'ISO Sürdürülebilirlik Platformu'nu Hayata Geçirdi
Istanbul Sanayi Odasi Yönetim Kurulu Baskani Erdal Bahçivan: 'Riskleri göz önünde bulundurarak, bir an önce aksiyon almamiz gerektigi düsüncesiyle 'ISO Sürdürülebilirlik Platformu'nu kurduk ve platform ilk toplantisini gerçeklestirerek çalismalarina basladi' 'Sürdürülebilirlik çalismalarimizi yürütmek üzere organizasyon yapimizda da bir degisiklige gittik ve ISO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Subesi'ni hayata geçirdik' 'Türk sanayicileri olarak, 'Paris Iklim Anlasmasi'ni parlamentosunda onaylamis bir kulübün üyesi olmak istiyoruz. Çünkü Türk sanayicilerinin avantajinin en kisa zamanda bu onayin gerçeklesmesinde oldugunu görmekteyiz' 'Yasanan müsilaj sorunu, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar aci bir sorun. Bu sorunun temel kaynaginin, nereden olustugunun öncelikle bilimsel olarak ortaya çikarmak lazim. Bunu hararetle bekliyoruz' 'Eger sanayinin bu konuda payinin oldugu bilimsel degerlendirmelerde ortaya çikiyorsa, mutlaka ki bununla ilgili gerek hukuki, gerekse çözümsel tedbirler ve yaptirimlar uygulanacak ama net bir tablo ve netice ortaya çikmadan ithamlarla bazi kesimleri cezalandirmanin dogru oldugunu düsünmüyorum'
ISO'nun sürdürülebilir üretim vizyonu kapsamindaki çalismalari, ISO Baskani Bahçivan ve ISO Yönetim Kurulu Üyesi ve ISO Sürdürülebilirlik Platformu Baskani Mustafa Tacir'in katildigi basin toplantisinda paylasildi.
Erdal Bahçivan, toplantidaki konusmasinda, sürdürülebilirligin önemine isaret ederek, bugün sürdürülebilirligin, G7 ülkelerinden G20 ülkelerine, gelismekte olan ülkelerden az gelismis ülkelere kadar artik tüm ülkeleri en üst düzeyde kapsayan bir gündem haline geldigini söyledi.
Sürdürülebilir üretim vizyonlari hakkinda detaylari paylasan Bahçivan, bu kapsamda kurduklari ve ilk toplantisini da bu hafta gerçeklestirdikleri "ISO Sürdürülebilirlik Platformu" hakkinda bilgi verdi.
Kalkinma anlayislarinda, üretim ve sanayi stratejilerinde çevresel sorunlara ve iklim degisikligine yer vermeyen ülkelerin, uluslararasi rekabette kaybedecegi yeni bir dünya düzeni ile karsi karsiya olundugunu belirten Bahçivan, sunlari kaydetti:
"Diger yandan pandemi nedeniyle yasamakta oldugumuz küresel kriz bize ekonomi, sosyal hayat ve doganin birbirine siki sikiya bagli oldugunu bir kez daha gösterdi. Ayrica karsi karsiya oldugumuz zorluklarin hiçbir ülke tarafindan tek basina çözülemeyecegi ve tüm dünyanin is birligi içinde çalismasi gerektigini de hatirlatti. Burada esas olan, üretim ve çesitliligin devamliligi saglanirken çevrenin ve dogal yasamin da korunmasidir. Baska bir ifade ile sürdürülebilirlik, kendi ihtiyaçlarimizi, gelecek nesillerin ihtiyaçlarindan ödün vermeden karsilayabilmemizdir. Bunu ülke olarak yapabilmek adina kendimizi de sorumlu hissediyoruz.
Bugün yapilan toplantilara, verilen mesajlara, kullanilan dile, kullanilan mekanlara baktigimizda dünyanin artik pandemiden sonraki temel ajandasinin, iklim ve sürdürülebilirlik oldugu açik. Yani görülüyor ki bu is kesin bir kararlilikla insanoglunun hayatina giriyor. Ikinci Dünya Savasi'ndan sonra bütün dünya ülkelerinin baris üzerinde bir mutabakati vardi. Herhalde simdi de dünyanin gelecegi üzerine tam ve tartismasiz bir mutabakat var."
- "Olusacak her türlü gecikme ülkemiz için ileride çok daha zor kapanacak riskler içermeye baslamistir"
Erdal Bahçivan, dünya geneline bakildiginda birçok konuda anlasma noktasinda patinaj yapan, ayak sürüyen ülkelerin, söz konusu iklim oldugu zaman bir araya gelip, ayni yöne bakabildigine dikkati çekti.
Birlesmis Milletler'den G20 ve G7'ye kadar bu kadar genis bir mutabakat ve ortak kararin oldugu bir konuda, Türkiye'nin siyaset basta olmak üzere her kurumunun, bu konuya ivedilikle odaklanmasi gerektigini vurgulayan Bahçivan, su degerlendirmelerde bulundu:
"Bütün bu gelismeler baglaminda burada ülkemiz ile ilgili çok önemli bir konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bildiginiz gibi Türkiye, G20 ülkeleri içinde henüz Paris Iklim Anlasmasi'ni imzalayan ama parlamentosunda onaylamayan tek ülke. Dünyada da Eritre, Iran, Irak, Libya, Güney Sudan ve Yemen ile birlikte anlasmayi onaylamayan birkaç ülkelerden birisi. Evet, geçmiste bu onayin gerçeklesmemesinin Türkiye'ye bir takim firsatlari kaçirtabilecegine dair, belki bazi hakli çekinceler dile getiriliyordu. Bugün gelinen noktada Türkiye’nin bu anlasmayi onaylamamis olmasinin bu saatten sonra artik savunulacak bir tarafinin olmadigini çok net görüyoruz.
Inaniyoruz ki içinde bulundugumuz an itibariyla bu konuda olusacak her türlü gecikme ülkemiz için ileride çok daha zor kapanacak, itibar dahil bedeli çok daha yüksek olacak riskler içermeye baslamistir. Bunun için de biz Türk sanayicileri olarak, 'Paris Iklim Anlasmasi'ni parlamentosunda onaylamis bir kulübün üyesi olmak istiyoruz. Çünkü Türk sanayicilerinin avantajinin en kisa zamanda bu onayin gerçeklesmesinde oldugunu görmekteyiz. Türkiye'nin süreci tamamlayarak anlasmaya taraf olmasinin uluslararasi ticaret açisindan da ülkemiz adina önemli kazanimlar doguracagi inancindayiz."
- "Sanayinin tabanini, temel sektörlerini farkli farkli boyutta tetikleyecek birçok faktör ile karsi karsiyayiz"
ISO Baskani Bahçivan, iklim krizi ve sürdürülebilirlik baglaminda yasanan güncel gelismelerin sanayicilere önemli bir misyon ve sorumluluk yükledigini söyledi.
Bu konuda geçen yildan bu yana gelecege iliskin bir yol haritasi hazirladiklarini aktaran Bahçivan, su bilgileri verdi:
"Çünkü bu öyle bir konu ki sanayinin tabanini, temel sektörlerini farkli farkli boyutta tetikleyecek birçok faktör ile karsi karsiyayiz. Iste bu nedenle biz kurumsal olarak kendimizi, sanayimize yönelik tehditlere karsi güçlü bir rehberlik olusturmak zorunda hissettik. Ülkemiz sanayisinin dünyanin bugün en önemli gündem konusu haline gelmis olan sürdürülebilirlik baglamindaki dönüsümü, önemli bir gereklilik.
Bu nedenle sürdürülebilirlik çalismalarimizi yürütmek üzere organizasyon yapimizda da bir degisiklige gittik ve ISO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Subesi'ni hayata geçirdik. Yeni olusturdugumuz subemiz, ilgili diger subelerimiz ve kendi sürdürülebilirlik alaninda yarattigi degerle öne çikan S360 firmasindan aldigimiz güçlü danismanlik destegi ile sanayimize yol gösterecek bir merkez görevini görecektir.
ISO olarak sürdürülebilirlik yolculugunda sanayimizin yaninda güçlü bir paydas olarak yer almak üzere vizyonumuzu 'Sanayi sirketlerimizin, küresel deger zincirinde yüksek katma deger üretmelerine ve rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artirmalarina destek olmak' seklinde güncelledik."
- "Yasanacak olan tüm gecikmeler, ekonomimizin ve sanayimizin rekabet gücüne olumsuz yansiyacak"
Erdal Bahçivan, bahsettigi vizyon kapsaminda sürdürülebilirlik çalismalarini bes tematik alanda yürüttüklerine isaret ederek, bu alanlari "Iklim Degisikligi ve Sürdürülebilir Sanayi", "Döngüsel Ekonomi", "Isin Gelecegi", "Güvenli Çalisma Ortami", "Sürdürülebilir Finans" olarak açikladi.
Platform kapsaminda yapilacak çalismalar hakkinda bilgi veren Bahçivan, sürdürülebilirlik konusundaki farkindaligin artirilmasi amaciyla yogun ve seri sürdürülebilirlik egitim programlari düzenleyeceklerini söyledi.
Bahçivan, bu süreçteki zaman kaybina artik Türk sanayisinin tahammülü olmadiginin altini çizerek, yasanacak olan tüm gecikmelerin, ekonominin ve sanayinin rekabet gücüne olumsuz yansiyacagini ve böylece sanayicinin hem finansman kaynaklarina ulasmasini güçlestirecegini ve hem de ciddi pazar kayiplarina yol açabilecegini dile getirdi.
"Iste bu riskleri göz önünde bulundurarak ve bir an önce aksiyon almamiz gerektigi düsüncesiyle 'ISO Sürdürülebilirlik Platformu'nu kurduk ve platform ilk toplantisini gerçeklestirerek çalismalarina basladi. ISO Sürdürülebilirlik Platformu ile tüm bu faaliyetlerimizde stratejik yönlendirmeyi yapacagiz." diyen Bahçivan, konusmasina söyle devam etti:
"Bir nevi think-tank görevi görecek olan bu platform sayesinde sürdürülebilirlik alaninda kayda deger çalismalar yürüten sanayicilerimizin, akademisyenlerin, kamu, özel sektör ve STK temsilcilerinin katilimiyla önemli bir sinerji yaratmayi hedefliyoruz. ISO, sanayimizin gelecegi olarak gördügümüz girisimcilere de her zaman ayri bir önem göstermekte. Sürdürülebilirlik alaninda üretim, arastirma ve gelistirme yapan kisi ve kurumlarin elde ettigi yenilikçi deneyim ve birikimleri paylasmalarini ve is birlikleri gelistirmelerini saglamak üzere 'ISO Açik Inovasyon Platformunu' hayata geçirecegiz.
ISO Genç Arastirmaci Programi ile de 21. yüzyilin akademik önderligini yüklenecek genç arastirmacilarin sürdürülebilirlik alanindaki çalismalarini destekleyecegiz. Tüm yila yayilmis sekilde sürecek bu faaliyetlerimizi, yil sonunda Sürdürülebilirlik Zirvesi ile taçlandirmayi hedefliyoruz. Geleneksellesen ISO Sanayi Kongresi bu yil 15. kez gerçeklesecek. Bu yil ki kongremizi sürdürülebilirlik temasi ile bir zirve seklinde düzenleyecegiz ve konunun genis kitlelere ulasmasina, kolektif bir bilinç ve farkindalik olusmasina katki saglayacagiz."
- "Vicdanen çevreye verilmesi gereken önem konusundaki huzurumuzu ve rahatligimizi paylasmak istiyorum"
Konusmasinin sonunda basin mensuplarinin sorularini yanitlayan Erdal Bahçivan, Marmara Denizi'nde ortaya çikan müsilaj (deniz salyasi) sorununa iliskin degerlendirmelerde bulundu.
ISO'nun çevre çalismalari hakkinda bilgi veren Bahçivan, sunlari söyledi:
"Türkiye'nin çevre tarihine baktigimizda, sanayinin çevreye vermesi gereken deger ve bu konuda almasi gereken sorumlulugu, en güçlü gösteren kurumlarin basinda ISO'nun geldigini gururla söyleyebiliriz. ISO, Çevre Bakanligi kurulmadan Çevre Subesi'ni kurup, arkasindan genis bir Çevre Komisyonu ile bu konuyu sanayinin en önemli gündemlerinden biri haline getirerek, bu konudaki misyonunu ve temel mesuliyetini fazlasiyla yerine getirmistir. Vicdanen bu konudaki huzurumuzu ve rahatligimizi paylasmak istiyorum.
Tabii ki eksikler olmustur ama çevrenin korunmasi açisindan, kayitli, ISO'ya üye olan sanayicilerimizin önemli çogunlugu, kendilerini dünya sartlarina, ülkemiz mevzuatlarina adapte ederek, dikkatleri maksimum düzeyde tutarak bu konuya gereken önemi verdiler. Yasanan müsilaj sorunu, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar aci bir sorun. Bu sorunun temel kaynaginin, nereden olustugunun öncelikle bilimsel olarak ortaya çikarmak lazim. Bunu hararetle bekliyoruz. Eger sanayinin bu konuda payinin oldugu objektif olarak yapilacak, bilimsel degerlendirmelerde ortaya çikiyorsa, mutlaka ki bununla ilgili gerek hukuki, gerekse çözümsel tedbirler ve yaptirimlar uygulanacak ama net bir tablo ve netice ortaya çikmadan, ithamlarla bazi kesimleri cezalandirmanin dogru oldugunu düsünmüyorum."
- "Dünyada artik yeni bir finansman modeli basliyor"
Zamanin her bir konu için çok önemli oldugunun altini çizen ISO Baskani Bahçivan, yapilacak çalismalar kapsaminda önceligin tabani bilgilendirmek olacagini söyledi.
Bahçivan, yeni nesil yesil finansmanin önemine dikkati çekerek, sözlerini söyle tamamladi:
"Dünyada artik yeni bir finansman modeli basliyor, önümüzdeki günlerde bunu çok daha net görecegiz. Bugün bankalardan kredi almak için klasik anlamda sunmus oldugunuz, bilançonun, gelir tablosunun yerini yakin gelecekte, firmanizin olusturmus oldugu karbon ayak izi ya da dogaya yapmis oldugunuz yatirimlar olusturacak. Para sahipleri, bugünün dünyasi için degil, gelecegin dünyasi için ne yaptigi bakis açisinda bir borçlanma noktasina gidecek.
Yesil finansman ile ilgili duydugumuz rakamlar her gün bizi hayrete düsürüyor. Bu konuda dogru bir takim projelerle, islerle, dogru vizyonla yön çizildigi zaman, dünyada bu konuya akacak muhtesem bir para kaynaginin oldugunu gösteriyor Türkiye açisindan da eger bu yeni ekonominin kaynaklarini dogru kullanma adina dogru isler basarirsak, bu konuda önemli bir finansman kaynaginin Türkiye'ye rahatlikla akabilecegini düsünüyorum. Türkiye bu alanda önemli bir firsati elde edebilir."