Türkmeneli televizyonunda yayınlanan “Coğrafyamıza Akademik Bakış” isimli programına bu hafta Prof. Dr. Filiz Avşar’ı konuk eden Azizoğlu, “Coğrafyamızda ve ülkemizin etrafında çok önemli şer odakları oluşmuş durumdadır. İçimizde örgütlenmiş ihanet şebekelerinin milli ve manevi değerlerini yitirmiş sözde akademisyen, sözde entelektüel, sözde bilim adamı, sözde siyasetçi ile sanki benliğimiz kuşatılmış, bugün çok önemli milli, manevi değerlerimizin yok edilmesinin farkına varamıyoruz. Bizler o kadar çok meşgul ediliyoruz ki, bugüne kadar karşı durduğumuz emperyalizm güç odakları benim tanımlamamla birleşik emperyalizm oldu” dedi.
Azizoğlu, şunları söyledi:
“Batı emperyalizmi diyorduk. İçimizde kanayan yaranın veya içimizde şer odaklarının oluşmasına, yapılanmasına sebep olarak baktığımız bir konumdayken şimdi kuzey emperyalizmi çıktı. Yakında doğu emperyalizmi birleşip güç birliği oluşturacaklar. Birleşik emperyalizm diyorum. Bu kadar terörizmle, ihanetlerle coğrafi olarak etrafımız kuşatılmış durumdayken, çok meşgul edildiğimizi hayatı önem arz eden değerlerimizin yitirildiğinin çok bilincinde olamıyoruz. Örneğin kültür, inanç, değer kavramlarında biz geleceğimizi yitiriyoruz. Yeni nesil diyoruz, neye göre yeni nesil; hep deriz ya geleceğimizi evlatlarımıza teslim edeceğiz. Hangi evlatlara teslim edeceğiz. Neye göre gelecek nesildir ya da kimin gelecek neslidir.”
Kültürün farklı bir konu olduğunu belirten Azizoğlu, “Kültür milli değerdir, milli kültürdür. Alt kültürlerimiz olur, üst kültürlerimiz olur. Lakin milli kültür birleştirici bir unsurdur. İnanç özellikle Anadolu insanının birleştirici çimentosu gibidir. İnançsız, kültürsüz bir nesil geleceğimizi temsil edemez. Anadolu’nun değerleri, kavramları, inançları ve kendisine özgü insani boyutu yüksek kültürü vardır. Bu dört ana başlık altındaki hayati önemde olan varlıklarımız yok edilerek ya da asimilasyona uğratılarak ülkemizin ve milletimizin geleceği bilinmeze sürüklenmektedir” dedi.
Azizoğlu şunları söyledi:
“Çok hızlı değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Özellikle son yüzyıllarda, Osmanlı coğrafyasının emperyalist güçler tarafından paylaşılmasından sonra Anadolu topraklarına milli sınırlar içerisine hapsedilen toplumumuz baskı altında kaldı. Küresel yapılanmalarda bazı görevler verildi.
NATO ve Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında gibi. Fakat sıkıştırılmış coğrafyada bunlar yeterli görülmedi, Batı toplumları tarafından kendilerinin çok kötü kopyası olmamızı sağlamaya çalıştılar. Bunu sinema, tiyatro, görsel basınla yapmaya çalıştılar. Kültürel hızlı değişim ve dönüşümde biz biz olmaktan çıktık. Ben toplumsal yaşantımıza, milli algımıza baktığım zaman gelecekle ilgili bu kötü bir değişim ve dönüşüm yaşadığımızı görüyorum. Pozitif değil negatif. Kendi kültürlerinden, inançlarından, değerlerinden, kavramlarından uzaklaşmış bir toplum ve Batılı olmayı bir marifet sayan, Batılı olmayı asalet sayan, Batılı gibi giyinmek, Batılı gibi konuşmak, Batılı gibi yaşamayı çağdaşlık, uygarlık ve medeniyet gibi algılayan hızlı bir değişim dönüşümü yaşıyoruz. Aslında asaleti, çağdaşlığı, uygarlığı, medeniyeti Anadolu kültürü dediğimiz, milli kültürümüz dediğimiz yüzyıllarca tüm dünyaya örnek teşkil etmiş bir kültürün sahibi olduğumuzu unuttuk. Hızlı değişen ve dönüşen bu kültürel yapımızda geleceği hangi nesile teslim edeceğimizin endişesini taşıyorum.”
Iuc Başkanı Azizoğlu'ndan 'Milli, Manevi Ve Kültürel Değer' Vurgusu
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Milli, manevi ve kültürel değer ve kavram hassasiyetlerini yitirmiş nesil bizim geleceğimiz olamaz” dedi,