AYŞE YAHYAVİ - İslami finans ve bankacılığın küresel ekonominin temel taşı haline geldiği bir dönemde, bazı Arap ülkeleri, özellikle de Kuzey Afrika ülkelerini kapsayan Mağrip bölgesi bu sektörde yolunu aramaya devam ediyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) dünyadaki İslami bankacılık varlıklarının büyüklüğünü yaklaşık 2,3 trilyon dolar olduğu tahmininde bulunuyor.
İslami finans sektörü birçok ülkede büyüme sürecinden geçerken Mağrip ülkeleri ise İslami bankacılığın benimsenmesinde yavaş bir tempoyla ilerliyor.
- Bireysel eylemler
Tunuslu finans uzmanı Muhammed en-Nuri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mağrip ülkelerinde İslami finans sektörünün bireysel olduğunu ve bu sektörde her ülkenin farklı bir yöntem benimsediğini belirtti.
Nuri, bazı ülkelerin İslami finans araçları için gerekli yasal çerçeve, kanun ve düzenlemeler geliştirirken, bazı ülkelerin ise hukuki çerçevesini oluşturmadan finansal ürünlerin uygulanmasına izin verdiğini söyledi.
Libya'nın 2013'ten beri tüm bankalara İslami bankacılığa geçme yetkisi veren bir yasa çıkardığını ancak ülkenin içinde bulunduğu durumun bunun uygulanmasına mani olduğunu dile getiren Nuri, bazı bankaların ise İslami bankacılık ürün ve hizmetleri sunduğunu bildirdi.
Cezayir'de ise daha önce İslami finans ve bankacılığını uygulayan iki banka olduğunu aktaran Nuri, yakın zamanda birkaç kamu bankasının daha bu hizmeti sunduğunu söyledi.
Nuri, İslami bankacılık sisteminde öncelikle yasa çıkaran, ardından da lisans verme yolunu benimseyen Fas'ta ise halihazırda 8 banka ve kuruluşun bu sistemde çalışmaya başladığını kaydetti.
- Tunus'ta İslami bankacılık sistemi
Tunus'ta İslami bankacılık sistemi için gerekli yasal sürecin, "sukuk" (faizsiz bono) konuları hariç neredeyse tamamlanmış durumda olduğunu söyleyen Nuri, Tunus'un 11 Temmuz 2016'da İslami bankacılık ile ilgili düzenlemeleri içeren Bankacılık ve Finansal Kurumlar Kanunu'nu onayladığını hatırlattı.
Tunus'ta halihazırda 3 banka İslami bankacılık faaliyetini yürütüyor.
- Aşinalık eksikliği
Mağrip ülkelerinde İslami bankacılığın rağbet görmemesinin nedenlerine ilişkin Nuri, bu konuda yeni finansman kaynaklarının sunulmasında siyasi irade ve cesaretin olmamasının yanı sıra siyasi çekişmeler ve konuya odaklanamama olduğuna işaret ederek, "Bu ürünler Batılı ülkelerde rağbet görmeyip dünya standartlarında bir ürün haline gelmediği müddetçe konuyu ülkemizde geçirmemiz kolay olmayacaktır." ifadesini kullandı.
Nuri, Arap Mağrip ülkelerindeki İslami finans hacminin, ekonomik sistemde işlem gören varlıkların toplam hacminin yüzde 2 ile 7 arasında değiştiğine dikkati çekti.
- Umut verici bir pazar
İslam Kalkınma Bankası Sözcüsü Abdulhakim el-Vair de söz konusu ülkelerde İslami finansın kurulması yönünde ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Mağrip piyasasında, İslami bankacılık ve finans sistemine büyük talep olduğuna dikkati çeken Vair, "Gelecek dönemde, bu sistemin kabul edilmesi yönünde bir genişleme olacağını bekliyoruz." dedi.
Bu ülkelerin çoğunda yasal çerçevenin hâlâ olmadığını belirten Vair, İslami finansın boyutunu doğru olarak izleyebilecekleri tek bir sistemin de olmadığını kaydetti.
Vair, Tunus'a ilişkin ise İslami finansın benimsenmesine yönelik bazı mevzuatların yeniden gözden geçirilmesi ve gerekli yasal çerçevenin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Arap Mağrip ülkeleri Tunus, Libya, Cezayir, Fas ve Moritanya'dan oluşuyor.
İslami Finans Sektörü Kuzey Afrika Ülkelerinde Yavaş İlerliyor
İslami finans sektörü birçok ülkede büyüme sürecinden geçerken Kuzey Afrika ülkelerinde yavaş bir tempoyla ilerliyor Tunuslu finans uzmanı Nuri, bu ülkelerde İslami finans sektörünün bireysel olduğunu ve her ülkenin farklı bir yöntem benimsediğini belirtti İslam Kalkınma Bankası Sözcüsü Vair, söz konusu ülkelerde İslami finansın kurulması yönünde yasal çerçevenin oluşmadığını dile getirdi.