Yılmaz, AA muhabirine, 1 Kasım'da meşru şekilde gerçekleştirilen seçimlerin, demokratik ve şeffaf ortamda yapıldığını söyledi.
Seçim sonuçlarına, milli iradenin kararına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, seçimin hemen ardından bir gazetede yer alan "başörtülü hakim" haberine de "demokrasi düşmanlığı" ifadesiyle tepki gösterdi.
"Başörtülü bir hakim üzerinden algı yönetmek, başörtülü bir hakime görevini yakıştıramamak, ikincil ve hor görmek" gibi tutumlara Türkiye'nin yeni şahit olmadığını belirten Yılmaz, "Bu ayrıştırmayı, uzaklaştırmayı, cinsiyetçi takınmayı, insanların dini kimliğinden dolayı yaşam pratiklerini eleştirenleri, bu toplum artık kabul etmiyor" diye konuştu.
Yaklaşık bir yıldır çok sayıda kamu görevlisinin mesleğini başörtülü icra ettiğine dikkati çeken Yılmaz, kamu kurumlarında başörtüsü serbestliğinin sağlandığını vurguladı.
Yılmaz, 28 Şubat sürecinde birçok kadının işinden uzaklaştırıldığını veya istifa etmek zorunda kaldığını dile getirdi.
AK Parti iktidarıyla bu durumun artık yaşanmadığını belirten Yılmaz, "İnsanlar devletin normalleşmesini bekledi ve sosyal mutabakat sağlandı. Artık öğretmen, doktor, avukat, her meslekte çalışan kadın, başörtüsüyle mesleğini icra etmeye başladı" diye konuştu.
İnsanların hak ve özgürlüklerini savunan, onlar için politikalar geliştiren partilere oy verdiğine dikkati çeken Yılmaz, "başörtülü hakim" haberine ilişkin, "En meşru şekilde gerçekleştirilen seçimleri hazmedemedikleri gibi sosyal demokrasiyi de hazmedemiyorlar. Baktılar ki seçim sandıklarından kendileri gibi düşünmeyenler çıktı, o zaman biz bunların kutsallarına saldıralım anlayışına gittiler" ifadelerini kullandı.
- "Nasıl 'Başörtülü bir kadın hakim olamaz' şeklinde dikte yapılabilir"
Başörtüsü karşıtı eylemleri "son derece gayriahlaki" olarak niteleyen Yılmaz, bu eylemlerin her zaman baskıcı tavırlar taşıdığını söyledi.
Yılmaz, "Özgürlükten bahsediyorlar ama kendileri gibi olmayanlara asıl baskıyı kendilerinin yaptığını bir türlü göremiyorlar. Dini yaşam tarzını benimseyen insanlara gösterilen tahammülsüzlük bir despotluktur. Nasıl 'Başörtülü bir kadın hakim olamaz' şeklinde bir dikte yapılabilir?" değerlendirmesinde bulundu.
KADEM olarak uzun yıllardır Türkiye Cumhuriyeti'ne damga vuran tek tip kadın anlayışına karşı, onların çeşitli hallerini, yaşam biçimlerini öne çıkaran çalışmalar yaptıklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Müslüman kadın, Alevi kadın, çalışan kadın, anne kadın gibi farklı kimlikler, demokrasinin içinde kendisine muhakkak yer bulmalı. Bunun mücadelesini veren bir sivil toplum örgütüyüz. Türkiye'de kadının çalışma hayatındaki durumuna, ekonomiye dahil olmasına ve temsil oranları gibi konulara eğiliyoruz. Çünkü ülkemizde başörtüsüyle okula giremeyen ve çalışamayan kadına 'Gel senin çalışma haklarınla ilgili politika üretelim' demek, abesle iştigal etmektir."
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Açıklaması
ANKARA - Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Başkanı Sare Aydın Yılmaz, "başörtülü hakim" haberlerine tepki göstererek, "En meşru şekilde gerçekleştirilen seçimleri hazmedemedikleri gibi sosyal demokrasiyi de hazmedemiyorlar. Baktılar ki seçim sandıklarından kendileri gibi düşünmeyenler çıktı, o zaman biz bunların kutsallarına saldıralım anlayışına gittiler" dedi.