Relief Worldwide Yöneticisi Dr. Mohammed Ashmawey, "İslam İklim Değişikliği Deklarasyonu" yayımladıklarını belirterek, "Dinimiz bizi teşvik ediyor. Savaşta dahi dinimiz bize ağaç kesmemeyi, ev yıkmamayı emreder" dedi.