Konu hakkında bir basın toplantısı düzenleyen Baro Başkanı Pekdaş, Allianoi için çeşitli çevreci örgütler tarafından açılmış ve devam eden 12 dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de bir müracaat bulunduğunu ifade etti. Allianoi'nin bir sağlık yurdu olduğunu, tarihinin prehistorik döneme kadar uzandığını, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca 29 Mart 2001 tarihinde birinci derece sit alanı ilan edildiğini anlattı. Sema Pekdaş, antik kentin tamamen kumla kaplandığına yönelik haberleri ihbar kabul ettiklerini belirterek, "Alana su verilmesi, telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracaktır. Kent, geri dönüşümsüz bir şekilde zarar görecek, yargı kararları etkisiz kılınacaktır." dedi. Böyle bir mirasın, yargı süreci devam ederken heba edilmesine İzmir Barosu'nun seyirci kalmayacağını söyleyen Pekdaş, "Şu anda Allianoi'nin üstü tamamen örtülmüş durumda. Her an baraj suyunun bırakılması ihtimali bulunuyor. Bugüne kadar sürekli olarak yargı kararlarının arkasına dolanılmış, yargı kandırılmıştır. Hukuka karşı hile yapılmaktadır. Yargı kararlarının etkili kılınması ve hukukun üstünlüğünü korumakla yükümlü olan İzmir Barosu olarak Allianoi sürecinin takipçisi olacağız." şeklinde konuştu.
Baro Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Altınbaş da, ''Allianoi'nin baraj suyu altında bırakılmasını öngören İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali için açılan dava kapsamında, antik kentte yaklaşık 10 gün içinde keşif yapılacak.'' dedi.



















