Izmir Depreminde Yikilan Riza Bey Apartmani Davasi Saniklarindan 'Kagit Üzerinde Imza' Savunmasi

Izmir'deki depremde yikilan binalardan Riza Bey Apartmani'ndaki ölüm ve yaralanmalara iliskin davada savunma yapan tutuklu saniklar binanin betonarme statik proje müellifi ile sürveyani, insaata hiç gitmediklerini ifade etti.

Haklarinda "bilinçli taksirle birden fazla insanin ölümüne ve yaralanmasina neden olma" suçundan dava açilan 4'ü tutuklu 9 sanigin yargilanmasina, 5. Agir Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Tutuklu ve tutuksuz saniklar ile müstekiler ve taraf avukatlarinin katildigi durusmada savunma yapan tutuklu sanik, statik betonarme proje müellifi ve insaat mühendisi T.P, hakkindaki suçlamalari reddetti.

Bina için 1993 yilinda kanunlara uygun sekilde insaat ruhsati alindigini ve sorumlulugun müteahhit, sürveyan ve fenni mesulde oldugunu savunan T.P, insaati kontrol etmek gibi bir sorumlulugu olmadigini iddia etti.

T.P, sunlari söyledi:

"Yikildigini izledigimde zemin kattan yikilmaya basladigini gördüm. Binanin üzerinde, projesine uygun olmadan yapilan ve ek yükler getiren balkon kapatmalarin oldugunu gördüm. Bunlar tehlikeli olabilir. Ciddi insaat hatalari var. Yikilmasindaki sebep, binanin 1999 ve 2005 depreminde hasar almasina ragmen geregi yapilmamasi. Suçlu olmadigimi düsünüyorum."

- "Insaati nasil yaptilar bilmiyorum"

Binanin 27 yil önce yapildigini, o dönemde fay hatti ile ilgili bilgilerinin olmadigini, deprem yönetmeliginin de çok farkli oldugunu anlatan T.P, savunmasini söyle sürdürdü:

"Yaptigim projenin uygulamasiyla ilgili bir kontrol yapmadim, böyle bir talep de gelmedi. Fenni mesul diye sorumlu bir arkadas vardi. Imzaladik projeyi verdik, insaati nasil yaptilar bilmiyorum. O dönemdeki kanunlara göre fenni mesul sorumludur. Insaata hiç gitmedim, müteahhidi tanimam. Insaat ruhsati alindigini bile bilmiyordum. Insaat Mühendisleri Odasinin da mesul oldugunu düsünüyorum."

Bir müsteki avukatinin "Insaatin projeye uygun yapilmadigini görüp uyarsaydiniz sonuç farkli olur muydu ?" sorusuna sanik T.P, "3 bin proje hazirlamisimdir. Hepsini kontrol etme imkanim yoktur. O insaatin fenni mesulü, müteahhidi vardir. Telefonum hep açiktir. Sorsalardi." yanitini verdi.

Bu sirada bir müsteki avukati, "Proje çizilmis, atilmis ortaya. Herkes sorumlulugu birbirine atiyor. Sorumluluk kimde ? O tarihte yapi denetim firmalari yoksa kimler denetliyordu?" ifadelerini kullandi.

Tutuklu sanik sürveyan D.K. ise internetten baktiginda "sürveyan" kelimesinin anlaminin "en alt düzeydeki teknik eleman oldugunu, insaatin yalniz is güvenligi ve düzenini saglayan kisi oldugunu" gördügünü söyledi.

Çalistigi insaat sirketinde zaman zaman mimari proje çizimine de yardim ettigini ifade eden D.K. "Ofis içi çalisiyordum. Hangi kanun ve yetkiyle gözetmenim ben. Hiç insaat alanina gitmedim. Insaat ruhsati için müracaat ediliyordu. Belediye zorunlu tutuyordu. Sürveyan kismini imzalamak durumunda kaldim. Birinin isminin yazilmasi gerekiyordu. Santiyeye hiç gitmedim. Imzayi prosedür geregi attim." dedi.

Müsteki avukatlari, D.K'nin savunmasindan sonra insaati yapan sirket hakkinda tüm avukatlarin katilimiyla suç duyurusunda bulunacaklarini söyledi.

Mahkeme heyeti durusmaya ögle arasi verdi.

Izmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremde yikilan ve en fazla can kaybinin yasandigi Rizabey Apartmani'nda 36 kisi hayatini kaybetmis, 17 kisi yaralanmisti.