Engellilerin sosyal hayatta daha aktif olmak istediklerini belirten Atasoy, "Engelliler olarak biz de sosyal bir hayatımız olsun istiyoruz. Zaman zaman engelli kardeşlerimizle birlikte gezilere gidelim istiyoruz. Bunun için Valilikten bir engelli otobüsü talebimiz oldu. Cevap bile alamadık. Belediye bünyesinde bir tane engelli otobüsü var. Çok eski model olduğu için şehir içinde bile ancak yürüyor, güvenip şehirler arası yola çıkamazsınız. Kamu kurum ve kuruluşlarına girişler, kaldırımlar, ATM’ler hiçbir şey engelliler için uygun değil. Birçok kamu kurum ve kuruluşuna engelliler erişemiyor" ifadelerini kullandı.
"MEM BİNASINA ENGELLİ ÇIKAMIYOR"
Kamu kurumlarının engelliler açısından ulaşılabilir olmasını isteyen İsmail Hakkı Atasoy, "SGK’nın sağlık ödemelerini yaptığı ve aynı zamanda İş-Kur’un da bulunduğu bir binaya geçtiğimiz günlerde bir kurs için İş-Kur’a görüşmeye gidelim dedik. Asansör arada hareket ediyor ve kat arasında duruyor. Engelli kalanını nasıl çıkacak diye düşünülmemiş. Hadi orası eski bina diyelim. Milli Eğitim Müdürlüğü binası daha yeni yapıldı. Engelli rampası da var. Ama yasaya göre engelli rampalarının eğimi yüzde 6’nın üzerinde olmamalı ki engelli oradan yardımsız olarak inip çıkabilsin. Ben Milli Eğitim Müdürlüğünün binasına yardımsız inip çıkamadım. Bir bina tasarlanırken biz istiyoruz ki yapan kişiler önce kendileri bir tekerlekli sandalyeye otursun ve ona göre planlasın" dedi.
"ENGELLİLER İÇİN AYRILAN PARK YERLERİ İŞGAL ALTINDA"
Engellilerin normal vatandaş tarafından da yok sayıldığını söyleyen Atasoy "Engelli rampalarının önüne hep araç park ediyorlar. Oradan çıkmak zorunda kalacak bir engelli düşünülmüyor. Bugün bir engelli kendi başına ATM’lerden işlem yapamaz. Çünkü ATM’ler kaldırımdan 30-40 cm yukarı yapılıyor. Biz engelliler olarak kimseye engel olmadan kendi işimizi kendimiz görebilmek istiyoruz. Örneğin sosyal bir hizmet olarak Belediye bünyesine bir engelli taksi alınamaz mı? Bu soğuk kış aylarında hasta olan engelli, kimseye muhtaç edilmesin. Biz tekerlekli sandalye üzerinde ömrümüzü geçiyoruz. Kimseden bize yardım etmesini istemiyoruz. Sadece engellilerin engelinin farkında olsunlar istiyoruz. Engelliler için ayrılan otoparklar var. Biz hiçbir zaman oraları boş bulamıyoruz. Engelsiz kişiler gelip park ediyor" diye konuştu.
"BEDENİMİZ ENGELLİ BEYNİMİZ DEĞİL"
Yapılanları gördüklerini ve iyi yapılan her şey için teşekkür ettiklerini söyleyen Atasoy açıklamasında şunları söyledi:
"Bunları biz görüyoruz. Bizim evet bedenimiz engelli olabilir ama beynimiz engelli değil. Sürekli problem söyleyen insanlar olmak istemiyoruz. Fakat Isparta madem en yaşanabilir şehir unvanı aldı. O zaman engelsiz bir şehir olsun istiyoruz. Örneğin Halk Eğitim Merkezi ile e-kpss kursu açtık. Halk Eğitim bize şehir içinden bir yer veremedi. Yenice mahallesinde bir yer gösterdi. Kış günü bu insanlar nasıl gidecek Yenice mahallesine? En son rica minnet kültür müdürlüğünden bir yer bulabildik. Oranın da ne doğru düzgün masası ne de sandalyesi var. Yasalara göre işyerlerinde belli oranda engelli çalıştırma zorunluluğu var. İş-Kur üzerinden engelli çalışan arıyor bir işletme. Aradığı engelli kalorifer yakacak. Yani bir şeyin yasasını çıkarmak yeterli olmuyor. Kağıt üzerinde siz ne planlarsanız planlayın, uygulamada doğru mantık olmadı mı olmaz. Bir engelliye kalorifer yakıcılığını reva görmek nasıl bir mantıktır."
Ispartalı Engellilerden 'Yaşanabilir Isparta' İstatistiğine İtiraz
ISPARTA – Isparta, TÜİK verilerine Türkiye’deki iller arasından en yaşanabilir kent unvanını aldı. TÜİK’in Isparta’yı yaşanabilir il ilan etmesine itiraz eden Isparta Yürüme Engelliler Yaşam Derneği Başkanı İsmail Hakkı Atasoy, "Isparta engelliler açısından yaşanabilir bir kent değil. Biz engelliler, özel günler dışında hatırlanmıyoruz. Bütün engelli dernekleri kıyıda köşede, atıl alanlarda kendi çabaları ile bir şeyler yapmaya çalışıyor" dedi.