İslamiyet-hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü Tanıtıldı

Ankara Üniversitesi (AÜ) ve Eugen Biser Vakfı iş birliğinde hazırlanan Hıristiyanlığın ve İslam'ın temel kavramlarının anlatıldığı sözlüğün, her iki dinin mensuplarının birbirlerinin kavramlarını daha yakından tanımasına olanak sağlaması ve birlikte yaşama kültürüne katkı sunması bekleniyor.

İslamiyet-Hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü, AÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mualla Selçuk ve Prof. Dr. Halis Albayrak, Eugen Biser Vakfı'ndan Prof. Dr. Richard Heinzmann, Prof. Dr. Martin Thurner ve Dr. Heiner Köster'in katılımıyla düzenlenen basın toplantısında tanıtıldı.
Prof. Dr. Mualla Selçuk, 2005'te AÜ İlahiyat Fakültesi dekanlığı görevinde bulunduğu sırada, Eugen Biser Vakfı'ndan yöneticilerin fakülteyi ziyaret ettiğini, akademik ve bilimsel bir iş birliği olanağı doğduğunu anlatırken, düzenlenen ilk sempozyumdan itibaren "aynı kelimeleri söyleyip, aynı kavramlardan söz etmemize rağmen farklı şeyler anlıyoruz" anlayışının oluştuğunu anladıklarını dile getirdi.
Dini kavramlarda kastedilen ortaya konulmadığı zaman yanlış anlamaların meydana gelebildiğine işaret eden Selçuk, bir sözlüğe ihtiyaç duyulduğunu fark ederek, bunun çalışmasına başladıklarını anlattı.
Selçuk, İslamiyet-Hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü'nün 8 yılda hazırlandığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Sözlüklerimiz dil olarak ayrıldı, Almanca ve Türkçe nüshası var. Türkçe nüshasında iki din yine bir arada. Kavramları, 300-350 olarak belirlemiştik. 336 İslam, 338 Hıristiyanlık kavramı yer alıyor. En hayati kavramları seçtik, bir dinin, bir dünya görüşünün anlaşılması için en önemli kavramlar hangileriyse onları yazdık. Bazı kavramlar her iki dinde de mevcut olduğu için her iki dine göre yazıldı. Bazı özel kavramlar oldu her dinin kendine ait. Her maddeyi, her başlığı alan uzmanı yazdı. 8 yıl AÜ İlahiyat Fakültesi'nden 54, Almanya'nın seçkin ilahiyat fakültelerinden 24 öğretim üyesinin, 78 akademisyenin rol aldığı bir çalışma oldu. Almanya'da ve Türkiye'de 30'un üzerinde toplantılar yaptık editörler olarak."
Sözlüğü, "anlamanın, karşılaşmanın, tanışmanın, bilgilenmenin öyküsü" şeklinde tanımlayan Selçuk, "Sözlüğü, yurtta barış dünyada barış ilkesinin, hayata geçmiş, somut bir örneği olarak görebiliriz" dedi.

Selçuk, soruları yanıtlarken, sözlüğün Türkiye'de ilahiyat fakültesi öğrencilerine ve öğretim üyelerine kaynaklık edeceğini ve din görevlilerine destek sağlayacağını vurgulayarak, Viyana Üniversitesi yaz okulunda verdiği derslerde, sözlüğü öğretim malzemesi olarak kullandığını söyledi.

- "Akademik bilgiyi toplumla paylaşmanın gerekliliğine inandık"
Prof. Dr. Halis Albayrak da din alanında üniversitelerde üretilen bilginin de toplumla paylaşılması gerektiğine dikkati çekerek, "Hıristiyan ve Müslüman bilim insanları olarak akademik bilgiyi toplumla paylaşmanın gerekliliğine inandık. Bu konuda fikir birliği vardı ve toplumla paylaşmayı gerekli gördük" dedi.

Üretilen bilgilerin Hıristiyanlık ve İslam'ın kaynaklarına başvurularak üretildiğini ve çağın ihtiyacına göre güncellendiğini belirten Albayrak, "İnsanlar, şartlar değiştikçe bilinç içerikleri de değişiyor, olaylara ve olgulara yaklaşım tarzları da değişiyor. Dinin kendini anlatması da çeşitli vasıtalarla oluyor. Yeni bir dil yeni bir üslupla çağdaş bireyin ihtiyaçlarını öne alarak, normlardan ödün vermeksizin çalışma yaptık, insanımıza ve Alman toplumuna bilgiyi aktarmak istedik. Birlikte yaşam kültürüne katkı sağlayacağını umuyorum" diye konuştu.

Prof. Dr. Richard Heinzmann ise Almanya'da yaşayan 4 milyona yakın Müslümanın çoğunluğu Türklerin oluşturduğunu kaydederek, toplumsal hayatta bir araya gelen iki din mensubunun kavramları tam anlamadığı durumlarda yanlış yorumlar yapabildiğini söyledi.

Kavramların iki tarafta da doğru anlaşılmasının önemini hissederek sözlük çalışmasına başladıklarını anlatan Heinzmann, dünya barışının dini kavramların doğru algılanmasıyla mümkün olacağını söyledi.

- "Dine davet yok, dini anlayış var"
Prof. Dr. Martin Thurner de iki büyük dinin uzun yıllardır iç içe yaşadığını vurgulayarak, "İlk defa iki dini barındıran ve dini bilimsel en üst temsilcilerinin ve uzmanlarının yazdığı şekilde ilk defa bu bin yıl içinde yazıldı. İslam tarafını İslam hocaları Hıristiyanlık tarafını Hıristiyan hocaların yazdığı tek kitaba bin yıl sonra ulaşmış olduk. Bu kitapta dine davet yok, dini anlayış var. Daha çok mevcut kavramların doğru anlaşılması. Bir köprü bu" diye konuştu.

Dr. Heiner Köster de sözlüğün Almancası'nın 2 bin 400 adet satıldığını kaydederek, Almanya'daki din görevlilerine, okullara ve iki toplumla iç içe çalışan kamudaki kuruluşlara ücretsiz dağıtılacağı bildirdi.
Çalışmanın kaynağının bir kısmının AB fonlarından ve bazı vakıflardan karşılandığını belirten Köster, çalışmanın tarafsız olarak algılanabilmesi için hiçbir dini vakıftan destek almadıklarını ifade etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile