İzmir Emniyet Müdürü Yılmaz: Zanlı yakalanana kadar gözüme uyku girmedi

İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, ilde 3 kişiyi öldüren zanlı yakalanana kadar gözüne uyku girmediğini söyledi. Türkiye'yi rahatlahan haberi almas

İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, ilde 3 kişiyi öldüren zanlı yakalanana kadar gözüne uyku girmediğini söyledi. Türkiye'yi rahatlahan haberi almasıyla birlikte rahatladığını anlatan Yılmaz, "'Rabbim şükürler olsun' dedim. Ondan sonra yatıp uyuyabildim mi, hayır uyuyamadım." dedi.

İzmir, bankacı Esra Yaşar, üniversite öğrencisi Ayşe Selen Ayla ve travesti Mustafa Has'ın tabancayla, tek kurşunla öldürülmesiyle birlikte yaşadığı korku dolu günleri geride bıraktı. Cinayet zanlısı H.A., başarılı bir operasyonla yakalandı ve cezaevine gönderildi.

Olayın aydınlanmasıyla birlikte, başta İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz ve ekibi rahat bir nefes aldı. İzmir'e ve İzmir polisine sıkıntılı günler yaşatan süreci ve yaşadıklarını anlatan İl Emniyet Müdürü Yılmaz, zanlı yakalanana kadar gözüne uyku girmediğini söylüyor. Dört günde en fazla 10 saat uyuyabildiğini anlatan Yılmaz, zanlının yakalanmasıyla birlikte bütün yorgunluğunun gittiğini ifade etti.

Tüm Türkiye'yi rahatlahan haberi almasıyla birlikte rahatladığını anlatan Yılmaz, "Zanlının yakalandığı haberi gelince, yorgunluğunuz falan kalmıyor, hepsi gidiyor. Ama o an ellerimi açtım, 'Rabbim şükürler olsun' dedim. İçim böyle bir aktı. Ondan sonra yatıp uyuyabildim mi, hayır uyuyamadım. Uyumak mümkün değil, çünkü vücut bunu istemiyor, kabul etmiyor." diyerek yaşadıklarını özetliyor.

Seri cinayetleri gerçekleştiren kişinin yakalanması sürecini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da yakından takip ettiğini belirten Yılmaz, Erdoğan'ın bizzat İzmir Valisi M. Cahit Kıraç'ı arayarak konuyla ilgili bilgi aldığını belirtti. Seri cinayetler meslek hayatınızın en zor günleri miydi ? sorusuna ise, "Yok diyemeyiz. Çok sıkıntılı, zor günlerdi ama Allah o günleri bir daha göstermesin. Çok daha sıkıntılı günler yaşadık." cevabını verdi.

Bankacı Esra Yaşar'ın öldürülmesi olayının ardından ne bir görgü şahidi ne de bir ipucu olduğunu anlatan Emniyet Müdürü Yılmaz, üniversiteli Ayse Selen Ayla'nın öldürülmesiyle birlikte 'Acaba irtibatlı olabilir mi?' şeklinde düşünmeye başladıklarını anlattı. Üniversiteli Selen'in öldürülmesinin ardından sabaha kadar konuyla ilgili ilgisiz bütün ekiplerin İzmir'in her tarafını sabaha kadar dolaştığını, sabah 05.00 sıralarında 1-2 saat uyamak için ayrıldıklarını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bir haber, 05.45 sıralarında Mustafa'nın cinayeti. Acaba mı sorusu iyice arttı. Olay yerinde bir kovan bulundu. Hemen kovanlar laboratuarda değerlendirildi. Bakıldı aynı silah, ikinci ve üçüncü olay netleşti. Tabi bu sefer araştırma yapacağımız çevre de genişledi. Gruplar her yerde çalışma başlattı." şekinde süreci özetledi.

Yılmaz, dördüncü cinayetin önüne geçmek için zamana karşı yarış başlattıklarını, tahammüllerinin kalmadığını söyledi. Hem bir insan olarak, hem bir baba olarak üzüldüğünü, sorumluluk sahibi bir il emniyet müdürü olduğunu anlatan Yılmaz, "Sorumluluğunuzda bu işin altından bir an önce, personelinizle birlikte kalkmanız lazım. Çünkü şehirde insanımızın rahatlaması lazım, bu uzadığı sürece bir takım efsaneler yayılmaya başlıyor. İnsanlar kulaktan kulağa birbirini etkilemeye, korku şehri kümesi yaratmaya başladı. Bunun için bir an önce sonuç almamız gerekiyordu. Rabbime şükrediyorum, bu imkanı bize verdi. Bir ipucu yakaladık ve oradan sırasıyla yapılan çalışmalarla sonucuna gidildi. Zanlı yakalandı, bağımsız yargının önüne çıkarıldı ve tutuklandı. İzmir olarak böyle bir sıkıntıyı atlatmış olduk." şeklinde konuştu.

CİNAYETLERİ AYDINLATMAK İÇİN 350 KİŞİLİK EKİPLE ÇALIŞTIK

Emniyet Müdürü Yılmaz, tüm Türkiye'yi üzen cinayetleri aydınlatmak için olağanüstü çaba fark ettiklerini ve başarının ekip başarısı olduğunun altını çizdi. İlk cinayetin ardından, 'Katil zanlısı, ikinci ve üçüncüyü gerçekleştirmeden yakalanabilir miydi?' şeklindeki soruya ise Yılmaz, "Hayır yakalanamazdı. Biz ilk somut delile üçüncü cinayetten sonra ulaştık. O ana kadar elimizde bir şey yoktu." cevabını verdi.

Bankacı Esra Yaşar'ın öldürülmesi olayında delil olarak sadece mermi çekirdeği, 22 yaşındaki İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık 1. sınıf öğrencisi Ayşe Selen Ayla olayında ise ellerinde boş kovan ve kapkaranlık bir kamera görüntüsü olduğunu söyleyen Yılmaz, delile ulaşıldığı andan itibaren 20 saat içinde zanlının yakalandığını kaydetti. İzmir polisinin olayların aydınlatılması için çok sağlıklı bir çalışma yaptığını ifade eden İl Emniyet Müdürü Yılmaz, şunları söyledi: "Üçüncü olaya gitmemiş olsaydı, zanlının yakalanması çok zorlaşırdı. Ama zanlı mutlaka açık verecekti, o açığı son cinayette verdi."

Cinayet zanlısını farklı görevler üstlenen özel bir çalışma grubu kurarak yakaladıklarını ifade eden Yılmaz, "Kurduğumuz çalışma guruplardan biri, olay yerindeki delillerin sağlıklı şekilde toplandı. Diğeri, toplanan delilleri bilimsel ölçülerle değerlendirdi. Toplanan deliller, olay yeri ve şahışla analiz edildi. Başka grup, olay yerlerinin etrafında geliş ve gidiş güzergahında insanlarla konuştu. Tanık ve kamera görüntüleri arayan, sokak çalışması yapanlar oldu. Ekiplerimiz, 28 bin civarı insanımıza bu süreçte kimlik sordu. Bu süreçte 220 kişi başka suçlardan aranırken yakalandı. Bir de bu toplanan, değerlendirilen bilgilerin hepsini bir araya getirip, test eden, deneyimlerini paylaşan, eksiğini söyleyen üst düzey koordinasyon kurulu görev yaptı. Buradan çıkan sonuçlara göre arkadaşlar yönlendirildi. Mustafa Has'ın öldürülmesiyle deliller zinciri birbirini takip etti. Çalışma grubuyla Bodrum'a gidildi ve katil zanlısı yakalandı." Seri cinayetlerin aydınlatılması sürecinde kendisi dışında tüm çalışma arkadaşlarının çok başarılı bir performans sergilediğini belirten Emniyet Müdürü Yılmaz, "Başarı onlara aittir. Benim dışımda derken arkadaşlarım çok iyi çalıştı ve çok başarılı oldular. Bu bizim Türk polisinin gelmiş olduğu noktayı gösterir." diyerek, zanlının yakalanmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.

DELİLLER ÇOK SAĞLIKLI TOPLANDI

Zanlının yakalanmanısın aldından suç delillerinin çok sağlıklı şekilde toplandığını ifade eden Yılmaz, öldürülen Mustafa Has'ın aracında zanlının parmak izinin çıktığını, üç olayda da kullanılan silahın ele geçirildiğini, maktüllere ait eşyalar, satılan telefonlara ulaşıldığını ve görüntülerin toplandığını kaydetti. Zanlılı H.A.'nın emniyet, savcılık ve mahkemede susmasının hukuki hakkı olduğunu, susabileceğini belirten Yılmaz, "Delillendirilmesi noktasında, çok küçük bir eksiklik dahi yok. Onun için isterse konuşsun isterse konuşmasın. Kendi bileceği iş. Hukuki hakkıdır. Biz hukuka ve hukukun üstünlüğüne inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

"ÖLENLERE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM"

Meslek hayatında, daha önce bu tür seri cinayetlerlerle karşılaşıp karşılaşmadığına yönelik soru üzerine Yılmaz, "Olay dendiği zaman mutlak surette insanımızın canına kast eden olay zinciri olması gerekmez. Bu bir başka tarzda, örneğin taciz konusu olabilir. Başka konu olabilir. Devam eden sıralı olaylarla tabi ki karşılaştık. Bu olayda, üç insanımızı kaybetmiş olduk. Bu son derece bizi üzdü. Öncelikle hayatını kaybedenlere, Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Çünkü bir insanımızın canı çok kıymetlidir." cevabını verdi.

Cinayetlerin seri cinayet olarak adlandırılmasını doğru bulmadığını da belirten Ercüment Yılmaz, seri katil sözcüğünün ABD'den çıkan, FBI'ın yaptığı araştırmalarla ortaya konan bir durum olduğunu, Türk toplum yapısıyla uyuşmadığını belirtti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile