Av. Kılıç, bir köşe yazısından öğrendiği durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek, ihtar verilerek bu payların tasfiyesi ve Hazine'ye gelir kaydı yapılması, ihtarın gerekleri yerine getirilmediği takdirde kapatma davası açılması talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kılıç, ilgili dilekçeyi, iletilmek üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu.
Mustafa Kılıç, cumhuriyeti kurduğu iddiasında olan bir partinin, hattâ Türkiye'nin ilk, güçlü ve köklü siyasi partisi olan CHP'nin, yasalarda ve Anayasa'da açık hüküm olmasına rağmen yasaya aykırılığını sürdürdüğünü vurgulayarak, bunun kendisini derin düşünceye sevkettiğini söyledi. Kılıç, "Acaba diyorum, hani bazı gizli Meclis kararları vardır, gizli oturumlar yapılır, gizli kararlar alınır, böyle bir gizli karar mı var? Böyle bir gizli karar, gizli kanun, böyle bir düzenleme yoksa, CHP'ye tanınan bu imkanın sebebi nedir? Tamamen defacto bir durum söz konusu ama buna karşı yapılmış yasal bir girişim göremiyoruz. Yasal girişimde, yaptırımda, uygulamada bulunması gereken hukuk adamlarının böyle bir girişimi olmadığını ve bu durumun süregelen bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Burada bir hata var ve bu hatanın giderilmesi de elbette yargının işidir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın işidir. Bu konuda derhal soruşturma yapmalıdır. Eğer ihtarlar, hukuksal anlamdaki girişimler sonuçsuz kalırsa, yani CHP, uhdesinde bulunan İş Bankası hisselerini Hazine'ye intikal ettirmezse kapatma davası açılmalıdır. Zannediyorum ki Anayasa Mahkemesi de bu konuda gereğini yapacaktır.'' şeklinde konuştu.
Av. Kılıç, öğrendiği kadarıyla CHP'nin sahip olduğu hisse bedelinin 3,5 milyar dolar civarında olduğunu belirterek, bunun çok büyük bir meblağ olduğunu söyledi. ''Yani CHP, Türkiye'nin en büyük bankalarından birinin üçte bir hissesine sahiptir.'' diyen Kılıç, İş Bankası ve bağlı ortaklarının yönetim kurullarında CHP üyeleri de bulunduğunu, bunun haksız rekabet olduğunu kaydetti: ''Fırsat eşitliğini tamamen ortadan kaldırıyorsunuz. Bu siyasi parti, 3-4 milyar dolar gibi çok ciddi rakamlarla oynuyor, o rakamları elinde bulunduruyor, yönetiyor, görev aldığı işletmelerde kendisine ait siyasi görüşlere sahip kişileri işe alabiliyor. Siyasi anlamda bir değil, belki yüz adım önde gidiyor. Burada bir rekabet eksikliği var.''
Devletin, kendisine bağlı bulunan bütün unsurlara eşit davranmak zorunda olduğunu vurgulayan Kılıç, ''Elbette Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, devletin ciddi bir organıdır. Bu fırsat eşitsizliğini, hukuka aykırı durumu gidermek onun görevidir.'' görüşünü aktardı.
Av. Kılıç, dilekçenin birkaç gün içinde Başsavcılığ'a ulaşacağını, bunun ardından soruşturma başlatılarak, CHP'ye elinde bulundurduğu İş Bankası hisselerinin tamamını Hazine'ye intikal ettirmesi hususunda ihtarda bulunulması gerektiğini ifade etti: ''Eğer bu sağlanmazsa, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'ndaki ilgili hükümleri ihlâl eden CHP'nin, bu anlamda artık Türk siyasi hayatında miadını doldurduğu ortaya koyulup kapatma davası açılması gerekir. Doğru yaklaşım budur ancak yapılmazsa, yasal sürecimiz devam edecektir. Bu işin takipçisi olacağız.''
İŞ BANKASININ ORTAKLIK YAPISI
Türkiye İş Bankası'nın resmî internet sitesinde yer alan bilgilere göre kuruluşundan beri halka açık bir şirket olan banka, bugün Munzam Sandığı aracılığıyla çalışanlarının ve emeklilerin yüzde 41,5'ine ortak olduğu, Türkiye'de benzeri bulunmayan bir ortaklık yapısına sahip. Aralık 2006 itibarıyla ortaklık yapısı şöyle: ''İş Bankası Munzam Sandık Vakfı yüzde 41,5, Atatürk (CHP) hisseleri yüzde 28,1 ve halka açık pay yüzde 30,4.