FERDİ TÜRKTEN - Yargıtay, hamileliği nedeniyle işten atılan ve iş güvencesi tazminatı alan kadın işçiye, işverenin bir de ayrımcılık tazminatı ödemesini kararlaştıran yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu.
Çorlu'da bir fabrikada üretim elemanı olarak çalışan 7 aylık hamile bir kadının iş akdi, işveren tarafından feshedildi.
Kadın, fesih bildiriminde bulunulduğu sırada kafa karışıklığından yararlanarak elinden istifa metni alındığı ve istifa gibi bir niyeti olmadığını belirterek, işe iade davası açtı.
Kadın, 'sırf hamile olduğu için işten çıkarıldığını, kendisiyle 5 hamile kadının daha iş akdinin feshedildiğini, başka işçi çıkarılmadığını, feshin haksız olduğunu, fabrikaya eleman alınmaya devam edildiğini' ileri sürdü.
Dava dilekçesinde, kadının ayrımcılığa uğraması nedeniyle 4 aylık maaş tutarında tazminata, işe iadesine, çalışmadığı süre için de 4 aylık maaş tutarında tazminata, işe iadesi kararına rağmen işe başlatılmaması durumunda 8 aylık maaş tutarında tazminata karar verilmesi istendi.
İşveren ise işçi kadının istifa dilekçesini kendi iradesiyle verdiğini, ayrılma isteği davacıdan gelmesine rağmen kadına kıdem ve ihbar tazminatı ile ekstra net 2 maaş tutarında ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etti.
- 5 hamile kadın daha işten çıkarıldı
Davaya bakan Çorlu 1. İş Mahkemesi, davacıyla aynı gün 5 hamile kadın işçinin daha iş sözleşmesinin sonlandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna karar verdi.
Kadının iş sözleşmesinin feshi için karşılıklı anlaşma yapmasında makul bir yarar olmadığı sonucuna varan mahkeme, iş sözleşmesinin, işveren tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğine hükmetti.
Mahkeme, davacı ve diğer kadın işçilerin hamile olmaları nedeniyle iş akitlerinin feshedildiği, bu durumun açıkça ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle feshin geçersizliği, davacının işe iadesi ve 4 aylık maaş tutarında ayrımcılık tazminatı ödenmesini kararlaştırdı.
- Yargıtay bozdu
Davalı iş yerinin kararı temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay 9. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu.
Dairenin kararında, ayrımcılığın, birey veya bireylerden oluşan grubun bir takım özellikleri ve niteliklerinden dolayı haksız muamele görmesi olduğu, iş yerinde ise işverenin işçisine, ırkı, rengi, cinsiyeti, medeni hali, cinsel tercihi, hamileliği, dini, mezhebi, siyasi görüşü ve benzeri nedenlerle tacizde bulunması, işçinin bu nedenle işten çıkarılması halinde ortaya çıktığı belirtildi.
Davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, feshin davacının hamileliği nedeniyle gerçekleştirildiği ve İş Kanunu uyarınca salt bu nedenle geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmesinin isabetli olduğu kaydedildi.
Davada uyuşmazlığın 'ayrımcılık tazminatı'yla ilgili olduğu ifade edilen kararda, İş Kanunu'nda, işçinin hamileliğinin fesih için geçerli neden oluşturmayacağının düzenlendiği, aynı kanunun 21. maddesinde, işverenin yaptığı feshin geçersizliği ve işçinin işe iadesine karar verilmesine rağmen işçiyi işe başlatmayan işverenin, en az 4 aylık en çok 8 aylık ücret tutarındaki tazminatı işçiye ödemesi gerektiğinin hüküm altına alındığı hatırlatıldı.
Kararda, aynı yasanın 5. maddesinde ise iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapılamayacağı, buna aykırı davranan işverenin, işçinin 4 aya kadarki ücreti tutarında tazminat ile yoksun bırakılan haklarını ödemesi gerektiğinin belirtildiği aktarıldı.
- Ayrımcılık tazminatına izin yok
Dairenin kararında, somut olayda, davacı işçinin fesih işleminin hamileliği nedeniyle yapıldığını ileri sürdüğü, işe iadesinin yanı sıra İş Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ayrımcılık tazminatı da istediğine işaret edildi.
Hamilelik nedeniyle yapılan fesih işleminin, işe iade davasında, İş Kanunu'nun ilgili maddesindeki 'ırk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz' hükmü gereğince geçersiz sayıldığı belirtilen kararda, işçinin işe iadesi ile işe başlatılmaması halinde 21. madde uyarınca iş güvencesi tazminatına hükmedildiği bildirildi.
Kararda, İş Kanunu'nun 21. maddesinin 'en az 4 aya kadar' tazminat öngördüğü bu nedenle 'en çok 4 aya kadar' tazminat öngören 5. madde karşısında işçi lehine olduğu anlatıldı.
Bu nedenle lehe olan 21. maddenin uygulanması gerektiği, bu maddedeki özel düzenlemeye göre ise feshin geçersizliği, işe iade ve işe başlatmama tazminatına hükmedilebileceği ancak bunların yanında ayrımcılık tazminatı verilemeyeceği vurgulanan kararda, bundan dolayı feshin geçersizliğine, davacı kadının işe iadesine, süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine hükmedildi.
Kararda, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacağı ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiği belirtildi.
Ancak işverenin ayrımcılık yasağını ihlal eden davranışının, feshin geçersizliği ve işe başlatmama tazminat miktarı belirlenirken tartışıldığı, bu nedenle ayrımcılık tazminatına hükmedilemeyeceği ifade edilen kararda, hamilelik nedeniyle yapılan fesih işleminin, İş Kanunu uyarınca geçersiz sayılıp, işçinin işe iadesi ile işe başlatılmaması halinde aynı kanunun 21. maddesi uyarınca iş güvencesi tazminatına hükmedileceğinden ayrıca ayrımcılık tazminatı istemine karar verilemeyeceği bildirildi.
İşten Atılan Hamileye 'Ayrımcılık Tazminatı' Verilmedi
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, hamileliği nedeniyle işten atılan ve iş güvencesi tazminatı alan kadın işçiye, işverenin bir de ayrımcılık tazminatı ödenmesine hükmeden veren yerel mahkeme kararını bozdu