Balikesir’in Gönen ilçesinde “Balikesir ve Gönen’in Depremselligi, Türkiye’nin Deprem Gerçegi ve Depreme Karsi Alinmasi Gereken Önlemler” konulu bir sempozyum düzenlendi.
Gönen Ömer Seyfettin Kültür Merkezi’nde moderatörlügünü Prof. Dr. Abdullah Soykan’in yaptigi sempozyuma Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er konusmaci olarak katildi.
Sempozyumda konusan Prof. Dr. Abdullah Soykan, "Son 5,5 yilda degisik büyüklükte 51 bin depremin meydana geldigi Anadolu’nun 4 bin yillik geçmis depremlerinin sayisal çözümlemesi yapildiginda depremlerin en çok yüzde 13 agustos, yüzde 11 ekim ve yüzde 10 aralik aylarinda oldugu görülmüstür. Depremlerin en az oldugu aylar ise haziran, mart ve kasimdir. Türkiye’deki depremlerin yüzde 52’si Kuzey Anadolu Fayi üzerinde, yüzde 33’ü Ege Bölgesi çöküntülerinde, yüzde 13’ü de Dogu Anadolu Fayi üzerinde meydana gelmektedir. Türkiye’nin depremler bakimindan en güvenli yerleri basta Karadeniz kiyilari, sonra Iç Anadolu, en son da Güneydogu Anadolu Bölgesi’dir. Dünyada her yil 800 adet 5’ten büyük deprem olmaktadir. Türkiye’de yilda 5.5-6 arasinda iki deprem olma ihtimali var. Hasar seviyesi 5.5’ten sonra basliyor. Ölümlü depremler genel olarak 6’dan büyük depremlerde görülüyor. 6 ila 7 magnitüdlü depremler Türkiye’de 3-4 yilda bir tekrarlaniyor. Magnitüdü yaklasik 7’den büyük olan bir deprem Türkiye’de 9 ila 12 yilda bir tekrarlaniyor. Türkiye varliklarinin yüzde 91’i (350 milyar dolar) ciddi deprem riski tasiyor. 7-7.5 büyüklügünde bir deprem Istanbul veya Izmir civarinda oldugunda beklenen kayiplar milli gelirin yüzde 10-12 civarina ulasabilecektir. Muhtelif senaryolara göre 40-60 bin ev tamamen yikilacak ve 50 bin civarinda vatandasimizi kaybedecegiz. Beklenen yarali sayisi 250 bin kisiyi asacaktir. Bu nedenlerle Türkiye depremi ciddiye almali, ögrenmeli ve depremlere bilimsel olarak hazirlanmalidir" dedi.
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan ise konusmasinda Türkiye’nin dünyanin sismik yönden en aktif kusaklarindan olan Alp-Himalaya deprem kusaginda bulundugunu ifade ederek, “Bu yüzden ülkemizde meydana gelen depremler olmaya devam edecektir. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada deprem etkisi altinda binalarin hasar görebilirligi tasiyici sistem yapisinin yetersizligi, yapida kullanilan malzemenin niteligi, yapinin oturdugu zeminin jeolojik-jeoteknik özellikleri, yapinin diri fay üzerine oturmasi ve yapi denetim yetersizligi gibi temel nedenlerden kaynaklanmaktadir. Biz bu unsurlari düzeltemedikten sonra her depremden sonra can ve ekonomik kayiplari yasariz” dedi.
"Balikesir-Gökçeyazi Fayi 7.2 büyüklügünde deprem üretebilir"
Balikesir il ve ilçelerinin dünyanin sismik yönden en aktif faylarindan biri olan Kuzey Anadolu Fayi’nin güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlandigina dikkat çeken Alkan, “Bu nedenle tarihsel/aletsel dönemlerde kentin birçok depremde yikildigi can ve mal kayiplarinin yasandigi bilinmektedir. Balikesir, merkez, ilçe ve mahallelerinden geçen birçok diri faylarin oldugu ve bu faylarin büyük bir bölümünün 7 ve 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip oldugunu göz önünde bulundurdugumuz zaman Balikesir’in deprem tehlikesinin yüksek oldugunu rahatlikla ifade edebilirim” dedi.
“Marmara Denizi’nde olacak deprem 28 milyon kisiyi etkileyecek”
Ulusal ve uluslararasi bilimsel çalismalarin Marmara Denizi’nde 7’nin üzeri maksimum 7.6 büyüklügünde bir depremin olabilecegi yönünde bilgiler verdigini ifade eden Aykan, “Burada mutlaka büyük bir deprem olacak ve burada olacak bir deprem Marmara Denizi’ne kiyisi olan tüm illeri; Balikesir, Istanbul, Bursa, Çanakkale, Yalova, Kocaeli, Tekirdag’i agir bir sekilde etkileyecektir. Balikesir özeline baktigimiz zaman özellikle kuzey ilçelerimiz basta olmak üzere, Balikesir ilimiz, Marmara Denizi’ndeki büyük bir depremden etkilenecektir. Ege Denizi’nde meydana gelen depremden 80 kilometre mesafedeki Izmir-Bayrakli ilçesinde yikilan binalar ve 1999 Gölcük depreminde yaklasik 150 kilometre mesafedeki Avcilar’da yikilan, hasar alan binalar, kötü zemin üzerindeki mühendislik hizmeti almayan binalarin riskli oldugunun açikça bir göstergesidir. Marmara Denizi’nde deprem üretebilecek fay segmentine Bandirma, Gönen, Marmara, Erdek ilçelerimiz yaklasik 50 kilometre mesafededir. Balikesir merkez ilçelerimiz ise yaklasik 120 kilometre mesafededir. Bu yüzden Balikesir’in birçok ilçesi Marmara Denizi’nde meydana gelecek büyük bir depremden etkilenecek, özellikle kötü zemin üzerinde mühendislik hizmeti almayan yapilar olumsuz yönde etkilenecektir. Marmara Bölgesi nüfus, sanayi, ekonomi, ulasim, tarihsel birikim, mühendislik yapilari vb. bakimindan en yogun olan bölge oldugu için burada olacak bir deprem Türkiye’nin ekonomisine bir hayli zarar verecektir. Bu deprem 28 milyonu etkileyecektir. Bu yüzden bu depremi çok fazla önemsememiz gerekiyor. Depremde can ve ekonomik kayiplarin yasanmamasi için depreme dayanikli saglam bina yapmamiz gerekir. Vatandaslarimiz oturduklari binalari lütfen sorgulasinlar. Yapinin insaat ruhsati, iskani olup olmadigi vs. emin olsunlar. Aktif fay zonlarinin sakinim bandi içinde kalan alanlara bina ve bina türü yapilasmaya sinirlama getirilerek vatandasimizin can ve mal güvenligi saglanmali ve bunlar fay yasasi kapsaminda degerlendirilmelidir. Fay yasasi ülkemiz için artik bir zorunluluktur. Bakanlik fay yasasi ile ilgili çalismalar baslatti. Umarim fay yasasi en kisa zamanda çikar. Yapilarin deprem yönetmeliklerine göre projelendirilmesi ve yapi denetimlerinin yapilmasi son derece önemlidir” diye konustu.
Sempozyuma Gönen Kaymakami Arslan Yurt, CHP Balikesir Milletvekili ve Genel Baskan Yardimcisi Ahmet Akin, Gönen Belediye Baskani Ibrahim Palaz, Milli Egitim Müdürü Metin Erbay da katildi.
Jeoloji Mühendisi Aykan Açiklamasi 'Marmara Denizi'nde Olacak Deprem 28 Milyon Kisiyi Etkileyecek'
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Marmara Denizi’nde meydana gelebilecek bir depremden 28 milyon kisinin etkilenecegini söyledi.