İzmir'in "kültür-sanat kenti" olması hedefi doğrultusunda çok önemli bir adım atarak teknik alt yapısıyla "Türkiye'nin en nitelikli konser salonu" olan Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ni (AASSM) hizmete alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yine üstün niteliklere sahip bir opera binasını kente kazandırmak için açtığı "Ulusal Mimari Proje Yarışması"nı da sonuçlandırdı.
Tıpkı AASSM gibi yeni opera binasının da yarışma ile hayata geçirilmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Mart ayı sonunda açılan ve iki kademeli olan yarışmanın ilk kademesi Haziran ayında tamamlanarak 177 eser arasından 12'si ikinci kademeye kalmıştı. 20 Ağustos'ta yeniden bir araya gelen jüri üyeleri, final niteliğindeki ikinci kademede 3 gün süren titiz incelemenin ardından 12 adet proje içinden ilk üçü belirledi. Diğer 9 eser ise mansiyon ödülü aldı. Buna göre yarışmada Yüksek Mimar Mehmet Kütükçüoğlu başkanlığındaki Yüksek Mimar Ertuğ Uçar, Mimar Mert Üçer ve Mimar Onur Akın'dan oluşan ekibin projesi birincilik ödülünü kazandı. İkincilik ödülünü Mimar Hakkı Can Özkan ve Mimar Dilek Topuz Derman'ın projesi, üçüncülük ödülünü ise Mimar Erhan Vural ve Mimar Ozan Soya'nın projesi kazandı. Yarışmada birinciye 50 bin TL, ikinciye 40 bin TL, üçüncüye 30 bin TL ve mansiyon alan 9 projeye de 20'şer bin TL ödül verilecek.
TOPYEKÜN KALKINMA İÇİN
Yarışma Jürisi sonuçları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da katıldığı bir toplantıda açıkladı. Yarışmaya yoğun bir ilgi olduğunu ve toplam 177 eser katıldığını hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Tüm yarışmacılara ve değerli jüri üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Katılımlarından dolayı kutluyorum Biz böyle bir opera binasının, kente 'kültür sanat kenti' olması yolunda çok büyük bir değer katacağına inanarak bu kararı verdik. Önce arsayı temin ettik. Sonra sizlerle birlikte bir proje yarışmasıyla yola çıktık. Bizim kente bakışımız belli: 'Kente metro ne kadar lazım ise opera binası da o kadar lazım' diye düşünüyoruz. Kentin kalkınması için, topyekün bir kalkınma için kültür-sanatın gelişmesi için bu tür nitelikli yapılara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Siz projeyi seçtiniz, bizim önümüze koydunuz. Biz şimdi projeyi gerçekleştireceğiz. Bitirdiğimizde açılışta böyle bir eseri kentimize ve ülkemize kazandırmanın hazzını hep birlikte yaşayacağız" dedi.
TOPLAM 1600 SEYİRCİ KAPASİTELİ
Jüri Başkanı Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer ise değerlendirmede jürinin "oy birliğiyle" karar verdiğini ve bundan dolayı oldukça mutlu olduklarını dile getirdi. İki aşamalı yarışmanın Türkiye mimarlık ortamında büyük ilgi gördüğünü ve 177 eserin katıldığını anlatan Güzer, bunlardan 12 tanesini ikinci aşamada yarışmak üzere jüri tarafından değerlendirmeye alındığını, ikinci aşamada daha detaylı çalışmaların arasından uygulamaya değer bir eser seçildiğini ifade etti. Jürinin sonuçtan oldukça memnun olduğunun altını çizen Güzer nedenlerini şöyle açıkladı: "Birkaç nedenle sonuçtan çok memnunuz. ilki oy birliğiyle seçilmiş bir proje. Bütün jüri üyelerinin desteğiyle seçilmiş bir proje. Sıralamalarda da böyle. Mimarlık ortamına uzak olan kişiler için, bilmeyenler için tekrar edeyim. Bu her zaman olan bir şey değil. Bu aslında projenin gücünü ve jüri beklentileriyle oluşturduğu sürekliliği gösteriyor. Bu süreçle ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne birkaç nedenle teşekkür etmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, böyle bir konuyu, sanatı ve kültürü öne alan bir konuyu temel bir yatırım programı olarak öne almalarından ötürü... Türkiye'nin bugün çok önemli gereksinimlerinden bir tanesi diye düşünüyoruz. İkincisi, bunu bu tür bir yöntemle elde etmelerini çok önemli buluyoruz. Yani bütün Türkiye'de bu konuda düşünce üretecek kişilerin ilgisini çekecek biçimde bir mimarı yarışma ortamıyla elde edilmesi... Üçüncüsü de bu sürecin düzenlenmesi ve organizasyonuna yönelik. Jüri üyeleri olarak gerçekten birçok benzer kuruma örnek olacak şekilde bir organizasyonla karşılaştık. Opera binasının gerçekleşmesiyle birlikte İzmir'de bir jeneratör, bir odak, kendisiyle ve yakın çevresiyle birlikte kenti yükseltecek bir değer olarak ortaya çıkmasını arzu ediyoruz. Bu ve buna benzer yatırımların aynı biçimde, aynı anlayışla sürmesini ümit ediyoruz. Bu nedenle bu projeyi çok çok önemsiyoruz.
GÜNDELİK YAŞAMLA SANATI BULUŞTURACAK
Jüri Başkanı Güzer, projeyi ise şöyle tarif etti: "25 bin metrekare bir arsada 30 bin metrekare civarında bir program. İçinde büyük bir opera salonu var. Uzmanlaşmış bir yapı. Sahnesi, yan sahneleri, servis alanlarıyla birlikte bir 'kültür yapısı' diye düşünebiliriz. İçinde operayı da destekleyecek ve ondan beslenen başka işlevler var. 1200 kişilik ana salon, 400 kişilik bir küçük salon yer alıyor. Bale ve onunla ilgili atölyeler var. Konumu itibariyle de, kentin belli bir bölgesinde yeniden bir çekim ve canlanma yaratacağını düşünüyoruz. Oluşturulacak yapının işlevsel niteliği, iç ilişkileri ve kentte kendini temsil etme biçimi var. Bu anlamda seçtiğimiz önerinin her iki konuda da beklentileri karşıladığını düşünüyoruz. Kentin bu bölgesinde bir işaret değeri oluşturacak, İzmir ile birlikte anılacak, İzmir'i temsil edecek bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Buna karşın işletme açısından da özellikle denize yönelen fuaye alanının bir tür kentsel mekana dönüşme potansiyeli olduğunu, bir çok etkinliği kendi ana etkinliğinin yanı sıra barındıracağını ve gündelik yaşamla sanatın buluşması için de bir ortam oluşturacağını düşünüyoruz. Bu proje, bizim parselimizden bağımsız olan yeşil alan olarak öngörülen denizden başlayan alanın düzenlendiği ve sonra bir taşıt yolunun üzerinden bu alanı adeta bizim arsamızla bütünleştirecek şekilde bağlandığı, ondan sonra denize doğru yükselerek gelen, böylece deniz tarafında kente bakan, ana yüzünde biraz daha yüksek ve etkili bir cephe oluştururken öbür tarafta adeta kentin bir parçası olmaya yönelen, bu anlamda üstünü bir teras olarak kullanabileceğimiz bir yapı. Arka taraflardın da daha çok servis alanları ve ofisler, önde fuaeye bölümü var. Burası camlı ve denize açılıyor. Burada sergi ve satış yerleri ve toplantıların olacağı varsayılıyor. Bu yapının özelikle çevreyle kurduğu ilişki jüriyi çok etkiledi. Çağdaş bir mimarlık dilime referans veriyor olması çok etkiledi. Kamusal alanı güçlü bir şekilde yapının içine taşıyor olması ve kentle bütünleşmesi, kendisiyle birlikte yakın çevresine kattığı değer, trafiğe getirdiği çözüm, çok boyutlu yaya ağıyla bütünleşme biçimi jüriyi çok etkiledi. Oy birliğiyle bütün jürinin desteğiyle birinciliğe layık görüldü".
JÜRİDE KİMLER VAR?
Startı verilen mimari proje yarışmasının şartnamesini oluşturan Jüri'de Türkiye'nin önde gelen mimar, mühendis ve sanatçıları yer alıyor.Başkanlığını Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer'in üstlendiği Jüri şu isimlerden oluşuyor: Asil jüri üyeleri; Mimar Doç. Dr. Haydar Karabey, Y. Mimar Emre Arolat, Y. Mimar Semra Uygur, Y. Mimar Erkut Şahinbaş, Mimar Yrd. Doç. Dr. Hikmet Gökmen, İnşaat Yüksek Mühendisi Muzaffer Tunçağ. Danışman jüri üyelerİ; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Genel Sekreter Yardımcıları Serpil Baran ve Ali Rıza Gülerman, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen, İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Aytül Büyüksaraç, Elektronik ve Haberleşme Yüksek Mühendisi-Ses, Işık, Görüntü Danışmanı Kemal Suner, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Hasan Topal.Yedek jüri üyeleri;İzmir Büyükşehir Belediyesi Etüd Projeler Dairesi Başkanı Mimar Sedat Baylan, Mimar -Yrd. Doç. Dr. Seçkin Kutucu, Mimar Dr. Dürrin Süer Kılıç, İnşaat Yüksek Mühendisi Abdullah Uzun.
İzmir, Opera Binasına Kavuşuyor
İzmir'in "kültür-sanat kenti" olması hedefi doğrultusunda çok önemli bir adım atarak teknik alt yapısıyla "Türkiye'nin en nitelikli konser salonu" olan Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ni (AASSM) hizmete alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yine üstün niteliklere sahip bir opera binasını kente kazandırmak için açtığı "Ulusal Mimari Proje Yarışması"