Kahire seçim öncesi kendi kuyusunu kazıyor

Seçim öncesinde muhalefete ağır baskı uygulayan Mısır hükümeti, bu partilerin boykotu savunan aşırı kanatlarını güçlendirme riskine giriyor.


Mısır’da 28 Kasım’daki parlamento seçimleri yaklaşırken, iktidardaki Ulusal Parti liderlerinin, muhalefet güçlerinin oylamanın adil bir biçimde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair şüphelerini bertaraf etmek için verdiği güvenceler yeterli değil. Zira seçimler sadece vaatler sayesinde sağlıklı bir havada gerçekleşemez ve böyle bir ortamda sonuçlar da seçmenin iradesini ifade edemez.
İşin aslı şu ki, geçmişte yapılan bütün seçimlerden önce yine aynı isimler benzer güvenceler veriyor, ardından olan oluyor ve Ulusal Parti oyların ezici çoğunluğunu kazanıp parlamentodaki koltukları alıyordu. Sonrasında Ulusal Parti muhalefet adaylarının protestolarına cevap veriyor, seçimlere hile karıştırıldığı, sonuçlarıyla oynandığı ve seçmenlerin iradesinin etkilendiği yönündeki iddiaları yalanlıyordu. 

Uluslararası gözlemciler
Bugün Ulusal Parti ve bazı muhalefet güçleri seçimlere uluslararası gözlemcilerin katılmasını kabul etmiyor. Fakat sivil toplum örgütlerinin denetimine nokta koymayı veya seçim gelişmelerini ele almak isteyen basın kuruluşlarına sınırlama getirmeyi hedefleyen her önlem seçimlerin selameti hakkında soru işareti oluşturur. Ayrıca muhalefetin ve Müslüman Kardeşler’in adaylarına veya bağımsız adaylara baskı yapılırken iktidar partisinin adaylarına halkın arasında rahat rahat dolaşmaları, konferanslar ve toplantılar yapmaları için geniş alan tanınması, adaylar arasındaki fırsat eşitliği kavramının içini boşaltıyor.
Mısır hükümeti, iktidar partisi ve bazı muhalefet partileri, Müslüman Kardeşler’in bir önceki seçimlerde 88 koltuk kazanarak sergilediği başarıyı tekrarlamasını istemiyor. Fakat bu temenni seçim düşüncesini tümüyle yerle bir etmemeli. ‘Hastalıklar’ ve ikilemler yaşayan partilerin asıl yapması gereken, Müslüman Kardeşler’in önceki seçimlerde üstün gelmesinin sebeplerini araştırmak ve aynı başarıyı gerçekleştirmeye çalışmaktır. Tabii bu araştırma seçmenlerin iradesini değiştirmeyi veya adayların önüne engeller koymayı kapsamamalı... 

Yargı denetimi de eksik
Mısır’da yaklaşan seçimler kapsamlı bir yargı denetimi olmadan yapılacak. Bu da muhalefet güçlerinin endişelerini giderme sorumluluğunu hükümete ve iktidar partisine yüklüyor. Muhalefetse, iktidar partisinin adayları lehine müdahalelerden, devlet imkânlarının bu adayların desteklenmesi için kullanılmasından, buna karşın kendi adaylarının seçmene ulaşma veya seçmenin sandığa ulaşma hakkından mahrum bırakılmasından endişe duyuyor.
Hükümetin Müslüman Kardeşler’in seçimleri boykot etmesini istediği kesin, ancak Müslüman Kardeşler sadece seçimlere katılmanın bile basit kazanımlar getireceğini düşünüyor. Bu kazanımların en başında halkla bağlantıyı sürdürme, hükümetin şaibeli yöntemlerini ve niyetlerini ifşa etme imkânı geliyor.
Adaylarına baskı yapılırsa veya iktidar partisi adaylarına ayrıcalık tanınırsa seçimi boykot etme tehdidinde bulunan Vefd Partisi de oylamaya katılacak ve boykot kartını hükümete baskı aracı olarak kullanacak. Oysa seçimlerin her halükârda baskı olmaksızın düzenlenmesi gerekiyor. 

İlk günden şikâyet
Adaylık başvurusu süreci dün başlarken, gazeteler bazı başvuru dilekçelerinin sunulamaması veya ilgili hükümet çevrelerinden aday kimlik kartlarının verilmemesine ilişkin şikâyetlere dair haberler içeriyordu. Bu, kimin galip geleceğini herkesin bildiği bir oyunun başlangıcı.
Diğer yandan, Vefd, Tecemmu ve Nasır gibi partilerin yanı sıra Müslüman Kardeşler’in de seçimlere katılma konusunda bir iç muhalefetle mücadele etmesi dikkat çekiyor. Dolayısıyla seçimlerde hile yapılması bu partilerin içindeki aşırılıkçı kanatları güçlendirecek, hükümetin sözüne inanıp katılma kararı alanları da zayıflatacaktır. İşte o zaman, iktidar partisi sadece aşırılıkçıların kendisiyle rekabet ettiğini görecektir... (Londra’da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 4 Kasım 2010)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile