Amerikan The New York Times (NYT) gazetesi, İsrailli yetkililerin, ülkenin kuruluş yıllarında "Mizrahi" olarak bilinen Kuzey Afrika ve Orta Doğu kökenli Yahudi ailelerin çocuklarını kaçırarak, ülkedeki Avrupa kökenli "Aşkenaz" Yahudilerine evlatlık verdiğini ileri sürdü.
NYT'de, Malin Fezehai imzasıyla yayımlanan habere göre, İsrail'in kurulduğu yıllar olan 1950'lerde, binlerce bebek ve küçük yaştaki çocuk ailelerinden koparılarak, çocukları olmayan Aşkenaz Yahudilerine evlatlık verildi.
Ülkede, kuruluş döneminde yaşanan konut sıkıntısı nedeniyle geçici barınma merkezlerinde kalan ve çoğunluğu Yemenli olan Yahudi ailelere bebek ve çocuklarının öldüğü söylendi ancak ailelere evlatlarının ne cesedi ne de mezarları gösterildi.
"Yemenite Children Affair (Yemenli Çocuklar Olayı)" adı verilen süreçte, resmi rakamlara göre binden fazla çocuk kayboldu ancak haberde insan hakları savunucuları bu rakamın 4 bin 500 kadar olduğunu savundu.
- Çocuklar sistematik olarak ailelerinden koparılmış
Yemen kökenli Yahudiler Naama Katiee ve Shlomi Hatuka, AMRAM adıyla kurdukları bir internet sayfasında çocuklarından koparılan 800'den fazla ailenin hikayelerini anlattı. AMRAM'a üye kişiler, İsrail yönetiminden Mizrahi ailelerinin çocuklarının akıbetinin soruşturulmasını talep etti.
Katiee, NYT'ye yaptığı açıklamada, İsrail yönetiminin çocukları "sistematik bir şekilde" ailelerinden kopardığını belirterek, "Eski ilkel toplumdan ayrı, yeni bir nesil yetiştireceklerini düşündüler." değerlendirmesinde bulundu.
Haberde, İsrailli yetkililerin, kaçırılma olaylarının devlet eliyle yapıldığı iddialarını da reddettiğine işaret edildi.
'İsrail'de Kaçırılan Binlerce Çocuk Evlatlık Verilmiş'
Amerikan The New York Times gazetesinde yer alan haberde, İsrail'in kuruluş yıllarında 'Mizrahi' olarak bilinen Kuzey Afrika ve Orta Doğu kökenli Yahudi ailelerin çocuklarının kaçırılarak ülkedeki Avrupa kökenli 'Aşkenaz' Yahudilerine evlatlık verildiği iddia edildi 'Yemenli Çocuklar Olayı' adı verilen süreçte resmi rakamlara göre binden fazla çocuk kayboldu ancak insan hakları savunucuları bu rakamın 4 bin 500 kadar olduğunu savunuyor.