Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ufuk Göker Taşdemir Açıklaması

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ufuk Göker Taşdemir Açıklaması

Çorlu Özel Optimed Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ufuk Göker Taşdemir, kadınlarda görülen yumurtalık kistlerinin tedavi edilmezse, büyüyerek yırtılabileceğini ve kanamaya sebep olarak hastanın hayatını tehlikeye sokabileceğini söyledi.


Yumurtalık kistlerinin, üreme çağındaki kadınlarda sık rastlanılan ve çoğu iyi seyirli olan, çoğu zaman tedavi gerektirmeyen ve kendiliğinden kaybolan oluşumlar olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Taşdemir, yumurtalık kistinin oluşmasını engellemenin yolunun düzenli jinekolojik muayenelerle erken teşhis konması oluğunu ifade etti

Hemen her kadının hayatının bir evresinde yumurtalıklarında saptanabilen birbirinden farklı birçok türü olan ve hormonların etkisinde gelişen içi sıvı dolu kitlelere kist denildiğini anımsatan Op. Dr. Taşdemir, “Yumurtalık kistleri, üreme çağındaki kadınlarda sık rastlanılan ve çoğu iyi seyirli olan, çoğu zaman tedavi gerektirmeyen ve kendiliğinden kaybolan oluşumlardır. Yumurtalıklardaki kistler genellikle belirti vermeyip, çoğu zaman rutin jinekolojik kontroller sırasında fark edilir. Yanlış inanışlarla halk arasında kansere meyilli bir durum olarak görülerek gereksiz yere endişe yaratmaktadır. Yumurtalık kistlerini ve özelliklerini anlatmadan önce normal bir kadında her ay olan döngüyü anlamak gerekir. Kadında bulunan ve tıp dilinde over denilen yumurtalıklar kadınlık hormonları denilen östrojen, progesteron ve erkeklik hormonu denilen testosteronu üretmenin yanı sıra her ay insanoğlunun üremesi için gereken yumurta hücresini (oosit) de oluşturmakla görevli bir organdır. Rahmin her iki yanında bulunurlar” dedi.

Yumurtalıkların görevinin ergenlik dönemiyle birlikte başladığını ve menopozla birlikte bittiğini vurgulayan Op. Dr. Taşdemir, adet dönemi başlamayan ya da menopozdaki kadınlarda kist oluşumunun nadir görüldüğünü dile getirdi

Sağlıklı kadınlarda genellikle her adet döneminde yumurtalıkların birinde, yumurta içeren ve follikül denilen 20-22 mm boyutta kist oluştuğunu ifade eden Op. Dr. Taşdemir, “Follikülün çatlaması ile içindeki yumurta atılır. Gebelik oluşmaz ise hasta adet görür. Bazen bu follikül çatlamaz ve büyüyerek kistleşir veya çatlama olsa bile içinde olan kanama ile basit folliküler veya hemorajik (kanamalı) kistler gelişir. Bu durum çoğunlukla hormonal düzensizliklerle birliktedir” diye konuştu.

Yumurtalık kistlerinin follikül kisti, endometrioma (çikolata kisti), dermoid kist, korpus luteum kisti, teka-lutein kisti olmak üzere 5 çeşidi olduğunu kaydeden Op. Dr. Taşdemir, follikül kistinin gençlerde en sık rastlanan kistlerin başında geldiğini belirtti.

Follikül kistinin gelişen yumurta hücresinin çatlamaması ve büyümeye devam etmesi nedeni ile olduğunu dile getiren Op. Dr. Taşdemir, “Büyüklükleri genelde 2-3 santimetredir, nadiren 4 santimetreyi aşar. Oldukça gergin ve içinde berrak sıvı içeren kistlerdir. Herhangi bir komplikasyon yaratmazlar. Follikül kistleri genelde belirti vermezler. Patlaması ya da kendi etrafında dönmesi ve cerrahi gerektiren akut batın tablosu yaratması yok denebilecek kadar azdır. Bazen östrojen hormonu salgılayarak adet düzensizliğine neden olabilir. Sıklıkla başka bir nedenle yapılan ultrason incelemesi esnasında fark edilen follükül kistleri, belirti verdiğinde en sık adet gecikmesine neden olur ve hastalar bu gecikme nedeni ile jinekoloğa müracaat ettiğinde fark edilirler” ifadelerini kullandı.

Follikül kistlerinin genelde kendiliğinden kaybolduğunu ve tedavi gerektirmediğini ifade eden Op. Dr. Taşdemir, bazı zamanlarda kistin küçülmesini kolaylaştırmak için doğum kontrol hapları verilebileceğini söyledi.

Çikolata kistlerinin, rahimin içini döşeyen endometrium denen tabakanın yumurtalıklarda bulunması ve her adet döneminde kanayarak kistleşmesi sonucunda oluştuğunu kaydeden Op. Dr. Taşdemir, “Her adet döneminde kanayan kist içerisinde uzun süre kalan kan zamanla pıhtılaşıp eriyerek, çikolata rengi ve kıvamında bir sıvı halini alır. Bu nedenle bu kistler 'çikolata kisti' olarak anılmaktadır. Kötü huylu veya kanser türünden bir kist değildir. Genellikle 4-5 santimetre boyutlarındadır ancak bazen daha küçük veya 10-15 santimetre kadar büyük de olabilmektedir” açıklamasında bulundu.


"DERMOİD KİST İÇİN İLAÇ TEDAVİSİ YOKTUR, MUTLAKA KİSTİN ALINMASI GEREKİR"
Dermoid kistin daha çok üreme çağlarındaki kadınlarda görülen, büyüklükleri 2-3 santimden çok büyük 20-30 santime kadar değişebilir iyi huylu kistler olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Taşdemir, “Bu kistler içerisinde saç, kıl, diş, tırnak, kemik, sinir gibi dokular bulundurmaları ile ilginç bir görüntü oluştururlar. İçerisinde ayrıca yoğun yağlı sarı bir sıvı doludur. Dermoid kist için ilaç tedavisi yoktur, mutlaka laparoskopik veya açık ameliyat ile kistin alınması gerekir. Nadiren kist ile birlikte yumurtalığın tamamının alınması gerekebilir. Kistin içerisindeki sıvı ve diş, kıl, saç benzeri yapılar temizlenerek kistle birlikte karın dışarısına alınır ve patolojiye gönderilir” şeklinde konuştu

Korpus luteumun görevinin olası bir gebelikte düşük olmadan gebeliğin rahime yerleşmesini sağlayan progesteron adı verilen hormonun plasenta fonskiyonel hale gelene kadar üretilmesi olduğunu dile getiren Op. Dr. Taşdemir, “Bu doku zaman içinde sıvı birikmesi nedeniyle kistleşebilir. Genelde 3-4 santim büyüklüğündedir. Hormon salgılaması olduğu için adet rötarına yol açabilir. Kist içinde kanama olursa kasıklarda ağrı görülebilir. Bazen patlayıp karın içinde kanamaya yol açabilir. Bu durumda dış gebelik ile karıştırılabilir. Herhangi bir komplikasyon gelişmediği durumlarda tedavi gerektirmez. Kendiliğinden kaybolur. Teka-lutein kisti ise aşırı hormon salgısına bağlı olarak ortaya çıkar. Hemen hemen her zaman çift taraflıdır ve 20 santim kadar büyük olabilirler. Sıklıkla kısırlık tedavisi alanlarda görülür. Tedavide yatak istirahatı ve takip gerekir. Bazı zamanlarda cerrahi tedavi gerekli olabilir” dedi.

Yumurtalık kistlerinin çoğunun rutin taramada fark edildiğini kaydeden Op. Dr. Taşdemir, yumurtalık kistlerinin en sık belirtilerinin adet düzensizlikleri, karında şişlik karın veya kasık ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı, sindirim sitemi bozuklukları, idrar yolu şikayetleri olduğunu dile getirdi.

Over kisti dışındaki pek çok durumda benzeri şikayetler olduğundan çoğunlukla önemsenmediğini belirten Op. Dr. Taşdemir, “Çok fazla büyümeyen bir over kisti karın boşluğu içerisinde kendine rahatlıkla yer bulabileceği için bir şişlik yapmaz. Ağrı, over kistlerinde görülen nadir bir bulgudur. Eğer ağrı varsa bu kitlenin büyüdüğünü, iltihaplandığını ya da bir endometriozis probleminin de olabileceğini gösterir. Yumurtalıkta kistleri olan kişilerde nadiren kistlerin kendi etrafında dönmesi (torsiyon) veya patlaması (rüptür) şiddetli ağrı ve akut karın tablosuna yol açabilir. Bu problemler halk arasında 'kistin patlaması veya kistin kanaması' olarak adlandırılmaktadır. Akut karın ağrısı yapan bu durumlarda acil ameliyat gerekebilir. Unutulmaması gereken nokta, yumurtalıktaki kistlerin çok farklı türlerinin olduğu ve yarattığı şikayetlerin türüne bağlı olabileceğidir” diye konuştu.

Kistlerin iyi veya kötü olduklarının ayrımında ise genelde hastanın yaşı, kitlenin büyüklüğü ve şekli, basit kist/solid kist ayrımı, etrafa olan yapışıklığı, hassas olup olmamasına bakıldığını belirten Op. Dr. Taşdemir, tanıda hastanın ve kitlenin durumuna göre bazen bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MRI), hormon tetkikleri ve kanda tümör belirteçleri (tumor markerları) incelenerek tedavi için bir karara varıldığını kaydetti.

Basit kistlerin çok büyük çoğunluğunun bekleme tedavisi ile kaybolduğunu söyleyen Op. Dr. Taşdemir, doğum kontrol haplarının yumurtalıkların aktivitesini durdurduğundan dolayı hapların rutin kullanmalarının gereksiz olduğunu dile getirdi.

Zaman içinde geçmeyen basit kistlerin transvajinal ultrasonografi ile aspire edilmesi-çekilmesinin ve alınan sıvının sitolojik tanıya gönderilmesinin hem tanı koydurucu hem de tedavi edici olduğunu belirten Op. Dr. Taşdemir, şöyle devam etti: “İnfeksiyon düşünülen kistlerde girişim öncesi antibiyotik tedavisi verilmelidir. 10 santimden büyük, sürekli büyüyen, ultrasonografik, doppler (kanlanma artışı) ve tümör marker sonuçları malignite-kötü huyu düşündürüyorsa kist operasyonla (laparoskopi veya açık karın ameliyatı ile) alınıp, patolojik tetkike gönderilmelidir. Menopoz dönemindeki kistlerin kötü huylu olma olasılığı çok daha fazla olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.”

“YUMURTALIK KİSTLERİ TEKRARLAR MI?”
Bazı kötü huylu kistlerin tekrar edebileceğini dile getiren Op. Dr. Taşdemir, kistler alındıktan sonra hastayı 6 aylık muayene ve ultrasonografi ile takip etmenin uygun olduğunu, kistlerin uygun bir cerrahi sınırla çıkarıldığı ya da iyi huylu olduğu takdirde nüksetme ihtimalinin az olduğunu kaydetti.

“KİSTLER HER ZAMAN KISIRLIK NEDENİ DEĞİLDİR”
Kistlerin her zaman kısırlık nedeni olmadığını ifade eden Op. Dr. Taşdemir, şunları söyledi:
“Eğer oluşum sebepleri hormonal düzensizlik ise infertilite görülebilir. Over kisti ile gebelik oluşabileceği gibi gebelik de over kisti oluşturur. İlk gebelik aylarında gebeliğin devamı için gerekli hormonları salgılayan ve boyutları bazen 8-10 santime ulaşabilen bir kist oluşur. Ancak gebelik ilerledikçe genelde küçülür ya da kaybolur. Takip etmek gerekir. Kist tedavi edilmezse daha da büyüyebilir, belli bir büyüklükten sonra yırtılarak karın içine kanama yapıp hastanın hayatını tehlikeye sokabilir. Kötü huylu ise vücuda yayılarak ameliyat edilemez aşamaya gelebilir. Yumurtalık kistinin oluşmasını engellemenin kesin bir yolu olmasa da düzenli jinekolojik muayenelerle erken teşhis yapılabilir. Sonuç olarak, hiçbir şikayet olmasa da her kadının mutlaka yılda 1 kez kadın doğum uzmanı tarafından muayenesi önerilmektedir.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile