Kabaklar Ustasının Ellerinde Sanat Eserine Dönüşüyor

Osmanlı döneminde özellikle yeniçeriler tarafından yaygın olarak yapılan ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuş geleneksel uğraşlar arasına giren "kabak sanatı", Bursa'da yaklaşık 10 usta tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.

Tarihi Tahtakale Çarşısı'nda atölyesi bulunan kabak ustası Bedri Karalar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 57 yıldır geçimini bu işten sağladığını söyledi.

Kentte bu sanatla uğraşan 8-10 kişi olduğunu ve çoğunun hobi amacıyla bununla ilgilendiğini belirten Karalar, işin inceliği ve en büyük sıkıntılarından birinin, kabakların mevsiminden önce koparılması olduğunu anlattı.
Kabağın kasım ayından önce toplanmaması gerektiğini vurgulayan Karalar, şöyle devam etti:
"Kabaklar yaş iken koparıldığı için çürüyor. Nisan veya mayıs aylarında tohumları ekilip kasımda toplanması lazım ki kabak uzun süre yaşayabilsin. Ondan sonra üzerindeki yeşil kabuğu soymak lazım. Soyunca kehribar sarısı gibi sapsarı güzel bir kabak olur. Bütün işlem ondan sonra başlıyor. Mesela üzerindeki kirleri atmak için alüminyum tellerle ovmak, bundan sonra da kurutmak lazım. Dolayısıyla içi açılıp temizledikten sonra üzerine yapılması gereken işlemler, desenler istenildiği gibi yapılabilir."
- "Süs kabağı" değil, "susak kabağı"
Karalar, kabak sanatının yüzyıllar öncesinde farklı amaçlarla kullanıldığını dile getirdi.
Söz konusu üründen yapılan kaplarda baharat ve baklagillerin saklandığını, bundan su kabı olarak yararlanıldığını aktaran Karalar, "Tabii ki bunlar 80-100 yıl önce olan şeyler. Pekmez kaynatırken, çamaşır kuruturken kullanılırdı" diye konuştu.

Bu ürünün halk arasında "süs kabağı" diye bilindiğini ifade eden Karalar, asıl adının "susak kabağı" olduğuna değindi. Karalar, şunları kaydetti:
"Kabakların üzerine başlangıçta yakma işlemiyle bebek figürleri yapıyorduk. Mesela Osmanlı erkeklerinin kalpaklı, kadınlarının peçeli resimlerini yapıyorduk fakat bunlar sadece aksesuar olarak kalıyordu. Daha sonra bunları boncuklarla renklendirerek avize ve abajur haline getirdik. Bu sanatı bırakabileceğimiz kişiler ancak evlerinde amatörce yapan insanlardır ama bizim gibi teşhirli bir yere sahip olabilirler mi bilmiyorum. Umut ediyorum ki bu sanat devam eder. Susak kabağının çok eski tarihlerden, Osmanlı döneminde özellikle yeniçerilerden bu döneme gelişindeki sebep, insanların içinde var olmasıdır."
Eserlerinin fiyatları hakkında bilgi veren Karalar, emeğine göre değer biçerek 70-600 liradan sattıklarını sözlerine ekledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile