Tünel'de bir araya gelen kadınlar, "Kobani'de katliamla Suriye'yi işgal planlarıyla barış olmaz, biz kadınlar barışta ısrarcıyız" pankartı açtı. "Barış için oy verdik savaş hükümetine hayır", "IŞİD'e destek kadın düşmanlarına destektir", "IŞİD'e destek kadınlara katliam yapmaktır", "Medya savaş dilinden vazgeç", "Barış hemen şimdi", "Barış için oy verdik, savaş hükümetine hayır", "Savaşa değil kadınlara bütçe", "Ezidi, Türkmen, Kürt, Ermeni, Süryani, Arap barış istiyor" yazılı Türkçe, Kürtçe, İngilizce dövizler taşıyan kadınlar, Kürtçe ve Türkçe "Kadınlar savaş istemiyor", "Kadın dayanışması sınırları açıyor", "Savaş değil barış meclisi kurulsun", "IŞİD'e karşı kadın dayanışması", "Türkiye'de çözüm, Rojava'da savaş olmaz" sloganları attı.
Gruptan bazılarının İmralı Cezaevi'nde ağırlaştırılmış hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'ın posterlerini ve terör örgütü PKK bayrakları taşıması üzerine polis, TOMA ve çevik kuvvet ekiplerinin yardımıyla İstiklal Caddesi'ni kapatarak yürüyüşe izin vermedi.
Gruptakilerin poster ve bayrakları kaldırması sonrasında yapılan görüşmelerin ardından polis yürüyüşe izin verdi. Tünel'den yürüyüşe geçen kadınlar, slogan attı, alkış tuttu, zılgıt çekti. Gruptakilere, yoldan geçen bazı vatandaşlar da destek verdi.
Galatasaray Meydanı'na ulaşan kadınlar, üzerinde "Barış noktası" yazan bir pankartın çevresinde oturma eylemi başlattı. Burada Türkçe ve Kürtçe hazırlanan basın açıklaması okundu.
Açıklamayı okuyan Evrim Kurdoğlu, kadınlar olarak Türkiye topraklarına barış ve huzurun gelmesi için yıllarca farklı farklı oluşumlar içinde çabaladıklarını ve mücadele verdiklerini söyledi.
"Emeklerimizin boşa gitmeyeceğine dair umudumuzun yükselmeye başladığı günleri ne yazık ki hızla geride bırakıyoruz" diyen Kurdoğlu, şunları kaydetti:
"25 Haziran'da Kobani'ye yöneltilen saldırıda ölenlerin sayısı 230'u aştı ve hepimizi bir kez daha acı ve öfkeye boğdu. Aynı zamanda barışa olan inancımızı sarsmak bir yana barış için mücadele azmimizi daha da güçlendirdi. 25 Haziran saldırısı yeni bir savaş sürecinin geliştirilmekte olduğunu gösteriyor. Sınırları içinde barış sözleri verilmişken sınırın yanı başında aynı halka aynı insanlara karşı savaş kışkırtılıyor. Çözüm süreci son 3 aydır durma noktasına geldi. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve toplumsal barışın sağlanması için bir mutabakata ulaşıldığını sandığımız anda, kin nefret ve hırs tekrar gündelik yaşamı karartmaya başladı."
Siyasetçilere ve medyaya çağrı yapan Kurdoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Burası Ortadoğu, sınırlar yapay ve geçirgen. Dışarıda savaş varken içeride barış ve huzur hakim olamıyor. Bu gerçeklerle mecliste yerinizi alın. Türkiye'nin farklılıklarını yansıtan bir meclis varken savaşı, savaş tezkerelerini herhangi bir sorunun çözümü haline getirmeyin. Halihazırda bir hükümet kurulmuş değil. Geçici bir hükümet de savaş kararı alamaz. Türkiye'nin seçimde barış dediğini, sizden bir barış meclisi olmanızı istediğini unutmayın. Çağrımız medyaya; Barış gazeteciliğini ve barışını dilini hakim kılın. Halkın barış isteğine kulak verin. Doğru haber yapın, savaş çığırtkanlığından vazgeçin."
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Pervin Buldan ve Filiz Kerestecioğlu, sinema sanatçısı Nur Sürer'in de bulunduğu grup basın açıklamasından sonra dağıldı.
Kadınlardan 'Barış Yürüyüşü'
Barış İçin Kadın Girişimi öncülüğünde bir araya gelen çok sayıda kadın kuruluşu üyesi, "IŞİD'in Kobani'ye saldırıları" ve "Türkiye'nin Suriye'ye gireceği" iddialarını yürüyüşle protesto etti.