Erarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sezona yönetmenliğini üstlendiği Aziz Nesin'in "Çiçu" oyunuyla başlayacaklarını, ardından Alman yazar Kleist'in "Kırık testi" oyununu 20 Ekim'de İzmirli tiyatroseverler ile buluşturacaklarını kaydetti.
İbrahim Yakut'un yazdığı "Eşek Kulaklı Kral Midas" çocuk oyununu da 25 Ekim'de sahneleyeceklerini belirten Erarslan, şöyle konuştu:
"Bunun dışında ekstra bir heyecanımız var. 16 Ekim'de Urla'da mülkiyeti belediyeye ait Atatürk Kültür Merkezi'nde de perdelerimizi açacağız ve düzenli olarak her hafta temsil vereceğiz. Orada Urlalı yazar Necati Cumalı'nın anısına 'Bakan'ı Bekliyoruz' adlı oyununun prömiyerini yapacağız. Ekim ayı oldukça yoğun bizim için. Bu iki sahne dışında ayın belli günlerinde Güzelbahçe Belediyesinin yeni yaptığı kültür merkezini de kullanacağız. Şimdilik İzmir merkezli 3 sahnede düzenli temsillerimiz gözüküyor ama sezon içinde belki başka sahnelerde de ara ara temsillerimiz olacak. Karşıyaka sahnemiz inşa halinde olduğu için orada başka yerde olma çabalarımız sürüyor. Karşıyaka sahnemizi 2016 Ekim veya Kasım ayına yetiştirmek kurum olarak hedefimiz."
-"İzmir Devlet Tiyatrosu sokağa çıkıyor"
Erarslan, devlet tiyatroları olarak asli görevlerinin oyun sergilemek olduğunu ancak farklı etkinlikler de planladıklarını kaydederek, şu bilgileri aktardı:
"O anlamda asli görevimizi sürdürüyoruz ama onun dışında kentin yaşayan her mekanında olma niyetindeyiz. 'İzmir Devlet Tiyatrosu sokağa çıkıyor' diye bir slogan geliştirdik kendimize. Bu sokakta oyun oynamak da olabilir, açık alanlarda temsiller vermek de olabilir, kentin uygun dokulu mekanlarında performanslar sergilemek de olabilir ya da bir sağlık taramasının içinde de olabiliriz."
Sosyal sorumluluk projeleri anlamında sanatın insan hayatına dokunabilecek her alanında var olma düşüncesi taşıdıklarını dile getiren Erarslan, "İnşallah bunu başaracağız. Bugüne kadar attığımız adımlar hiç boş dönmedi. Yerel yönetimler ile sivil toplum örgütleri ile çok güzel ilişkiler başlattık, varolanları geliştirdik" değerlendirmesinde bulundu.
Erarslan, Konak sahnesinin "kentin yaşam alanı" olması gerektiğini vurgulayarak, "Sadece gelinip oyun seyredilip gidilen bir yer gibi düşünülmemeli. Buradan doğacak ışıkla kentte de bir şeyler yapmak ya da kent projelerinde bir parça tuzumuz olsun istiyoruz" ifadesini kullandı.
'İzmir Devlet Tiyatrosu Sokağa Çıkıyor'
İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Tayfun Erarslan, yeni sezonda kentin yaşayan her mekanında bulunmayı planladıklarını, bunun için "İzmir Devlet Tiyatrosu sokağa çıkıyor" sloganı belirlediklerini belirterek, "Bu sokakta oyun oynamak da olabilir, açık alanlarda temsiller vermek de olabilir, kentin uygun dokulu mekanlarında performanslar sergilemek de olabilir ya da bir sağlık taramasının içinde de olabiliriz" dedi.