Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın katılımıyla yapılan kutlamalarda Nevruz ateşi yakılırken, alana kurulan sinevizyonda Abdullah Öcalan'ın Nevruz nedeniyle geçmiş dönemlerde yaptığı konuşmalara yer verildi.
Nevruz alanında sık sık Kürtçe ve Lazca şarkılar çalındı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Nevruz, İzmir'de olaysız geçti.
“NEVRUZ DİRENİŞTİR”
Nevruz'un binlerce yıl boyunca Orta Doğu'daki bütün halkların ortak bayramı olduğunu belirten Kışanak, “Nevruz yeni bir dönemin başlangıcıdır. Daha iyiye, daha güzele gidişin ilk ve güçlü adımıdır. Nevruz yeni gündür. Nevruz zulme karşı başkaldırıdır. Nevruz direniştir, Nevruz özgürlüktür. İşte biz, böylesine güçlü bir bayrama sahip olduğumuz için gururlu ve onurluyuz' dedi.
İzmir'deki bu meydan Nevruz'a ev sahipliği yapıyorsa bunun büyük bir kucaklaşma olduğunu anlatan Kışanak, şöyle konuştu: 'İzmir'in Nevruz ile buluşmasıdır. Bugünlere kolay gelmedik. Büyük direnişlerle geldik. Bu alanlar, bu meydanlar kolay özgürleşmedi. Bu direnişe katılıp yaşamını yitirenleri saygıyla yad ediyoruz. Eğer, Mazlum Doğan 12 Eylül faşist darbesinin dayattığı zulme boyun eğseydi, Diyarbakır zindanında direnmeseydi, bedenini direniş bayrağı haline getirmeseydi bugün bu meydanlar özgür olmayacaktı. Emeğiniz boşa gitmedi. Milyonlar oldu meydanlara aktı. Rahşan kardeşimiz gururla artık toprağında yatabilirsin. Gözün arkada kalmasın” dedi.
“KOBANİ ORTAK ZAFERDİR”
Nevruz'un bu yıl Rojava devrimi nedeniyle daha farklı olduğunu kaydeden Kışanak, şöyle konuştu: “Bu yıl Nevruz'a bir Rojava devriminin coşkusuyla girdik. Halklarımız yan yana IŞİD vahşetine karşı direniş sergiledi. IŞİD, Orta Doğu'da halklarımızın başına örülmüş en büyük felakettir. Ne yazık ki bu felaketin halklarımızın başına bela olmasında AKP'nin de Türkiye'nin de sorumluluğu vardır. Günlerce sınırda sürdürülen direnişi gaz bombaları ile durdurmak istediler. Çünkü sınırdan IŞİD'e silah gönderiyorlardı. IŞİD militanlarını sınırdan geçiriyorlardı ama orada yan yana omuz omuza direnerek faşizmi yendiler. Kobani'deki zafer halklarımızın ortak zaferidir. Türk, Kürt, Ermeni Süryani, Arap dayanışması ile örülmüş bir mücadeledir.”
“BİRİLERİ BU TABLOYU KABUL EDEMİYOR”
İzmir meydanında da tıpkı Kobani'deki direniş gibi omuz omuza olacaklarını belirten Kışanak, sözlerine şöyle devam etti: 'Faşizmi yeneceğiz. Bize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtacağız. Halklarımız kimlikleri kültürler ve dilleriyle yan yana yaşayacak. Birileri bunu hazmedemiyor. Bu tabloyu kabul edemiyor. Çünkü onların fıtratında ırkçılık ayrımcılık, faşizm var. Sayın Öcalan iğne ile kuyu kazarcasına hakların barışını örmek için mücadele ediyor. İktidar sahipleri barış sürecini geri götürmek için uğraşıyor ama her defasında Öcalan daha güçlü daha cesur ve özgürlükçü bir çıkışla barış sürecini ayakta tutuyor. Selam olsun İmralı'ya, selam olsun Sayın Öcalan'a.”
“DEĞERLİ YALNIZLIĞIN HAYIRLI OLSUN”
Öcalan'ın dünkü Nevruz mesajında söylediği ‘tüm halklara, kimliklere, inançlara gelin Orta Doğu'da demokratik bir ortak ev inşa edelim' sözlerini hatırlatan Kışanak, şunları söyledi: “Sarayda oturarak bu çağrıyı görmezden gelebilir birileri. O saraydaki iktidarını sultanlıkla taçlandırmak için halklarımızın savaşından medet umabilir ama onlara izin vermeyeceğiz. Halklarımızın kardeşliğini, özgürlüğü ve demokrasiyi biz inşa edeceğiz. Beyefendi ‘Kürt sorunu yoktur' diyor. Beyefendi ‘Dolmabahçe'deki açıklamayı doğru bulmuyorum' diyor. ‘İzleme kuruluna gerek yok' diyor. Çünkü bir tek şey var; o da kendisi ve sarayı. Buradan sesleniyoruz; o saraydaki değerli yalnızlığın sana hayırlı olsun. Sarayında değerli yalnızlığınla baş başa kalasın. Bu toplumdan, bu halktan artık senin saltanatına, otoriter yönetimine, padişahlık özlemine vize verecek bir sonuç çıkmayacaktır. Çözüme bu kadar yaklaşmışken, Öcalan bütün halklarımıza kalıcı bir barış için en güçlü çağrıyı yaparken kışkırtıcı açıklamalarla olsa olsa sadece kendilerini yalnızlığa gark edebilirler. Biz milyonlarla buluşacağız. Devrimciler, sosyalistler demokratlar el ele vereceğiz ve demokratik cumhuriyeti inşa edeceğiz.”
“CHP STATÜKONUN SAHİBİ BİR PARTİ”
Kışanak, CHP'nin kalesi olarak adlandırılan İzmirlileri CHP'ye karşı da uyardı. CHP'nin, cumhuriyetin kurucu partisi olmakla övündüğünü ancak statükonun sahibi bir parti olduğunu ifade eden Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbelerde halklarımıza deli gömleği giydirmeye çalışılırken, darbeyle yaralarken CHP sesini çıkarmadı. CHP statik hale gelmiş değişmediği için, ihtiyaca yanıt vermediği için, otoriter özlemleri olanların elinde oyuncağa dönmüş statükoya sarıldı. İzmirli kardeşlerime sesleniyorum; cumhuriyeti en çok sahiplenen İzmir artık bu cumhuriyeti bu deli gömleğinden kurtarmanın zamanı geldi. Darbe artıklarından temizleme zamanı geldi. Gerçek anlamda demokrasiyle buluşturmanın zamanı geldi. Demokratik cumhuriyetin zamanı geldi. Yepyeni parti var. HDP, demokratik cumhuriyetin kurucu partisidir. Demokratik cumhuriyeti inşa etmek için yola çıktık. Seçim kazanmak için, milletvekili kazanmak için değil, bu cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmak için yola çıktık.”
“ALEVİLERİN GERÇEK PARTİSİ HDP'DİR”
Alevilere hitaben konuşan Kışanak, yine CHP'ye yüklenerek şöyle konuştu: “Aleviler büyük bir samimiyetle, saflıkla, son derece temiz duygularla yıllarca laikliğe, demokrasiye, cumhuriyete sahip çıktıklarını zannetti. Yıllarca CHP'nin sahte siyasetine pirim verdiler artık bunun da sonu geldi. Alevilerin gerçek partisi HDP'dir. Özgürlük arıyorsanız, kimliğinize, inancınıza saygı bekliyorsanız, yaşam tarzına müdahale edilmesini istemiyorsanız demokratik cumhuriyet istiyorsanız buluşacağınız adres HDP'dir. Bu partiye gözümüz gibi bakacağız. Bu bizim en güçlü çıkışımız. Bu dinamizmle halklarımızın devrimini gerçekleştireceğiz. Kürtler Kürt, Aleviler Alevi, Sünniler Sünni, Ermeniler Ermeni, kadınlar kadın olacak. Herkes kendi kimliğiyle gurur duyacak yan yana ortak vatanda özgürce yaşayacağız.”
